Ahmet Varol / Yeni Akit
Kuzey Gazze’yi Endülüs’e çevirme çabası
Siyonist işgal rejimi Gazze Şeridi’ne kara saldırısı başlattığında ilk önce kuzeyden, Beytu Hanun ve Beytu Lahiya tarafından tanklarla girmeye çalıştı. Ancak direniş bu tanklara karşı kararlı bir mücadele vererek ilerlemelerini engelledi. Bunun üzerine ABD askeri uzmanlarını göndererek işgal ordusunun komutanlarına strateji öğretti.
ABD’nin siyonist katillere öğrettiği strateji kuzeydeki tanklarını durdurarak, ortadan Deyru’l-Belah bölgesinden denize doğru bir askeri koridor açması ve böylece kuzeyle güneyin irtibatını tamamen kesmesi sonra da kuzeyden ilerlemeye devam etmesi şeklindeydi.
İşgalci katiller Amerikalı askeri uzmanların önerilerini dikkate aldı ve Deyru’l-Belah toprakları üzerinden, ciddi askeri kayıp vermeyi de göze alıp koridor açmak için günlerce saldırı düzenleyerek sahile ulaştı. Açtıkları askeri koridoru da Netzarim koridoru olarak isimlendirdiler. Böylece Gazze Şeridi’ni ortadan ikiye böldüler.
Sonra bu koridorun güneyinin güvenli olduğunu iddia ederek kuzeyinin boşaltılmasını, bu bölgedeki ahalinin güneye geçmesini istediler. Ahalinin bir kısmı tehditler karşısında güneye geçti. Ancak büyük bir kısmı yine bu bölgede kalmakta ısrar etti.
İşgal rejimi sonrasında kuzey bölgeye daha sıkı abluka uygulamak, buraya insani yardım girmesini engellemek suretiyle bölgede kalanları açlığa mahkum ederek sıkıştırdı. Ancak bölgede kalmaya devam eden direnişçiler işgalcilere ağır darbeler indiren mücadelelerini sürdürdüler.
Geçtiğimiz cumartesiden bu yana işgal güçleri, kuzey kesimi tamamen tahliye etme ve askeri bir alana dönüştürme planlarını gerçekleştirmek amacıyla saldırı ve katliamlarını artırdılar. Bu saldırılarında özellikle sığınmacıların bulunduğu okulları, hastaneleri ve çadır kampları hedef alıyorlar. Bu arada uçaklardan ahalinin bölgeyi tamamen boşaltmasını isteyen ilanlar attılar. Ayrıca işgal ordusu komutanları hastanelerin ve sığınma merkezlerinin görevlilerini telefonlarla arayarak buraları tamamen boşaltmalarını istiyor, aksi takdirde hastalar ve sağlık görevlileri de dahil, bütün herkesin hayatının tehlikeye gireceğine dair tehditlerde bulunuyorlar.
Filistin İnsan Hakları Merkezi, işgal güçlerinin geçtiğimiz cumartesi günü yoğunlaştırdığı saldırılarında gerçekleştirdiği katliamlar hakkında ayrıntılı bilgiler veren bir rapor yayınladı ve bütün bu saldırıların, katliamların amacının bölgede etnik tasfiye gerçekleştirmek olduğunu dile getirdi.
İşgal güçleri kara harekatının başlangıç aşamasında olduğu gibi yine güneyde güvenli yerler oluşturulduğu yalanını kullanıyor. Oysa işgal rejiminin o zaman kuzeye yönelik kara saldırılarından sonra güneydeki bölgelere ve sığınma merkezlerine de saldırılar düzenleyerek büyük katliamlar yaptığı biliniyor. Öyle ki en güneyde yer alan ve bir milyondan fazla insanın istifa edildiği Refah bölgesine bile saldırı düzenleyerek katliam yapmış, buradaki insanları Han Yunus tarafına geçmeye zorlamıştı.
Filistin İnsan Hakları Merkezi, işgal rejiminin son günlerde Kuzey Gazze’yi tamamen tahliye amaçlı saldırılarının ve katliamlarının ırkçı tasfiye ve uluslararası hukuka göre savaş suçu olduğunu hatırlatarak uluslararası toplumun devreye girmesi çağrısında bulundu. Ama ne yazık ki bugün siyonist katillere bu cesareti verenler de zaten kendilerini “uluslararası toplum” olarak yutturan küresel emperyalist güçlerden başkaları değil.
Siyonist işgal rejimi aslında Gazze Şeridi’nin tamamını boşaltmak ve buranın ahalisini ya öldürme ya da tehcir yoluyla tamamen tasfiye etmek istiyor. Küresel emperyalizm de bu konuda onun yanında duruyor ve bütün planlarına şartsız destek veriyor. Ancak bölgeyi boşaltma planlarını kademeli gerçekleştirmenin daha kolay olabileceğini düşünerek önce kuzey bölgenin boşaltılması için zorlama yapmak amacıyla güneyin güya güvenli ilan edilmesi taktiğine başvuruyorlar. Bunu başarabilmeleri durumunda güneye istif ettikleri insanlara saldırarak bölgeyi tamamen tahliye etme planlarını uygulamaya çalışacaklardır.