Aydoğan Kalabalık / Anadolu Ajansı
Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından yapılan oylama sonucunda 5 Şubat’ta yeni Ulusal Birlik Hükümeti’nin seçilmesi Libya’da ve uluslararası arenada memnuniyetle karşılanırken sonuçlar sürpriz olarak değerlendirildi. Ülkenin doğusundaki silahlı gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı milislerin sözcüsü Ahmed el-Mismari’nin seçimlerden bir gün sonra yaptığı görüntülü açıklamada yeni hükümete başarılar dilemesi de Libya sokağına olumlu yansıdı.
Seçimleri Tobruk’taki Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ve İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın listesinin kazanması bekleniyordu. Araştırma ve anket yapılmayan ülkede uzmanların değerlendirmeleri ve medyaya yansıyan paylaşımlar bu yöndeydi. Fakat Abdulhamid Dibeybe’nin başbakan adayı olduğu listenin seçimleri kazanması, başkent Trablus’ta ve ülkenin batısında yaşayan Libyalılar açısından rahatlatıcı bir sonuç olarak değerlendirildi. Trablus sokağı “Akile Salih Bakanlık Konseyi Başkanı olsaydı Trablus’a girişinde ciddi sıkıntılar yaşanabilir, çatışmalar dahi çıkabilirdi” diyor.
Sürpriz sonuçta İhvan’ın siyasi kanadı Adalet ve Bina Partisi’nin rolü
Libya’nın en güçlü partisi olarak bilinen, 2014 yılındaki seçimlerde birinci sırada yer alan Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) siyasi kanadı Adalet ve Bina Partisi’nin (ABP) Başkanı Muhammed Savvan seçimlerin yapıldığı tarihlerde Libya dışındaydı.
Adayların müstakil olarak katıldığı seçimlerin ilk turunda Akile Salih ülkenin Doğu bölgesinde 9 oy alarak birinci olurken, Batı bölgesinde birinciliği 8 oy ile Halid el-Mişri aldı. Batı bölgesinin diğer güçlü adayı Savunma Bakanı Salahddin Nemruş ise 4 oy almıştı. İttifakların oluşturulduğu ve listeler halinde seçime girilen ikinci turda ABP’ye yakınlığı ile bilinen Halid el-Mişri çekildi. Partiye yakın kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, çekilme taktik bir adımdı. Öte yandan Hafter’e karşı net tavır takınan ve eleştirmekten geri durmayan Savunma Bakanı Selahaddin Neruş da çekildi. İki isim de Türkiye’ye yakınlığı ile tanınıyor. Mişri’nin oyları Başağa’ya giderken Nemruş tarafı ve diğer iki gruba oy veren üyelerden bazıları da Hafter’in adamı olarak nitelendirilen “Salih’e tepki” olarak oylarını Dibeybe’ye verdi.
Menfi ve Dibeybe’nin seçilmesinde tepki oyları etkili oldu
Anadolu Ajansı (AA) muhabirine konuşan Libya hükümetine yakın düşünce kuruluşu Kamu Politikası Destek Ofisi’nin Planlama ve Takip Müdürü Enes Atıyye Salim seçimlerde ilk turda Akile Salih’in en fazla oy alacağının tahmin edildiğini ancak ikinci turda yaşananların ve alınan sonucun tam olarak öngörülemediğini söyledi. Akile Salih’in Trablus’a Hafter tarafından yapılan saldırıyı desteklediğinin altını çizen Salim, ikinci turda Muhammed el-Menfi ve Abdülhamid Dibeybe listesinin seçilmesinde tepki oylarının etkili olduğunu kaydetti.
Zaviye kentinin neredeyse tamamı, Misratalıların ise yarısının Salih’i tamamen reddettiğini kaydeden Salim sonuçları şu sözlerle değerlendirdi: “Ülkenin batısında yaşayan insanların bir bölümü bazı tutumlarından dolayı İçişleri Bakanı Fethi Başağa’ya da tepkiliydi. İkinci turda oyaların Salih ve Başağa listesine karşı birleşmesi anlaşılabilir bir durumdur. Ama ilk turda ne olacağı tam olarak kestirilemiyordu. İlk turda ve ikinci turda alınan oyalardan gördük ki üyeler Menfi ve Dibeybe’nin bulunduğu ittifak listesini seçmeyi tercih etti”. ABP’nin Fethi Başağa’yı desteklediğini ifade eden Salim, Başağa’nın Salih ile ittifak kurmasını parti çevrelerinin “siyasetin cilvesi” olarak yorumladığını kaydetti.
Seçimlerde Türkiye’nin rolü ve etkisi
Türk asıllı Libyalıların çoğunluk olarak bulunduğu Misrata başkent Trablus’un savunmasında çok önemli bir rol oynadı. Bu nedenle seçimlerde ikinci tura kalan iki listede de başbakan adayı Misratalıydı.
Libya’nın batısı ve güneyinde kontrolün Trablus hükümetine geçmesinde Türkiye’nin çok etkili bir rol oynadığını hatırlatan Libyalı uzmanlar, Libya’da sahada olduğu gibi masada da Ankara’nın belirleyici olduğunu ve Cenevre’deki beş günlük süreçte etkin bir rol oynadığını düşünüyorlar.
AA muhabirine konuşan Libyalı gazeteci İslam en-Nuvaysiri, Türkiye’nin çatışmalar esnasında sahada olduğu gibi seçim sürecinde de etkili olduğunun altını çizerek “Türkiye bütün yumurtaları tek sepete koyacak bir ülke değil” dedi. Türkiye için asıl önemli olanın Libya ile yapmış olduğu stratejik anlaşmalar olduğunun altını çizen Nuvaysiri, Türkiye’nin Salih ve Başağa’nın bulunduğu listeyi de desteklediğini, çünkü Salih’in Libya’nın doğusunda çok etkili bir siyasetçi olduğunu kaydetti. “Başağa’nın ise Libya’nın batı bölgelerinde en kudretli isim olduğu konusunda herkes hemfikir” diyen Libyalı gazeteci, Başağa’nın uluslararası arenada da tanındığını hatırlatarak, kaybetmesine ikinci turda yapılan siyasi manevralar ve kendisinin son dönemdeki bazı tutumlarının sebep olduğunu söyledi.
Türkiye’nin Dibeybe’nin başbakan adayı olduğu listeyi de haliyle desteklediğine dikkat çeken Nuvaysiri, Türkiye’nin ikinci turda kim kazanırsa kazansın zaten kazanan taraf olduğunu ve Ankara’nın Libya’daki çıkarlarını dikkate alarak masada kazanmayı garantiye aldığını söyledi. Libyalı gazeteci ülkenin en güçlü partisi olan ABP’nin de Salih-Başağa listesini destekleyenler arasında olduğunun altını çizdi.
Çatışmalar esnasında sahada yer alan Libya ordusu resmi sözcüsü Albay Muhammed Kununu gibi bazı önemli isimlerin seçimlerin yapıldığı 1-5 Şubat tarihleri arasında Türkiye’de olduğuna dikkat çeken gözlemciler, Ankara’nın Libya’da “sahadaki kazanımları masada kaybetmeme stratejisi üzerine oyun kurduğunu” söylüyorlar.