Ahmet Varol / Yeni Akit
Lübnan’da şimdi de cumhurbaşkanlığı krizi
Lübnan’da küresel emperyalizmin geriye bıraktığı etnik, dini ve mezhebi ayrımcılık temeline dayanan sözde demokrasiye göre devletin üst kademeleri ve parlamentodaki sandalyeler belli kontenjanlara göre paylaştırılmıştır.
Cumhurbaşkanının da Maruni Hıristiyanlardan olması gerekiyor. Fakat cumhurbaşkanı meclisteki oylamayla seçiliyor ve bir adayın cumhurbaşkanı seçilebilmesi için seçim oturumunun birinci oylamasında en az üçte iki oranında oy alması gerekiyor. Sonraki oylamalarda ise salt çoğunluğun desteğini alması yeterli oluyor. Dolayısıyla aday kendisi her ne kadar Maruni kesimden olsa da cumhurbaşkanı seçilebilmesi için diğer kesimlerden de bazı oluşumlarla ittifak sağlaması ve onların da desteğini alması gerekiyor.
Lübnan’da bundan önceki dönemde de cumhurbaşkanı seçilmesi konusunda uzun süren bir kriz yaşanmıştı. O zaman iki buçuk yıla yakın bir süre devam eden cumhurbaşkanlığı seçimi meselesi sonuçta Hizbullah’ın desteklediği Mişel Avn üzerinde ittifak sağlanmasıyla çözülmüştü.
Mişel Avn’ın görev süresi 31 Ekim 2022 tarihinde doldu ve yeni bir cumhurbaşkanı seçilmesi gerekiyor. Ancak şimdiye kadar yapılan oylamalardan bir sonuç çıkmadı. Son olarak 24 Kasım tarihinde gerçekleştirilen oylamadan da bir sonuç çıkmadı. Söz konusu tarihte gerçekleştirilen oturumun birinci oylamasında en fazla oy alan aday, ülkenin eski cumhurbaşkanlarından olan ve cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasından çok kısa bir süre sonra bir suikast sonucu öldürülen Röne Muavvad’ın oğlu Mişel Muavvad oldu. O, 128 milletvekilinden 110 kişinin katıldığı oylamada 42 milletvekilinin desteğini elde edebildi, ama bu sayı seçilmesi için yeterli değildi. Isam Halife 6, Ziyad Barud 2, Bedri Dahir ise 1 oy alabildi. 50 milletvekili beyaz yani boş oy attı. 10 milletvekilinin oyu ise geçersiz sayıldı. Bunlardan 8 tanesinin kartlarına “Yeni Lübnan” diye yazmaları dikkat çekti. İkinci oylamaya özellikle Hizbullah mensubu veya onunla ittifak halindeki siyasi oluşumları temsil eden milletvekillerinin katılmaması sebebiyle oylama yapılması için yeterli sayıya ulaşılamadı. Meclis Başkanı Nebih Berri de cumhurbaşkanlığı seçimi için 8. oturumun 1 Aralık Perşembe günü düzenleneceğini bildirerek oturumu kapattı.
Oylamalarda en çok öne çıkan isim durumundaki Mişel Muavvad, liderliğini Semir Ca’ca’ın yaptığı ve Maruni hıristiyanların bir kısmının siyasi hareketi niteliğindeki Lübnan Güçleri ile Dürzilerin partisi olarak bilinen ve liderliğini Velid Canbulat’ın yaptığı İlerici Sosyalist Parti tarafından destekleniyor. Ancak Hizbullah ve onunla ittifak halindeki diğer siyasi gruplar destek vermiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili yorumlar yapanlar da şimdiye kadar gerçekleştirilen oturumlardan bir sonuç elde edilememesinde Hizbullah’ın birinci derecede rolü olduğunu ileri sürüyorlar. Hizbullah mensubu veya onunla ittifak halindeki milletvekillerinin oturumun birinci oylamasında beyaz oy kullanarak herhangi bir adayın yeterli çoğunluğa ulaşmasını, sonraki oylamalara da katılmayarak oylama yapılması için gerekli sayının oluşmasını engellediklerini söylüyorlar. Hizbullah adına açıklama yapanlar ise direnişi sırtından hançerlemeyecek bir cumhurbaşkanı istediklerini iddia ediyorlar. Ancak henüz kendilerinin öne çıkardıkları ve destek verdikleri bir adayları da yok.
Lübnan’daki sisteme göre cumhurbaşkanlığına aday olmak için önceden başvuruda bulunulması gerekmiyor. Oturumun açılmasıyla birlikte aday olmak mümkün. Dolayısıyla 8. oturumda da aynı kişilerin yarışması zorunlu değil.
Mevcut manzara ülkede 1 Aralık’ta gerçekleştirilecek 8. oturumdan da bir sonuç çıkması ihtimalinin bulunmadığını gösteriyor. Bu durum karşısında eğer bir isim üzerinde ittifak sağlanamazsa 2016’da Mişel Avn’ın seçilmesi öncesinde yaşanan krizin bir benzeri ortaya çıkabilir.
Böyle bir kriz ise bu sıralarda hem ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya olan, hem de siyasi boşluk yaşayan Lübnan’ı daha fazla sıkıntıya sokacak.