Libya’daki Fitne Hafter’den İbaret Değil!

Yazısında Libya’daki gelişmeleri değerlendiren Ahmet Varol, fitnenin sadece Hafter’den ibaret olmadığını belirterek onun arkasında fitneyi körükleyen asıl güçlere dikkat çekiyor.

Libya’daki fitnenin Hafter’den ibaret olmadığını belirten Ahmet Varol, “Libya’da fitne savaşını sürdüren sadece Hafter örgütü değildir. Fransa, Rusya, İsrail, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır da orada yerine göre silahlarıyla, yerine göre paralarıyla, yerine göre uluslararası mekanizmada diplomatik destek vererek, bazen de savaş uçağı hatta asker göndererek bilfiil savaşmaktadır… Halife Hafter, Libya’da Sisi modeli bir cunta yönetimini hakim kılmak amacıyla ortaya çıkarılmış ve Arap dünyasındaki dikta rejimleri başta olmak üzere muhtelif bölgesel ve küresel emperyalist güçler tarafından desteklenen bir fitne örgütünün lideridir.” diyor.

Ahmet Varol’un Yeni Akit’te yayımlanan konuyla alakalı yazısı (01 Haziran 2019) şöyle:

Hafter’le Birlikte Savaşanlar

Libya’daki Hafter fitnesi devrilmiş bir Baas rejiminin ayağa kalkmaya ve bütün ülkede hakimiyeti yeniden ele geçirmeye çalışan şeklidir. Küresel ve bölgesel emperyalist güçler muhtelif Arap ülkelerinde beklemedikleri sonuçlarla karşılaşınca Suriye’deki Baas diktasının devrilmemesi için erken müdahale ettiler. Mısır’da Sisi darbesi vasıtasıyla, kaybettiklerini geri almayı başardılar. Yemen’de bir tarafında İran’ın diğer tarafında Suudi Arabistan’ın yer aldığı ve halkın hiçbir şekilde taraf olmadığı ancak arada ezildiği savaş bu ülkenin belini doğrultmasına fırsat vermedi. Tunus’ta da bir fitne savaşı çıkarmak istediler ama başarılı olamadılar. Onun yerine İslami harekete iftiralarla ve karalama kampanyasıyla saldırarak siyasi bir savaşı desteklemeyi tercih ettiler. Libya’da kaybettiklerini geri almak için de Halife Hafter fitnesine destek vermeye devam ediyorlar.

O yüzden Libya’da fitne savaşını sürdüren sadece Hafter örgütü değildir. Fransa, Rusya, İsrail, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır da orada yerine göre silahlarıyla, yerine göre paralarıyla, yerine göre uluslararası mekanizmada diplomatik destek vererek, bazen de savaş uçağı hatta asker göndererek bilfiil savaşmaktadır.

Halife Hafter, Libya’da Sisi modeli bir cunta yönetimini hakim kılmak amacıyla ortaya çıkarılmış ve Arap dünyasındaki dikta rejimleri başta olmak üzere muhtelif bölgesel ve küresel emperyalist güçler tarafından desteklenen bir fitne örgütünün lideridir.

Libya’da Kaddafi rejimine karşı zafer kazanan kesimler daha sonra kendi içlerinde bir güç birliği oluşturamadıklarından Hafter geniş bir alanda hakimiyet kurmayı başardı. Onun askerlerinin çoğunluğunu da eski rejimin yani Kaddafi döneminin kalıntısı askerler ve Afrika ülkelerinden toplanan paralı militanlar oluşturuyor. Hafter’in bu savaşta Kaddafi döneminin elebaşlarıyla ve bu arada Kaddafi’nin oğullarıyla işbirliği yaptığı biliniyor.

Hafter’in gerilla gücü içinde savaşanların maaşlarının ve ihtiyaçlarının karşılanması için  kendisine Suudi Arabistan, BAE ve Mısır tarafından yardım ediliyor. En büyük yardım Suudi Arabistan’dan gelmektedir. Mısır’ın yardımı ise daha çok silah ve teçhizat temini şeklindedir. Hafter’in en önemli avantajı da arkasında büyük çapta bir maddi destek olması ve paranın cazibesiyle Afrika ülkelerinden basite alınamayacak sayıda militan, silah tüccarlarından da büyük miktarlarda silah temin edebilmesidir. Normalde militanlarının çoğu paranın hatırına savaştıklarından fedakârca mücadele etmezler. Kendilerini güvende hissettikleri zaman ise hiçbir ölçü tanımadan saldırmaktan çekinmezler.

Trablus’taki saldırılarına karşı Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı askeri birlikler kararlı bir mücadele verdiler. Libya müftüsü de onun saldırılarına karşı mücadele edilmesi çağrısında bulunarak Hafter’in Trablus’a girmesi durumunda daha önce Bingazi’de sergilediği vahşetin bir benzerini burada da sergileyeceğini hatırlattı. Hafter’in adamları Bingazi’yi ele geçirdiklerinde gençleri yere yatırıp kafalarına kurşun sıkarak onları katletmişlerdi.

Hafter’in en önemli avantajlarından biri de havagücüdür. Destekçi ülkeler ona savaş uçağı verdikleri gibi aynı zamanda pilotlarıyla ve uçaklarıyla onun hesabına saldırı düzenliyorlar.

Hafter, bunca desteğe rağmen iki ay önce başlattığı Trablus’u ele geçirme operasyonunda henüz bir ilerleme kaydedemedi. Başlangıçta ele geçirdiği bazı stratejik noktaları daha sonra kaybetti. Bunun en önemli sebebi dediğimiz gibi militanlarının çoğunun paranın hatırına savaşmalarıdır. Ama ne yazık ki katiller cephesinde yer alanların hava saldırıları sivillere önemli zayiat verdirilmesine neden oldu.

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!