Murat Aydoğdu
Kurtlarla Sarmaş Dolaş Çoban
Haksöz Haber
Klasik bir çoban masalı vardır:
“Bir gün, bir çoban şaka yapmak istemiş. ‘İmdaat! Yardım edin kurtlar saldırıyor!’ diyerek köye koşmuş. Köylüler evlerindeki küreği, sopayı ne buldularsa çobanın yanına gitmişler. Bir de ne görsünler, çoban oturmuş kavalını çalıyor. Köylüler evlerine geri dönmüşler. Ertesi gün çoban gene aynı şakayı yapmış, köylüler de gene inanıp gelmişler. Ertesi gün gene aynı şakayı derken, gerçekten kurtlar saldırmış. Çoban köye koşmuş: ‘İmdaat! Yardım edin, kurtlar saldırıyor.’ Tabii ki, feveranlarına köylüler aldırmamışlar.”.
Masalın gerçeğine bakalım bir de:
“Çoban kurtlarla sarmaş dolaş, sürü ‘İmdaat!’ diye bağırıyor!”.
…
28 Şubat’ın en hararetli dönemleriydi. Ailece protesto eylemlerine gitmek için hazırlık yaparken ve işyerlerimizde okullarımızda arkadaşları davet ederken sert direnişlerle karşılaşmıştık.
Mescitlerde omuz omuza namaz kıldığımız bir takım Müslümanlar, eylemle, direnişle bu iş olmaz diye birçok arkadaşı eylemden vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Oğullarımın okul arkadaşlarından, kurs ağabeylerinden “Gitmeyin, zaten başörtüsü teferruattır.” yönlü telkinleri duydukça kırgınlıkla o kişilerden uzaklaşıyorduk.
Lakin hareket sadece pasif kalmak ve insanları direnişten alıkoymaktan ibaret değildi. Zamanın idari kadrolarına bizim listelerimizi verip kendilerinin bizden olmadığını ispatlamaya çalışmalarını bile pasiflikle ve kendilerini koruma çabası olarak değerlendirdik. Bizzat sınava aldığımdan dolayı hakkımda sürgün kararı çıkan olaydaki kız öğrencim bile teferruat olarak fetvasını alıp başörtüsünü çıkartmakla yetinmemiş; “Hoca uyarsaydı ben başımı açardım!” diyerek aleyhimde savunma vermişti. Kişiselleştirmiyorum, bu onun kendi tercihi değildi, öyle söylenmesi istenmişti o kadar.
(...)