AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, Avrupa'nın çeşitli ülkelerine gitmek amacıyla tehlikeli yolculuğa çıkan Mısır, Pakistan, Bangladeş, Fas, Sudan, Gana, Gambiya, Cezayir, Çad, Nijer, Nijerya ve Mali vatandaşı yüzlerce göçmen, cezaevi niteliğindeki mekânlarda tutuluyor.
Misratalılara göre göçmenlerin kaldığı bu tür mekânlar kamp ve Libya'nın genelinde 9 adet bulunuyor. Kerarim bölgesindeki kampta bin 500 kişi kalırken, diğer 8 kampın her birinde en az 500'er göçmen var.
AA ekibinin çekim ve görüşme yapmasına izin verilen kamp, iki katlı binadan oluşuyor. Binanın onlarca odası bulunuyor. Odalarda kalanlarsa ülkelerine göre ayrılmış durumda ve bir bölümünde kadınların kaldığı binada tutulanların durumu içler acısı.
Göçmenler, odalarda balık istifi şeklinde kalıyor. Kimi odalarda adım atılacak yer yok. Her taraf yataklarla kaplı. Göçmenler, yemek ve lavabo ihtiyaçlarını gidermek için çıktıkları sırada birbirlerini ezmemek için büyük çaba sarf ediyor.
“Kamp Değil Hapishane”
Göçmenler, kaldıkları yerin “hapishane” olduğu görüşündeler. Etrafı kalın ve yüksek duvarlarla örülü binanın dışarı açılan tüm kapıları kilitli. Etrafta ise güvenlik görevlileri, 7 gün 24 saat esasına göre nöbet tutuyor.
Göçmenlerden Çadlı Cemal, gözyaşı dökerek isyan ediyor: “Göçmen kampı denilen bu yer aslında bir cezaevi. Lavabolar leş gibi kokuyor. İnsanlar yıkanamıyor ve temizlenemiyor. Bakın, tek odada yüzlerce kişi bir arada kalıyoruz. Bizler, yerimizden kıpırdayamıyoruz. Kalkıp bir ihtiyacımızı giderdiğimizde birbirimizin üstüne basa basa yatağımıza girebiliyoruz.” dedi.
“Ülkemize Dönmemize İzin Versinler”
Libyalı yetkililerden tek isteklerinin, ülkelerine dönmelerine izin verilmesi olduğunu anlatan Cemal: “Maceralı bir yolculuğa çıktık ve başarısızlıkla sonuçlandı. Beş aydır buradayız. İnsanlığımızdan eser kalmadı. Artık tek bir isteğimiz var: Ülkemize dönmemize izin versinler.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Anadolu Ajansı