Uzun süredir istikrarsızlıkla boğuşan Libya, 5 Şubat Cuma günü Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde İsviçre'de düzenlenen Libya Siyasi Diyalog Forumundaki (LSDF) oylama neticesinde ülkeyi geçiş döneminde yönetecek yeni kadroya kavuştu. Ancak, ülkede açılan bu yeni sayfada, çiçeği burnundaki yeni ekibi 24 Aralık'ta yapılması planlanan seçimlere hazırlık kapsamında maratona benzer yoğun bir çalışma temposu bekliyor.
Libya, son yıllardaki çatışmalı ve çalkantılı tablosunu sonlandırmak için uluslararası toplumun da çabalarıyla 2020 sonlarında bir ateşkes ve siyasi diyalog dönemine girdi. Libya için kurulan çeşitli müzakere masaları son meyvesini İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen forumun son gününde 5 Şubat'ta verdi. BM tarafından Libya'nın içindeki farklı bölgelerden ve aidiyetlerden seçilen 74 kişilik LSDF, dört aday listesinden iki tur oylamada ülkeyi seçimlere taşıyacak geçiş yönetimini belirledi.
"Tartışmalı" kabul edilen isimlerin yerine daha az tanınmış yeni yüzler tercih edildi
İkinci turdaki oylamada LSDF üyeleri arasında, Libya içinde bugüne kadar siyasetin en ön sırasında yer alan ve bu nedenle de "tartışmalı" kabul edilen isimlerin yerine daha az tanınmış yeni yüzlerle yola devam edilmesi görüşü hakim geldi.
Başbakanlık için Abdulhamid Dibeybe, Başkanlık Konseyi Başkanlığı için Muhammed el-Menfi, Başkanlık Konseyi üyelikleri için de Musa el-Koni ve Abdullah el-Lafi, ikinci turda 74 üyeden 39'unun oyunu alarak ülkenin geçiş yönetiminde yer alan isimler oldu.
Libya içindeki aktörler ve uluslararası toplum tarafından memnuniyetle karşılanan yeni yönetimi, 10 ay gibi kısa bir sürede ülkeyi seçimlere taşımak için yoğun bir icraat dönemi bekliyor.
Başkanlık Konseyi ve Ulusal Birlik Hükümetinin yetkileri
Başkanlık Konseyinin yetkilerinin başında Libya Ordusu Başkomutanlığını üstlenmek ve ordunun üst düzey mensuplarını ve İstihbarat Kurumu Başkanı'nı atamak geliyor. Ayrıca, Libya'daki yabancı ülke misyon temsilcilikleri ve temsilcilerini akredite etmek, Temsilciler Meclisi, Milli Savunma ve Güvenlik Konseyine danışmak şartıyla olağanüstü hal ilan etmek, savaş ve barış kararı almak gibi yetkileri bulunuyor.
Ancak bu sisteme göre, Cumhurbaşkanı'na benzer konumundaki Başkanlık Konseyi Başkanı, karar alma süreçlerinde tek başına yetkili olamıyor. Tüm kararların, Başkan dahil Başkanlık Konseyinin üç üyesinin oy birliği ile alınması gerekiyor. Kuvvetler ayrılığı amaçlı bu kurala aykırı olarak alınan tüm kararlar hükümsüz sayılıyor.
Başkan'ın yetkileri ise Başkanlık Konseyinin çalışmalarını denetlemek, toplantılarına başkanlık etmek, toplantı tutanaklarına göre kararnamelerini imzalamak ve dış ilişkilerde devleti temsil etmekle sınırlı tutuluyor. Hükümet içindeki Dışişleri ve Savunma bakanlarının Başkanlık Konseyi ile istişare içinde atanması gerekiyor. Yol haritasına göre, Başkanlık Konseyinin ülke içindeki sosyal barışı tesis etmek için "genel af, geçiş dönemi adaleti" gibi başlıklar üzerine çalışacak olan Ulusal Uzlaşı Komisyonu Başkanı ve üyelerini de bir an önce ataması gerekiyor.
Devletin yüksek idari organı Ulusal Birlik Hükümetinin (Başbakan) yetki ve sorumlulukları arasında ise seçimlerin planlanan tarihlerde yapılmasını sağlamak, seçimlere kadar olan geçiş sürecini sonlandırmak, bunun için gerekli yasa tasarılarını hazırlamak, bakanları görevlendirmek ve Bakanlar Kurulunun aldığı kararları onaylamak bulunuyor. Yol haritasında ayrıca Bakanlar Kurulunun dağılımında ülke içindeki tüm etnik ve bölgesel aidiyetlerin gözetilmesi, hükümetin veya bakan yardımcılarının en az yüzde 30'unun kadınlardan oluşması yönünde bir madde de yer alıyor.
Hükümetin kurulmasındaki işleyiş
LSDF'deki seçim sonucunda Başbakan olarak belirlenen Abdulhamid Dibeybe'nin en geç 21 gün içinde yani 26 Şubat'a kadar kabinesini oluşturması gerekiyor. Dibeybe'nin oluşturacağı hükümet listesini ve programını Tobruk merkezli Temsilciler Meclisine (TM) sunması öngörülüyor. TM'nin de aynı şekilde 21 gün içinde yani en geç 19 Mart'a kadar tüm hükümeti mecliste tek seferde güvenoyuna tabi tutması şartı koşuluyor.
BM'nin yol haritası, Libya özelinde benzer süreçlerde olduğu gibi TM içindeki çekişmelerden ötürü kabine listelerinin güvenoyu alamaması ihtimaline karşı hükümetin son olarak LSDF'de görüşülmesini öngörüyor.
Yol haritasına göre, hükümetin güvenoyu almasının ardından yeni Başbakan'ın kabinesi, Başkanlık Konseyi ve Başkan'ın yetkileri başlıyor ve öncelikli görevleri de ülkeyi seçimlere götürmek olarak öngörülüyor.
Libya'da seçimlere kadar askıda bekleyen pek çok dosya var
Libya için siyasi süreç adına her şeyin yolunda gitmesi halinde 24 Aralık'ta seçimlere gidilmesi BM'nin yol haritasının köşe taşını teşkil ediyor.
Ancak seçimlere gidilecek Anayasa ve seçim kanunu konusu uzun tartışmaları da beraberinde getirdiği için 21 Aralık 2020'de LSDF'de bir Yasa Komitesi kuruldu.
Komite, ülkedeki Tobruk Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi ile seçimlerin yasal zemininin oluşturulması ve Anayasa taslağı üzerinde çalışıyor.
BM'nin Libya'da daha önce önüne çıkan engellerden edindiği tecrübeler dolayısıyla, bu yol haritasında, "Yasal metinlerin kullanılarak sürecin yavaşlatılmasına müsaade edilmeyeceği" ifadesi bulunuyor.
Libya içinde farklı başlıklarda kurulan müzakere masaları da aynı şekilde görüşmelerine ve çalışmalarına devam ediyor.
Askeri alanda kurulan ve iki taraftan da beşer temsilci bulunması nedeniyle 5+5 Ortak Askeri Komitesi şeklinde isimlendirilen müzakere masasının uzlaşıları ise henüz sahada hayata geçirilemedi. Askeri Komitenin uzun süre önce üzerinde anlaşmasına rağmen, ülkenin kuzeyi boyunca uzanan sahil yolu ve özellikle Misrata-Sirte hattı henüz sivil trafiğe açılamadı.
5+5 Komitesi yetkilileri yeni yönetimin seçilmesinin ardından yaptıkları açıklamada 15 gün içinde yolun açılacağını paylaşmasına rağmen, öncelikle ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter saflarında yer alan Rus özel güvenlik şirketi Wagner'e mensup paralı askerlerin döşediği mayınların temizlenmesi gerektiğine dikkati çekiliyor.
Aynı şekilde, Hafter'in ülkenin doğusunda paralel bir yönetim oluşturma çabası sırasında oluşturduğu sözde Merkez Bankası, sözde Ulusal Petrol Şirketi gibi devlet kurumlarının yeniden tek çatı altında toplanması yönündeki müzakereler de ülkenin ekonomideki önemli müzakere başlıkları arasında yer alıyor.