Laik-Kemalist zihniyetin kuşattığı Cumhuriyet neden sevimsiz?

Mehmet Göktaş, Cumhuriyet hamasetinin yine doruğa çıktığı bir yıldönümünde laik-Kemalist zihniyetin kuşattığı Cumhuriyet’in neden sevimsiz olduğunu irdeliyor.

Mehmet Göktaş’ın Doğruhaber gazetesinde yayımlanan yazısı (30 Ekim 2024) şöyle:


Biz bu cumhuriyeti hiç sevemedik arkadaş!

On beş yıl önceki bir yazımın bugün bir daha okunmasını istedim.

Bugün seksen altı yıl oldu ilan edileli, fakat biz hiç sevemedik bu cumhuriyeti arkadaş!

Peki ya neyi sevdik? Padişahlığı mı sevdik, krallığı mı sevdik? Hanlığı-hakanlığı mı sevdik? Saltanatı mı sevdik? Yönetimin mutlaka babadan oğula sürüp gitmesini mi istedik?

Hayır, biz bu ülkede padişahlığın geri gelmesi için uğraşan, bunun mücadelesini veren bir grubu, bir akımı hiç duymadık, tanımadık, bilmiyoruz.

Evet, bu ülke insanı Osmanlıyı her zaman sevdi, Osmanlıya karşı hep vefakâr oldu, hayırla yâd etti, fakat Osmanlıyı severken hiçbir zaman padişahlık yönetimi olduğu için sevmedi.

Fakat bu aziz millet büyük bir çoğunlukla Osmanlının yerine kurulan bu kara rejimi hiç sevemedi.

Cumhuriyet kelimesi ortaya çıktığı günden bu yana hiçbir zaman böylesine küçük bir azınlığı çağrıştırmamıştı. Bir kelime ancak bu kadar ters anlamda kullanılabilirdi.

Cumhuriyet denilince bu milletin gözünün önüne diktatörlüğün en şiddetlisi, saltanatın en koyusu ve karanlığı, en uzun süreni geldi hep.

Cumhuriyet denilince bu milletin gözünün önüne ilk gelen şey dipçik oldu, jandarma oldu.

Bırakınız dipçiği ve tüfeği, bu milletin kendi parasıyla alınan tankları ve uçakları bile yıllar yılı bu milletin bizzat kendisine karşı kullanılageldi, onlara gözdağı vermek için resmi geçit yapıldı.

Bu millet, tarihi boyunca ordusunun her şeyi bırakıp tamamen kendisini hedef aldığı bir dönemi hiçbir zaman yaşamamıştı.

Bu ülkeyi işgal eden kafir batılılar gibi yaşamıyorsunuz, onlar gibi düşünmüyorsunuz, onlar gibi giyinmiyorsunuz diye kendisine savaş açıldığını görmemişti.

Cumhuriyet denilince bu milletin gözünün önüne, kapatılan ve ahır yapılan camiler,

Toplatılıp yakılan Kur'an'lar, Müslümanca bir hayat yaşamayı sürdürdüğü için idam edilen, zindanlara doldurulan Müslümanlar gelir.

Cumhuriyet denilince, şapka giymiyorsun diye bombalanan şehirler, idam edilen sayısız insanlar ve Müslüman alimler gelir.

Bütün bunlardan dolayı bu millet bu rejimi hiç benimseyemedi arkadaş!

Hiçbir resmi törenine ve kutlamasına can u gönülden katılmadı. Zavallı çocukların, öğrencilerin omuzlarına yüklendi bu yük.

Milletin kendisi uzaklardan tedirginlikle seyredip durdu.

Çünkü bütün bu törenler ve kutlamalar bu aziz milletin bizzat kendisinin hakarete uğradığı yerlerdi, bu milletin inancına, imanına ve İslam’ına sövüldüğü yerlerdi.

Bu millet ne zaman "Cumhuriyet elden gidiyor!" diye bir ses duyduysa, "eyvah!" demiştir.

Çünkü biliyor, bu ses dinozorların sesidir, dinozorlar mutlaka kurban istemektedir, bu sesin ardından mutlaka bir saldırı gelecektir, bir darbe gelecektir.

Onun için biz hiç sevemedik bu cumhuriyeti arkadaş!

Kürdlere gelince; hele onlar hiç mi hiç sevemediler!

Çünkü bu milletin geneli bu rejimden ne zaman bir darbe yese, Kürdler mutlaka iki darbe yiyordu.

Birincisi Müslüman oldukları için, ikincisi de Kürd oldukları için.

Dinlerinden, dindarlıklarından başına gelenler bir yana, bu arada kimlikleri, varlıkları inkar ediliyor, bastırılıyor, yok sayılıyordu.

Kürdler, tarihinin hiçbir dönemini böylesine karanlıklar içerisinde geçirmedi.

Kısacası bu cumhuriyet rejimi Kürdlere kandan, gözyaşından ve sefaletten başka bir şey vermemiştir.

İşte buradan ilan ediyoruz ki, biz bu rejimi hiç mi hiç sevmedik arkadaş!

Allah'a imandan sonra bu bizim en büyük özelliğimizdir!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!