Savaş için kandırılıp dağa çıkarılan Kürtler, şimdi de barış için kandırılıp dağdan indiriliyor diyor, “Bir Kürt dostu” imzalı yazılar. Yıllarca devletten Kürtlerin kandırılarak dağa çıktığını duyardık, şimdi de o devletin “muhalifleri”nden Kürtlerin kandırılarak dağdan indirildiğini duyuyoruz günlerdir. “Ne Çektiniz Be Kürtler” röportajlarında, yazılarında övgüyle sövgü iç içe girmiş. “Karşılığında ne aldın”, “Bunca bedeli niye ödedin”le başlayan cümleler emperyalizmin taşeronluğuna, yeni Hamidiye Alayları’na bağlanıyor.
Karlar altındaki mağaralarda yaşayan insanları heyecanlandıran çözüm, alttan ısıtmalı cafelerde sıcak kahvelerini yudumlayan adamları kendi politik ajandalarına uymadığı için tedirgin ediyor.
İsyanı başlatan adamın razı olduğu barış, zurnanın son deliğinden düğümlere üfleyen kadınları yutkunduruyor.
14 yıldır 12 metrekare odada yaşayan 35 yıllık silahlı isyanın lideri helalleşemeye hazır ama o isyanın demagogları, apolojistleri hazır değil.
Gençlerin ölmeyecek olması nedense en çok yaşlıları tedirgin ediyor.
Yaşlı tarihçiler Türklüğün elden gitmesinden, akrostiş şiirdeki maharetlerini siyasi analizde gösteremeyen yaşlı şairler, yarısı şiirlerini ezbere okuyabilen hükümetin Batı’nın oyununa gelip Türkiye’yi bölmesinden tedirgin. Âkil adam listelerinin bir numarası İnce Memet’in yazarı barışa doğru girdiği söz orucunu barışı sindiremeyen yazarlara tebrik telefonu açmak için bozuyor.
Kürtler için bedel ödemiş profesör bu bedeli barış yaklaşırken Cumhuriyet gazetesine, savaş cephesine malzeme için bozduruyor
Kaç 35 yıl daha bu savaşın sürmesi için psikolojik, ideolojik malzeme üretenler hep birlikte 35 yıldır bu savaş neden bitmedi sorusunun cevabını veriyorlar sanki.
Kürtler şimdi de “Kürtler bu barıştan ne kazandı, Büyük Kürdistan ne olacak, Kürdistan olmadan bu barış yürür mü, statü yoksa çözüm kalıcı olur mu” diyen Enver Paşalarla test ediliyor
Ödenen bedelleri savaşın sönmekte olan ateşine kömür diye atanlar, milliyetçi hayalleri için Kürtlerden daha çok bedel isteyen Enver Paşalar silahlı mücadeleye son vermeye hazırlanan PKK’yı manevi baskı altına alıyor.
Emperyalist, milliyetçi hayalleri peşinde yüzbinleri Sarıkamışlara sürükleyen, onbinleri cephelerde soğuk karlar altında ölüme terk eden Türklerin Enver Paşalarından sonra şimdi de Kürtler Büyük Kürdistan hayalleri için daha çok bedel isteyen kendi Enver Paşalarıyla sınanıyor.
Türkler o soruyu Enver Paşa’ya sormak için çok geç kalmıştı. Şimdi, Kürtler bu soruyu kendi Enver Paşalarına sormak için daha ne kadar bedel ödenmesini bekleyecek: Yetmedi mi?
Kürtler Dersim’de fare zehriyle zehirlendi, şeyhleri Dağkapı Meydanı’nda asıldı. Ölümü bekleyen Seyit Rıza daha çok acı çeksin diye oğlu gözlerinin önünde öldürüldü. Ömrü hayatı boyunca gün yüzü gösterilmemiş Bediüzzaman’ın mezarı bile hâlâ belli değil.
Güzel gözlü, yakışıklı elektrik mühendisi Ferhat Kutay kendini yaktı. Vedat Aydın’ın ölüsüne bile işkence yapıldı. Cenazesine katılanlar kurşun yağmuruna tutuldu, surlardan atıldı.
12 yaşında hapisle tanıştırılmış, memleketin en güler yüzlü beyaz saçlısı Musa Anter sokak ortasında öldürüldü. Fikri Özgen’in sırayla önce beş oğlunu sonra kendisini öldürdü devlet.
Eruh baskınına giden 10 PKK’lıdan sadece ikisinde silah vardı. O baskına katılanların bir kısmı dereyi geçerken boğuldu. 18-19 yaşındaki genç çocukları PKK “ajan” diye kurşuna dizdi. Kürt gençler dağlarda yağ tenekesi taşıyamadı diye öldürüldü. Yüzbinlerce Kürt bu savaş yüzünden hayatını vatanından uzakta geçiriyor. Kemal Burkay 30 yıl sonra dönebildi. Selim Çürükkaya, Muzaffer Ayata, Şivan Perwer hâlâ dönmeyi bekliyor.
Resmî rakamlar göre bu savaşta 35 yıldır toplam yüz bin Kürt ya öldürüldü, ya yaralandı veya hapse atıldı. Milyonlarcası evsiz kaldı. Savaşın 40 bini geçen resmî ölüm bilançosunun 35 bini PKK’lılardan. Bu savaş yüzünden yüzbinlerce Kürt evsiz kaldı. Milyonlarca Kürt bu yüzden şehirlerin varoşlarında yaşıyor, şehirlerin bütün pis işlerini yapıyor. Bugün Türkiye hapishanelerinde yatan 150 bin adli suçludan en az 100 bininin Kürt olması da bu savaşın bilançosuna eklenmeli. Bugün hapishanelerde on bine yakın Kürt siyasi suçlu var. 20 yıl hapis yatan Kemal Aktaş, milletvekili seçildi hâlâ hapiste.
Kürtler bugün bu barışa bu bedelleri ödeyerek geldi. Peki, Kürtler tarihin bu aşamasında milliyetçi hayaller peşinde daha ne kadar bedel ödeyecek?
Kürt Enver Paşaların mutlu olması için daha kaç Kürd’ün ölmesi gerek.
Yetmedi mi?
yildirayogur@gmail.com
TARAF