Kürtlerden Daha Mazlum Olan Kürtçe…

Türk uluçuluğunu kendilerine rehber edinen Beyaz Kürtler; Kürtleri Milleti İbrahim olmaktan çıkarıp salt bir ulus yapma adına Kürtlerin Alfabesine, tarihine, aile yapısına ve geleneklerine karşı yoğun bir operasyon yapmaktadır.

Fatih Sevgili / Kişisel Web Sitesi

Esselamu Aleykum we Rahmetullahi we Berakatuhu. Daimen, ebeden İnşaallah…

İslam Ümmetinin mensubu olan milletler yani milliyeti İslam olan o millet-i İbrahim dediğimiz tek Milletin; Araplar, Farslar, Kürtler ve Türkler başta olmak üzere hepimizin bir alfabesi vardı ve hepimizin bir dili vardı.

Bizler aynı Medeniyetin mensubu olan milletler birliğin dil ve alfabe birliğinden geçtiğini biliyor ve Kur’an alfabesi kullanıyor ve İslam dili ile konuşuyorduk. Bilirsiniz ‘Din Dili’ vardır. Tabi bunu sadece biz bilmiyorduk, bizim bir olmamızdan rahatsız olanlar da biliyordu ki;

Çağdaşlık adı altında bir olan alfabemize ve din dilimize ilk operasyon Türkler üzerinden yapıldı. Modernliği ve ilericiliği, Batılıları; dil, alfabe, kıyafet, gayri ahlaki hayat tarzı ve alkolde taklit etmek olarak gören Türkiye Cumhuriyetinin sözde kurucu Kemalist kadroları önce Latin alfabesine geçiş yaparak Türkleri dedelerinin bırakın kitaplarını okumalarını mezar taşını dahi okuyamaz hale getirirken, Kürtçeyi de yasaklayarak Kürtleri bırakın okuma, yazma konuşamaz hale getirdiler.

 

Evet Türkler Kur’an alfabesinden koparılıp, din dilleri de ‘Günaydın, Tünaydın, Geçmiş olsun, Kendine iyi bak, Bay’ gibi uyduruk kelimelerle ‘Öz Türkçe’ sloganıyla sekülerleştirilirken; Ümmetin en çok alim yetiştiren ve Selçuklunun Nazimiye Medreselerini devam ettiren Kürtlerin dili adeta boğazlarından koparıldı.

 

İnönü’nün hatıralarında yazdığı harf zulmüne dair: ‘Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-Islam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı.(…) Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. (…)  Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı-Hatıralar, cild 2, sayfa 223’ bu cümleler zaten meseleyi anlamamız için yeterliydi. Tabiri caizse İnönü bize lafın tamamını söylemiştir.

 

Asıl tezat ise; ‘Öz Türkçe’ sloganı ile Türkçeyi Arapça ve Farça kelimelerden kurtaracağız diyenlerin isimlerinin de Arapça olmasıydı.

 

Şimdi gelelim sözün özüne yani Kürtçeye…

 

Osmanlı döneminde yani alfabemiz Kur’an iken ve Din dilimiz İslam iken ortalama bir Kürt alim kendi dili olan Kürtçeyi, Din dili olan Arapçayı, Devlet dili olan Türkçeyi ve Edebiyat dili olan Farsçayı bilmekteydi.

 

O sebepledir ki Kürt edebiyatı muhteşem eserlere sahiptir ve Kürdistan Coğrafyasında İslam tarihine damgasını vuran sayısız alim ve arif vardır.

 

Allame Molla Halil es’Siird-i’yi, Mevlana Halid-i Bağdad-i’yi, Seyyit Seğetullah-ı Arvasiyi, Bediüzzaman Şeyh Said-i Nursi’yi, Ahmed-i Hani’yi, Fekiyen Teyra’yı, Melaye Ceziri’yi ve daha binlerce muhteşem zatı yetiştiren bir millet dün Kemalist kadrolar tarafından dilleri yasaklanarak konuşamaz hale gitirilmişken bugün Kürtçe üzerindeki yasakların kalkmasıyla tam da Kürtlerin din dilleri, Kur’an alfabesi ve tarihleriyle yeniden buluşma fırsatı yakalamışken, bu sefer de; Kemalizmin kötü bir kopyası olan Kürt kemalizmi yani beyaz Kürtler tarafından alfabeleri değiştiriliyor; ‘Rojbaş, Şevbaş, Dem Xweş, Li xwe baş binere, Derbazbuji be, Spas’ gibi uydurma, köksüz ve  Kürtlerin tarihleri boyunca kullanmadıkları kelimelerle dilleri sekülerleştiriliyor.

 

Evet ey Milleti İbrahimden olan Türkler.!

 

Dün size yapılan zulmün katmerlisi bugün kardeşleriniz olan biz Kürtlere yapılıyor. Dilimizden dinimiz ve duamız alınıyor. İslam oluşumuzun alameti farikası olan selamımız değiştiriliyor.

 

Türk uluçuluğunu kendilerine rehber edinen Beyaz Kürtler; Kürtleri Milleti İbrahim olmaktan çıkarıp salt bir ULUS yapma adına Kürtlerin Alfabesine, tarihine, aile yapısına ve geleneklerine karşı yoğun bir operasyon yapmaktadır.

 

Ana dilde eğitim diye bağıranlar; Yüzyıllardır Ana dilde eğitim yapan kadim medreselerimizi sırf Kur’an alfabesi ve İslam eğitimi verdiği için eğitim kurumu olarak görmüyor, kabul etmiyor ve şiddetle karşı çıkıyor.

 

Evet ‘zıman rumete’ (Dil onurdur) diye yaygara yapanlar, ‘bir halkın birliği dil birliğinden geçer’ diyenler ve ‘Bağımsız Birleşik Kürdistan’ diyenler Kürtlerin alfabesini değiştirip Türkiye’deki Kürtleri İslam’dan ve diğer Kürtlerden koparıyor.

 

Iran, Suriye ve Irak Kürdistanında tüm Kürtler Kur’an alfabesi kullanıyorken, Türkiye’deki Kürtlere Latin alfabesi dayatılıyor ve ‘Akademik Kürtçe’ sloganı ile Din Dilimiz değiştiriliyor.!

 

Ceberrut devletin Kemalist zihniyeti yüzünden 80 yıl dedelerinin eserlerini ve mezar taşını okuyamayan Kürtler tam da Devlet Kerim olmaya karar vermiş, dilimiz üzerinden bu zulmü kaldırmışken; Bu defa da Kürt İnönüler tarafından aynı zulüm ve Kürtçeyi gavurlaştırma operasyonları devam ettiriliyor.

 

Ne gariptir ki; Kürtleri de İslam alfabesinden koparmak ve dillerinden dinlerini almak isteyenlerin de ‘akademik Kürtçe’ sloganı ile Kürtçeyi Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelerden kurtarmak lazım demeleri ve isimlerinin de Arapça olması Kürtler ve Türklerin her konuda aynı kaderi paylaştığının bir başka delilidir.

 

Çok söze gerek yok aslında bizi en iyi anlayacak olanlar bu kadar senedir Türk Kemalizmi ile mücadele eden ve bugün Osmanlıcayı yani Türklerin din dili olan Türkçeyi yeniden eğitim dili yapmak isteyen hükümettir.

 

Hükümetimiz Türk Kemalizmine karşı verdiği mücadeleyi, kardeşleri olan biz Kürtler için de Kürt İnönülere karşı da  vermelidir.

 

Ne yazık ki; Devletin televizyonu olan TRT 6 (Şeş) de bu operasyona bilerek veya bilmeyerek bir şekilde destek olmasını üzüntüyle karşılamaktayız.

 

TRT 6 (Şeş) Kürtlere dinlerin dili ile hitap etmeli, seküler, köksüz kelimeleri terk etmeli, Akademik Kürtçe safsatasını çöpe atmalı, İslam alfabesi ile Kürtçe ders programları yapmalıdır.

 

Türkler de bu konuda duyarlı olmalı ve kendilerinin 100 yıl önce uğradığı zulme, 100 yıl sonra kardeşlerinin uğramasına sessiz kalmamalı, Yazar ve Entellektüllerinin bu konuda toplumu bilgilendirmesi ve farkındalık oluşmasına katkı sağlamalıdır.

 

Artık ‘Özgürlük/Çağdaşlık/Demokrasi’ gibi sözlerle Kürtleri sekülerleştirme ve kendi Kürdünü yaratmaya çalışanlara hep birlikte ‘Kral Çıplak’ deme zamanı gelmiştir.

Geç kalmama ümidi, selam ve dua ile…

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!