Lokman Doğmuş / Haksöz Haber
Libya'nın başkenti Trablus'ta Tarik-i Şat üzerinde bulunan Seyyid Şaab Camii türbesi ve Trablus'un 160 km güney doğusunda Zleytin'deki Abdusselam el Esmer el Fituri'nin türbesi silahlı bir grup tarafında yıkıldı. İspanyol sömürgecilere karşı savaşan Abdullah el Şaab'ın medfun olduğu türbede elliye yakın mezar da bulunuyor.
Zleytinde Esmeriyye Camisi olarak bilinen ve 16. yy da yaşamış Abdusselam el Esmer el Fituri'nin medfun bulunduğu türbe, yanındaki Cami ile birlikte gerek Libya gerekse Libya dışından gelen ziyaretçilerin ilgi merkeziydi. Daha önce silahlı yüzlerce kişinin yıkım girişimlerine karşı Zleytin'de bulunan ve Mısrata'dan gelen silahlı grupların direnişi sayesinde başarısız olmuştu. Geçtiğimiz mart ayındaki saldırı, Tunus en Nahda lideri Raşid Gannuşi'nin de katıldığı uzun görüşmelerden sonra yıkımcıların çekilmesi ile önlenebilmişti.
Son yıkım ise iki kabile arasında meydana gelen çatışma sonrası sekiz kişinin öldüğü haberlerinin hemen ardından gerçekleşti. El Hali ve el Favatra kabileleri arasındaki çatışmadan dolayı oluşan boşluğu fırsat bilen ve Selefi olduğu iddia edilen grup patlayıcı yerleştirerek ve top mermileriyle türbeyi yerle bir etti, müze ve kütüphaneyi yaktı. Mezarlarda bulunan kemikler başka kabirlere nakledildi.
Trablus'taki Seyyid Şaab türbesinin yıkımı esnasında ise silahlı bir grubun yıkım işleminin devam etmesi için yolları kapattığı bildirildi. Olayı görüntülemeye çalışan iki gazeteci ise gözaltına alındı.
Olaylar üzerine bir açıklama yapan Libya'nın yeni seçilen Millet Meclisi başkanı Muhammed Yusuf el Megaryef yıkımları şiddetle kınayarak 26 Ağustos Pazar günü meclisin özel bir oturum düzenleyeceğini söyledi. Megaryef; başbakan, savunma bakanı, içişleri bakanı, İstihbarat başkanı ve diğer sorumluların meclise çağrılacağını ve bu suçları planlayan, iştirak eden ve örtmeye çalışan herkesin hukuka hesap vereceğini söyledi.
Meclis'e Zleytin'den seçilen Abdullah Cevan ise içişleri bakanı ile telefon görüşmesine rağmen hükümet ve meclisin yavaşlığından yakındı, bütün sorumlu güvenlik güçlerinin soruşturulması gerektiğini söyledi ve tepki olarak meclisten istifa edeceğini açıkladı.
Öte yandan Libya Fetva Kurulu, silahlı grupların silah soruyla kabirleri deşmeleri ve kalıntıları çıkarmalarının şer'en caiz olmadığını, ölülere ve yaşayan yakınlarına da saygısızlık olduğunu açıkladı. Kurul, eski kabirlerin açılması ve mescitlerin yıkılmasının sünnete ve ilim ehlinin açıklamalarına da ters düştüğünü söyledi. Kabir deşme yasağının müslüman olmayanların mezarları için de geçerli olduğunu açıklayan Kurul, Hz. Peygamber döneminde birçok bölgenin fethedildiğini buralarda bulunan gayri müslimlerin mezarlarının yıkılması için ne Hz. Peygamber ne de ashabından hiç kimsenin böyle bir emir vermediğini hatırlattı.
Libya Alimler Birliği de daha önce türbeleri yıkmanın şer'en caiz olmadığını, faillerinin de şeriatın esaslarından, örften ve kanunlardan sapan cahil kişiler olduğunu açıklamıştı.
Libya Yüksek Güvenlik Kurulu Zleytin Birliği tarafından yapılan açıklamada da daha önce aranan kişiler listesinde ismi geçenlerin bir kısmının Beni Velid'den gelerek şehirde kaos yaratmak istediklerini bu kişilerle yaşanan çatışmadan sonra cami minaresine yerleşen keskin nişancıların rastgele ateş ettiklerini duyurdu.
Selefiler, Muammer Kaddafi'yi 'ulul emr' olarak kabul ettikleri için, devrimden önce herhangi bir muhalefet eylemine katılmadı. Ancak Kaddafi'nin düşmesinden sonra Libya genelinde çok sayıda türbe ve tarihi eseri Allaha şirk koşulan mekânlar olarak değerlendirip yıkmaya başladı. Fakat bu yıkımları açıkça üstlenmediği gibi konuyla ilgili bir açıklama da yapmıyorlar. Selefilere yakın siyasi partilerden ise ses çıkm