Gündemimiz düşürülen Rus uçağının ardından gerilimi düşürmeyen Rusya, Basika'daki Türk askeri birliği ile ilgili Bağdat yönetiminden ve Irak Kürdistanı'ndan gelen zıt açıklamalar, Suriye, Suriye'de artık daha da yakınlaşan Rusya ve PYD, ve bunun paralelinde Türkiye'nin güneydoğusunda açılan hendeklerden medet uman PKK. Saflar giderek netleşiyor. Öte yandan, daha geçen hafta Riyad'da gerçekleşen Suriye muhalefeti toplantısının detaylarına inemeden gelen Suudi Arabistan ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 34 İslam ülkesinden yeni 'terörle mücadele İttifakı'nın kurulduğu bilgisi... Oyun kurucuların oyun kullanmak için katalizör kullanmaya artık ihtiyaçları yok. Domino taşları isteseniz de istemeseniz de devriliyor; olayların kendiliğinden akışı, denklemde istenen sonucu verebilecek tepkime şartlarına ulaştı.
Son dakika gelişmeleri birbirini kovalarken, buradan biraz uzak ama burada olanlarla yakın gelişmelerin yaşandığı Libya'da da önemli şeyler yaşanıyor. Kaddafi'nin devrilmesinin ardından Tobruk ve Trablus merkezli iki farklı parlamento arasında bölünmenin yaşandığı ve General Halife Hafter tarafından yapılan darbe girişiminin Trablus hükümeti tarafından önlendiği Libya'da taraflar uzlaştı. Tunus'ta duyurulan anlaşma gereğince, Trablus ve Tobruk merkezli temsilciler meclisi bir komite kuracak, bu komite uzlaşı hükümetini ve başbakanı seçecek. İki yıl içinde de seçimlere gidilmesi öngörülüyor. Aynı zamanda IŞİD'e karşı mücadelede için de ortak hareket edilecek.
Uzun zamandır bu anlaşma için çaba sarf ettiklerini gözlemlediğim Trablus hükümetindeki kaynaklarım, Trablus'un 84 temsilcisinin tamamının anlaşmaya destek imzalarını hızla tamamladığını söyledi. Ancak Fas'ta gerçekleşmesi beklenen imza töreni dün bir kez daha ertelendi. Eğer yeniden ertelenmezse bugün imzalanması bekleniyor. Ertelemeler hakkında resmi bir açıklama yapılmazken, kaynaklarımın Tobruk hükümetinin başkanı olan Agila Salih İsa'ya dayandırdığı bilgilere göre, Tobruk yönetimi Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'ın yoğun baskısı altında. Sisi rejimi ve Abudabi veliaht prensi Muhammed bin Zayed'in, BM Libya Özel Temsilcisi Martin Kobler'in yürüttüğü müzakereler sonucu varılan anlaşmayı imzalamamalarını ve önceki Özel Temsilci Bernardino Leon'un hazırladığı taslak için diretmelerini dayatan, aksi halde kanlı bir sürecin onları beklediğini açık eden tehdit mesajlarını Tobruk'a ulaştıran isimse tanıdık: Muhammed bin Dahlan.
12 Kasım tarihli 'Rus yolcu uçağını IŞİD mi düşürdü?' başlıklı yazımda Dahlan için şöyle yazmıştım: “IŞİD Libya'da özellikle Kaddafi'nin doğduğu yer olan Sirte çevresinde varlık gösteriyor ve destek buluyor. Libya'nın kabile yapısı, bu bölgede yaşayanların hala Kaddafi ailesine ve akrabalarına bağlılıklarını sürdürmelerinin bir neticesi, ancak IŞİD'in burada destek ve güç bulması 'neden' sorusunu ve cevabını beraberinde getiriyor. Trablus ve Misrata'daki yaygın kanı, IŞİD'in Libya'ya ithal edilmesinin ardında Kaddafi'nin Mısır'a kaçan kuzeni Ahmed Kaddaf el Dam'ın olduğu ve bunun BAE sponsorluğunda Muhammed Dahlan'ın desteğiyle gerçekleştiği yönünde. Zaten Ahmed Kaddaf'ın bunu Mısır televizyonuna yaptığı açıklamada itiraf ettiğini söylüyorlar.”
Filistinli Muhammed Dahlan ilginç derecede karanlık bir isim. Adını ilk Mossad desteğiyle Gazze ve Filistin'de Hamas'a karşı öne çıkarılan bir figür olarak duyduk; ncak son yıllarda daha geniş ölçekte, bölgesel oyunlarda karşımıza çıkıyor. BAE'ye danışmanlık yapan Dahlan'ı daha üç gün önce Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in düzenlediği dar katılımlı bir uluslararası toplantıda gördük. Adı kah Somali'de geçiyor, hatta Türk heyetine yapılan saldırının ardında olduğu söyleniyor, kah Gezi'ye destek veren Körfez sermayesinin örgütlenmesinde. 2013'te Arap Baharı'na karşı devrimleri başlatan Temerrüd Gençlik hareketlerinin arkasında da o var, yani Mısır darbesinin kurucularından. Özetle Libya'da varılan anlaşmanın imzalanmaması için gönderilen tehdit mesajı onunla iletiliyorsa sonunun hayır olmasına bel bağlamak zor.
Öte yandan, yaklaşık bir yıl boyunca Libya'da arabulucuk için görüşmeler yürüten BM Libya Eski Özel Temsilcisi Leon'un, BAE tarafından kurulan bir düşünce kuruluşundan bu yaz aldığı yüksek ücretli iş teklifini kabul etmesine ilişkin geçen ay çıkan haberler sonucu yerini Kobler'e bıraktığını da unutmamak lazım. Elbette günlük maaşı 1000 pound (yaklaşık 4500 TL) olan iş teklifini kabul eden Leon'la BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed arasında geçen yazışmalarda Leon'un 'Trablus'u nasıl köşeye sıkıştıracağını” tane tane anlatan yorumlarını da... Bu bağlantıyı kuran ve Leon'a iş teklifini götürenin kim olduğu konusunda akla gelen ilk isimse yine Dahlan.
Dahlan ve BAE yöneticilerinin, örneğin Tony Blair, Blackwater'ı kuran Eric Prince ve bazı eski Mossad ajanlarıyla ilişkilerine yönelik sadece açık kaynaklı haberlerde yazanlar dahi tüyler ürpertirken gerisini siz düşünün. Buna bir de, Suriye'de Körfez ülkeleriyle birlikte Esad rejimine karşıymış gibi anılıp, öte yanda Esad'ın annesini Dubai'de ağırlayıp, parasını Abudabi bankalarında saklayan BAE'nin gerçekte ne yapmak istediğini ekleyin. Libya'dan Suriye'ye, Rusya'dan Yemen'e kadar uzanan hatta, ezberlediğimiz aktörlerden çok daha fazlasının farklı oyunlar kurma peşinde olduğunu fark edeceksiniz.
YENİ ŞAFAK