HAKSÖZ-HABER
Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı Mustafa Yılmaz ve Özgür Eğitim Sen Bingöl Temsilcisi Cihat Yükseler AK Parti’li Burhan Kuzu’nun anadilde eğitim hakkında sarf ettiği sözleri ortak bir açıklama ile eleştirdi.
Açıklamanın tam metni:
Anadilde Eğitim Hakkı İlahi ve İnsani Bir Haktır
Başbakanın yüksek sesle ifade ettiği anadilde eğitimin bir hak olamayacağı konusunda bir televizyon programında düşüncelerinin dile getiren Burhan Kuzu, böyle bir isteğin şeytana uymak olduğunu ifade etti. Onun kafasındaki şeytan nedir bilemiyoruz ama şeytan Kur’ani bir tanımlamadır. Aynı Kur’an bizlere Rum suresinin 22. Ayetinde dillerin Allah’ın bir ayeti olduğunu da söylüyor. Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için işaretler vardır. Bu açıdan Allah’ın bir ayetinin yasaklanmasını da bizler reddediyor ve sözü sahibine iade ediyoruz. Aksine bu yasağı sürdürmek isteyenlerin şeytanlaştığını da ilan ediyoruz.
İster katı milliyetçi refleksle olsun, isterse bunun teknik zorlukları bahane edilerek olsun hiçbir mazeret bu hakkın kullanımının yasaklanma gerekçesi olamaz. Devletin bölünmez bütünlüğü gibi klasik devletçi, milliyetçi reflekslerin bir halkın en tabi hakkı olan dilini kullanmanın önünde engel olarak sunulması, mevcut iktidarın, eski sağcı iktidarların yolunda olduğunun göstergesidir.
Bu anlamıyla Başbakan’ın ortaya koyduğu tavrın AK Partili yetkililerce de benimsendiği, dillendirildiği ya da aynı şekilde üretildiği görülüyor. Başbakan’ın da diğer yetkililerin de görmesi gereken şu ki, geçmişte yok olarak görülen bir kısım şeylerde bugün kabul etme noktasına gelindi. Dolayısıyla bu konuyla alakalı eğer “Ben Kürt sorununu çözeceğim.” diyorsanız bunun iki zorluğunun olduğunu görmelisiniz: Eğer “Adil olacağım.”, “İnsan haklarına saygılı olacağım.” diyorsanız bu konuyla ilgili talebi karşılamanız lazım. İkinci aşamada da “Kürt sorununu çözeceğim.” diyorsanız mutlaka şu anda Kürt sorununun temel taleplerinden birine dönüşmüş olan anadilde eğitim talebini karşılamak zorundasınız. Her iki durumda da ya bu adımı atacaksınız, ya bu adımı atacaksınız! Başka bir çözüm söz konusu olamaz. Eğer bu konuyu süreç içerisinde “Zamanla geçiştirilir.” diye algılayanlar varsa çok temel bir yanlışa saplandıklarını bilmeliler. Böyle bir şey söz konusu olmayacak.
Kemalist devlet dayatmaları ya da resmi ideolojinin kabulleri maalesef bu toplumdaki siyasetçisinden sıradan vatandaşına kadar hemen herkese dayatılmış ve önemli bir kitlenin de zihnine yer etmiş bir deli gömleğidir. Toplumun her kesimine çeşitli bahanelerle giydirilen çeşitli renklerdeki deli gömleklerini bu halk artık taşıyamaz. Eğitim hakkı, ifade hakkı, başörtüsü sorunu, ana dilde eğitim, andımız dayatması gibi her alandaki yasakların ve gerici uygulamaların kalkmasını istiyoruz. Sadece Kürtçe’nin değil diğer bütün anadillerin serbest olmasını ve bunların teknik düzenlemesinin de iktidarların görevi olduğunu söylüyoruz.
Ülkenin seçim sathi mailine girdiği günümüzde yapılan bu açıklamalar ilkesel olmaktan çok oy kaygısıyla yapılmış açıklamalara benziyor ki, muhalefet de aynı koroya katılarak bölünme paranoyasıyla Burhan Kuzu’nun açıklamalarını destekleyen açıklamalarda bulundu.
Kişinin en tabii haklarını talep etmesini “şeytana uymak” olarak görmek ancak şeytanın avukatlığına soyunmakla mümkün olabilir. Çünkü şeytan bizleri soy, sop ve atalarımızla övünmeyi, oğullarımızın, kızlarımızın ve mallarımızın çokluğuyla övünmeyi öğütleyerek saptırmaya çalışır. Çünkü şeytan Allah’ın yaratılışta koyduğu yasa ve haklara karşı bizleri düşmanlaştırmaya çalışır.
Bilgi ve Düşünce Derneği ve Özgür Eğitim-Sen Bingöl Temsilciliği olarak bu talihsiz, basiretsiz ve akıl dışı açıklamalarda bulunan iktidarı ve ana muhalefeti telin ediyor sözlerini sahibine iade ediyoruz.
Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı Mustafa Yılmaz
Özgür Eğitim Sen Bingöl Temsilcisi Cihat Yükseler