Kurtlar Vadisi olmasaydı…

Hakan Albayrak

Ergenekon Davası sanıklarından Güler Kömürcü'nün bilgisayarında "Kurtlar Vadisi" dizisi ile ilgili bir rapor bulundu.

Ergenekon'un yan kuruluşlarından olduğu iddia edilen Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) tarafından hazırlanan raporda şöyle deniliyor:

"Bugün birçok noktada 'Kurtlar Vadisi Etkisi' dediğimiz bir dönüşüm yaşanmakta. Toplumsal bir histeri haline dönüşen dizi, hedeflediği ve hedeflemediği birçok amacı; arka plandaki derin senaryo desteği ile gerçekleştirme konusunda hayli başarılı. Dizi ile toplumun bilinçaltına verilen mesajlar, bir yandan toplumun bir yandan da devletin atomize olmasına ve bunun yadırganacak değil, mevcut konjonktürün doğal bir uzantısı olduğu yolunda ön kabul yaratılmasına yardımcı oluyor."

Raportörlerin derdi gayet açık; Ergenekon tipi örgütlenmelerin deşifre edilmesinden, vatan-millet diye diye vatanın-milletin canına okuyan derin komplocuların iplerinin pazara çıkarılmasından, devlet müdafaası adı altında yürütülen kirli savaşın bütün iğrençliğiyle ortaya konulmasından ve toplumun bunlara karşı bilinçlendirilmesinden şikâyet ediyorlar.

Ergenekon Davası gibi inanılmaz derecede 'kompleks' bir davanın topluma hiç yadırgatıcı gelmemesinden anlıyoruz ki, adamlar bu şikâyetlerinde gayet haklılarmış.

Devlete bağlı güçler, birtakım stratejik veya taktik hesaplar uğruna, devletin has adamlarını öldürebilirler mi? "Vatan-Millet-Sakarya" deyip duran kimselerin PKK unsurları ile iş tutmaları mümkün mü? Terörle mücadele eroin ticaretine dönüştürülebilir mi? İrtica teranelerinin perde arkasında banka vurgunları olabilir mi?... "Kurtlar Vadisi"nden önce bu sorulara 'olabilir' cevabını verecek pek az kimse bulunabilirdi. Şimdi ise 'olamaz' diyecek kimse bulmakta güçlük çekilir. Bu televizyon dizisi, 'derin devlet' diye anılan çetelerin tezgâhlarını paramparça etti. Asırlık bir provokasyon/komplo geleneği yerlerde sürünüyor bu dizi sayesinde. Toplum uyandı, üzerinde oynanan aşağılık oyunu fark etti, Ergenekon Davası'nı yadırgamayacak kadar bilinçlendi.

Biz bu bilinci binlerce kitap, gazete makalesi ve televizyon açık oturumu ile aşılayamazdık topluma. Nitekim yıllardır aşılayamadık. Dönen derin dolapları anlatamadık. Anlatabildiysek de inandırıcı olamadık. Fakat "Kurtlar Vadisi" toplumu ikna etti. En inanılmaz gerçekleri bile kabul ettirdi topluma. 'Girift' düşünmeyi ve olayların ardındaki gerçeği görmeyi öğretti.

"Kurtlar Vadisi" olmasaydı, belki Ergenekon Soruşturması için gereken ufuk da olmayacaktı; bu soruşturmayı başlatıp yürütecek polisler, savcılar da olmayacaktı…

Türkiye'nin önünü aydınlatan "Kurtlar Vadisi" için, bu diziye emeği geçen herkese şükran borçluyuz. Bilhassa, derin senaryoları ifşa eden senaristlere… Ve onların danışmanı, rehberi, yönlendiricisi Ömer Lütfi Mete'ye…

Ömer Lütfi Mete kalp krizi geçirdi. Yüreğimiz ağzımıza geldi. Şükür ki durumu iyiymiş. Aziz Ömer ağabeyime Rahmân ve Rahîm Allah'tan acil şifa diliyorum.

YENİ ŞAFAK