'Özyönetim' çılgınlığı Kürtleri vurdu
Kurtuluş Tayiz / Akşam
PKK’nın “özyönetim” çılgınlığı devam ediyor. HDP, Güneydoğu’yu yangın yerine çeviren bu teröre sessizliğini sürdürürken, Kürtler evlerini ve hayatlarını geride bırakarak kaçıyor. 1990’larda devletin göçe zorladığı Kürtler, bu kez PKK korkusundan göç ediyor.
Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından ortaya çıkan görüntüler yaşanan dramın büyüklüğünü görmemizi de sağladı. Kasımın ilk haftasından itibaren PKK’nın silahlı dağ kadroları ve YDG-H çeteleriyle birlikte hendekler kazarak Sur’u “kurtarılmış bölge” ilan etmesinin ardından başlayan çatışmalar, tarihi ilçeyi adeta enkaza çevirmiş durumda.
Sur’da önceki gün 17 saatliğine kaldırılan sokağa çıkma yasağı üzerine siviller panik halinde evlerini boşalttı. Ancak Sur içi bölgesi tümden sivillerden arındırılmış değil. Bunun sebebi de PKK’nın sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak istemesi. Diyarbakır’dan edindiğim bilgiye göre PKK’nın 100’e yakın dağ kadrosu suikast silahları, roketatar ve ağır silahlarla buraya yerleşmiş durumda. YDG-H çetelerinin sayısı ise 100’ü geçiyor. Bir süre önce çarşı esnafı toplanarak bir heyeti Sur içindeki PKK’lılarla görüşmeye göndermiş. Görüşmede hendek ve çatışmaların bölge insanının hayatını durdurma noktasına getirdiği belirtilerek, bölgeyi terk etmeleri istenmiş. Aldıkları yanıt ise “Kandil’in kesin emri var, çekilmeyeceğiz” türünden olmuş.
Devletin ise bu kez Sur’da daha büyük bir müdahaleye hazırlandığı bilgileri geliyor. Valilik, sivillerin bölgeyi boşaltması için sokağa çıkma yasağını sadece bir günlüğüne kaldırdı. Daha önce böyle durumlarda YDG-H’lilerin silahlarını bırakarak çıkması sağlanıyormuş. Ancak bu kez valilik, mahallelerin dışında kontrol noktaları kurarak teröristlerin kaçmasına fırsat vermemiş. Operasyon hazırlıklarını değerlendiren bölgedeki kaynaklar, Sur’da şu anda bulunan 200’den fazla silahlı PKK/YDG-H’linin tümden imha edileceğini belirtiyorlar. Emniyet’in ilk defa aldığı bazı tedbirlere dikkat çeken kaynaklar, Nusaybin, Cizre, Silvan ve Yüksekova’da sahneye konan, son olarak da Diyarbakır Sur’da devam eden PKK’nın “özyönetim” çılgınlığına bu kez tümden son verecek bir harekât hazırlığının sürdüğünü kaydediyor.
PKK’nın çatışmaları şehirlere taşıması Suriye’deki gelişmelerle doğrudan bağlantılı. Kandil, İran ve Suriye’nin taşeronu olarak çatışmaları şehirlere taşıyıp Türkiye’nin dengesini içeriden sarsmaya ve Ankara’nın Suriye’de daha fazla etkin olmasını engellemeye çalışıyor. Ancak son gelişmeler Türkiye’nin bundan pek etkilenmediğini gösteriyor. Türkiye, Suriye sınırındaki 98 km. Cerablus-Azez hattını kontrol altına almaya kararlı. Genelkurmay, Fırat Nehri’nin Ada bölgesini “Güvenli bölge” ilan etti. Bundan sonraki hamle, doğrudan 98. km’lik hatta yönelik operasyon olacak.
PKK’nın 7 Haziran sonrası izlediği politika adım adım kendi imhasına dönüşüyor. HDP de, PKK’nın peşine takılarak siyasi olarak zaten intihar etmiş durumda. Yakın tarih, ülke güvenliği söz konusu olduğunda veya Türkiye’nin sınırları tartışılmaya açıldığında devletin tepkisinin hep farklı olduğunu gösteriyor. PKK da Türkiye düşmanı çizgide ısrar eder ve silahları bırakmaya yanaşmazsa tümden tasfiyeye uğraması kaçınılmaz olacak. Mevcut gidişat bunu gösteriyor.