Laik çocuk reşit olurken...

Yıldıray Oğur

Günlerdir sana bunu nasıl anlatacağımı düşünüyorum.

Ama artık 18 yaşında koskocaman bir abi/ablasın.

Seninle iki yetişkin gibi başbaşa konuşmanın zamanı geldi.

Cumhuriyet’i koruma ve kollama görevini, orduya veren 35. Madde kalkıyor.

Artık zor günlerinde darbelerle imdadına koşan, muhtıralarıyla, bildirileriyle seni teskin eden, pışpışlayan, eylem planları, andıçlarıyla sandıktan çıkan tüm mikropları ânında yok eden, her yorgun düştüğünde seni sırtına alıp taşıyacak bir ordun olmayacak yanında.

Kötü çocukların partilerini kapatan, kaka fikirleri yayanları içeri tıkan, Meclis’ten gelecek saldırılara karşı göğsünü tunç siper edip, yaramazlık yapan tüm savcıları ânında meslekten ihraç eden, koruyucu meleğin yargı da çok yaşlandı artık, bundan sonra sana göz kulak olamaz.

Bugüne kadar hep senin yanında olmuş medyaya de çok güvenme. Artık işine gelmeyen gerçekleri örtbas etmenin mümkün olmadığı bir çağdayız. Güç ilişkileri eskisi gibi değil, çok seslilik var, internet var, Twitter var, o manşetler her an sana karşı da dönebilir.

Üniversiteler, aydınlar, entelektüel hayat da artık tamamen senin yanında değil. Dünyanın hakikatleri değişiyor. Tarihî gerçekler ortaya çıkıyor, küresel entelektüel bilgi sınırı aşalı 20 yıl oldu. Bilimin ışığı senin uğrunda yürüdüğün istikameti aydınlatmıyor artık.

Kısaca anlaman gereken şu ki bundan sonra yola yalnız devam edeceksin. Kendi ayakların üzerinde durmayı öğreneceksin.

Bir dediğinin iki edilmediği, herkesin üzerine titrediği, el bebek gül bebek büyütüldüğün günler geride kaldı artık.

Bundan sonra şımarıklık yok. Bundan sonra kibir yok. Herkese yukarıdan bakmak yok.

Konuşmayı, ikna etmeyi, siyaset yapmayı, geri adım atmayı, özür dilemeyi, fedakârlık yapmayı acilen öğrenmelisin.

Ve çok dikkatli olmalısın.

Başörtülü kadınların çoğunluğu oluşturduğu bir ülkede başörtüsü yasağını savunmak gibi şımarıklıklarına artık kimse tahammül etmeyebilir.

Milyonlarca Kürt’le birarada yaşarken Kürtler yokmuş gibi davranmanın dönüp seni vuracağını fark etmelisin.

Bugüne kadar çok kızdırdığın büyük kalabalıklarla birlikte bir hayat geçireceksin. Güçle değil siyasetle yol almayı becermeye çalışmalısın. Karşı tarafın sana doğru açılımlarının samimiyetini test etmeyi bırakıp sen kendin sana benzemeyenlere doğru açılımlar yapmalısın.

Sen de hoşgörü ve diyalog diye toplantılar düzenleyip, ödüller vermelisin. Sen de kendini anlatmanın, kendini sevdirmenin, kendini kabul ettirmenin bir yolunu bulmalısın. Gazetelerinde artık farklı insanlara da söz hakkı vermelisin. Acilen kendine başörtülü, Kürt arkadaşlar edinmelisin.

Eğer tüm bunları yapmazsan, artık koskoca bir abi ve abla olduğunu unutup, çocukça davranmayı sürdürürsen, eski konforundan vazgeçmeyip askere, yargıya, medyaya güvenmek gibi şımarıkça davranışları terk etmezsen başına daha büyük felaketler gelebilir.

Bundan sonra sadece daha çok demokrasiden ve daha yerleşik bir hukuk devletinden sana fayda var.

Çoğunluğunu dindarların oluşturduğu bir ülkede sırf sana benziyorlar diye ordunun siyaset üstündeki rolünü, yargı kurumlarının siyasetin üstündeki vesayetini savunmayı sürdürmenin sonu, bir gün çoğunluğu oluşturan o dindar ailelerin çocuklarının büyüyüp orduyu, yargıyı ele geçirmesidir. Tutarsızlıkların bir gün bumerang gibi sana çarpabilir.

Ey laik çocuk. Kabul et bu gerçeği, büyüdün artık. Koskoca bir adam/kadın oldun. Reşit oldun.

Çok çalış, iyi bir insan, iyi bir vatandaş ol. Arkadaşlarınla iyi geçin.

Sana yeni hayatında başarılar... Ve iyi şanslar...

yildirayogur@gmail.com

TARAF