Libya’da Para İçin Savaşanlar ile Hak İçin Savaşanlar

Ahmet Varol, Libya’da tetikçi Hafter’in başlattığı saldırıları değerlendirdiği yazısında, Tunus’un eski cumhurbaşkanı Munsif El-Merzuki’nin konuyla ilgili dün yaptığı açıklamanın önemine dikkat çekiyor.

Ahmet Varol’un Yeni Akit’te yayımlanan konuyla alakalı yazısı (02 Mayıs 2019) şöyle:

Zulüm Rejimlerinin Libya’daki Savaşı

Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin Libya’daki fitne hareketi General Halife Hafter örgütüne destek vererek başlattıkları savaş devam ediyor. Tunus’un eski cumhurbaşkanı Munsif El-Merzuki, Trablus çevresinde Libya devrimiyle, Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin savaştığını dile getirdi. Bu çok yerinde bir tespitti.

Başta Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’daki Sisi diktatörlüğü olmak üzere Arap dünyasındaki dikta rejimleri Hafter’in Trablus’ta hakimiyeti ele geçirmesi ve Libya’da Sisi diktatörlüğüne benzer bir rejimi hakim kılması için uzun süreden beri savaş veriyorlar.

Ulusal Muvafakat Hükümeti (UMH) tarafından yapılan açıklamada Trablus’a yönelik hava saldırılarını sadece Hafter’in uçaklarının değil muhtelif Arap rejimlerine bağlı uçakların da gerçekleştirdiğini dile getirdi. Anlaşıldığı kadarıyla Arap dünyasındaki dikta rejimleri sadece Hafter’e saldırılarda kullanması için savaş uçakları temin etmekle yetinmiyor kendileri de askeri uçaklarıyla bilfiil cephede savaşıyor, saldırılarda bulunuyorlar. Yani Yemen’de açıktan koalisyon oluşturarak savaşan, katliamlar yapan dikta rejimleri Libya’da da gizli bir koalisyon oluşturmuş durumdalar ve Hafter’in Trablus’u ele geçirmesi için bilfiil savaşıyorlar.

Fitne hareketinin lideri Hafter’e destek verenler sadece Arap dünyasındaki dikta rejimleri değil. Başta Fransa olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri ve Rusya da askeri ya da siyasi yönden destek veriyor. Diplomat pasaportu taşıyan Fransalı bazı silahlı elemanlar Libya’dan Tunus tarafına geçmelerinden sonra bu ülkede yakalanmıştı. Fransa daha sonra bunların kendisinin Libya’daki diplomatik temsilciliklerini korumak amacıyla görevlendirilmiş elemanları olduğunu iddia etti. Ancak daha sonra bu kişilerin gerçekte Hafter güçlerine destek vermek amacıyla Libya’ya geçmiş olabilecekleri hakkında önemli şüpheler olduğu dile getirildi. Anlaşıldığı kadarıyla Fransa eğer ki bugünlerde kendi içindeki karışıklıklarla uğraşmak zorunda olmasaydı belki Libya’da Hafter örgütüne destek vermek amacıyla daha aktif bir şekilde rol alacaktı. Görünüşte ise Fransa, Libya içindeki çatışmanın sona erdirilmesi ve uzlaşma sağlanması için arabuluculuk yaptığı iddiasında bulunuyordu.

Her ne kadar tavrını çok belirgin bir şekilde ortaya koymaktan şimdilik çekiniyorsa da ABD de Hafter örgütüne örtülü bir şekilde destek veriyor.

Bütün bunlar küresel emperyalizmin Libya’da Hafter fitnesine destek verdiğini ve onun hakimiyeti ele geçirmesi için savaştığını gözler önüne seriyor.

Hafter örgütünün militanları büyük ölçüde eski Kaddafi rejiminin kalıntılarından ve muhtelif Afrika ülkelerinden toplanan paralı militanlardan oluşuyor. Bunların maaşlarını vermek için maddi desteği ise Suudi Arabistan ve BAE’nin yaptığı çok kesin olarak biliniyor. Eğer ki bu para desteği son bulsa Hafter’in hesabına savaşan paralı militanlar da dağılır. Mısır’daki Baltacı fitnesinin devam ettirilmesi için karışıklık çıkarmaları istenen sokak milislerinin paraları da onlar tarafından temin edilmişti ve Sisi’nin darbesinin şartları bu şekilde oluşturulmuştu.

Ancak paranın hatırına savaşan militanlar göğüs göğüse çarpışmalarda çok başarılı değiller. Çünkü paranın hatırına hayatlarını feda etmeyi göze alamıyorlar. O yüzden Hafter’in paralı militanları cephede özellikle yakın mesafe çarpışmalarında çok başarılı değiller. Ama sıkıştıkları zaman sivil hedefleri vurarak silahsız kalabalıkların mağdur edilmesine neden oluyorlar. Bunun yanı sıra yukarıda da zikrettiğimiz şekilde dikta rejimlerinin sunduğu hava desteği siviller arasında can kaybının ve maddi tahribatın artmasına neden oluyor.

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!