Kürtçe üzerinde anlamsız baskı ve yasaklar

Mümtazer Türköne

DTP lideri Ahmet Türk'ün Meclis Grubu'nda Kürtçe yaptığı konuşma için ileri sürdüğü gerekçe başlığa aldığım ifade. Ahmet Türk, Kürtçe üzerinde "anlamsız baskı"yı anlatmak için konuşmasının bundan sonraki bölümünü Kürtçe olarak sürdüreceğini belirtiyor ve dediğini yapıyor. Bu ifadelerdeki anahtar kelime "anlamsızlık".

Kürtçe konuşması üzerine "anlamsız baskı" ve tepkiler geleceğini ileri sürmüş oluyor. Salı günü görüldüğü üzere bahsettiği tepkiler hemen geliyor. Başta Meclis Başkanlığı'nın Meclis TV'de DTP grup toplantısından canlı olarak yaptığı yayını hemen kesmesi ve Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın Siyasî Partiler Kanunu'nu gerekçe göstermesi, Türk'ün bahsettiği "anlamsız baskı"lardan en kurumsal olanı olmalı. MHP ve CHP sözcülerinden gelen tepkiler de öyle. 1991'deki meşhur Leyla Zana'nın kahramanı olduğu yemin krizine atıfta bulunanların bile çıkması, bazılarının zihninde zamanın donduğunu gösteriyor. AK Parti'nin TRT Şeş başta olmak üzere, Kürdoloji enstitüleri gibi Kürtçe açılımlarını, Kürtçe grup konuşmasının müsebbibi olarak gösterenler ve bu konuşmadan bir AK Parti eleştirisi çıkartanlar da, Türk'ü haklı çıkartıyor.

Salı günü haberi takip ederken "eyvah" demiştim. Benim tepkim Ahmet Türk'e değil, onun beklediği ve haklı çıktığı sonuçlara idi. Sıcağı sıcağına yaptığım benzetme ise bir "düşük" çabası idi. Ahmet Türk'ün Meclis Grubu'nda Kürtçe konuşmasını, Kürt sorununun çözümüne bir düşük yaptırma çabası olarak gördüm. TRT Şeş ile Türkiye, Kürt sorununun çözümünde doğru yola girdi ve hızla ilerlemeye başladı. Hâlâ aşılması gereken çok uzun bir mesafe var. Kürt sorunu, sebeplerin sebebine inildiği takdirde Kürtçe yasağına dayanıyor. Çözümü ise Kürtçe yasaklarının, karşımıza çıkan her yerde kaldırılmasına bağlı. Kürt sorununun dayandığı Kürtçe sorununun pazarlık meselesi yapılması bile, yol açtığı Kürt sorununu çözümsüzlüğe mahkûm edecek. Kastettiğim Kürdoloji enstitüsü açılabilir, ama Kürtçe eğitim verilemez gibi pazarlıklar. Meseleyi tavizler ve pazarlıklarla sürdürmeye kalkmak, karşımızda Kürtçe ismiyle duran insanî sorunu hiç fark etmemek demek. Bu yüzden Ahmet Türk bütünüyle haklı. Bu konuşmanın bir provokasyon teşebbüsü olduğu, benim ifade ettiğim gibi bir düşük yaptırma çabası anlamına geldiği yorumları niyet sorgulamaları. Ahmet Türk, Ghandivari giriştiği eylemle Kürtçe üzerindeki yasakların anlamsızlığını gösterdi mi, göstermedi mi?

Bu anlamsızlığın delili, Meclis Başkanlığı'nın canlı yayını kesme gerekçesi olarak gösterdiği Siyasî Partiler Kanunu'nun ilgili maddesi. Başkanlık, Siyasî Partiler Kanunu'nun 81. maddesinden bahsediyor. Bu maddede şu hüküm yer alıyor: "Siyasî partiler, tüzük ve programlarının yazımı ve yayınlanmasında, kongrelerinde, açık veya kapalı salon toplantılarında, mitinglerinde, propagandalarında Türkçeden başka dil kullanamazlar." Bu maddenin Ahmet Türk'ün Meclis konuşmasını kapsaması nasıl mümkün ise, AK Parti liderinin Diyarbakır'da kullandığı tek Kürtçe cümleyi de eşit olarak kapsaması gerekmiyor mu? Öyle ya "mitingler"de de Türkçe dışında dil kullanma yasağı yok mu? Ahmet Türk'ün "Kürtçe Kürtlere yasak, ancak AK Parti'ye ve devlete serbest" hükmü doğrulanmış olmuyor mu?

PKK'nın ve DTP'nin varlık sebebi Kürtçe üzerindeki yasaklar. Daha doğrusu bu yasakların anlamsızlığı. TRT Şeş'ten en fazla PKK'nın ve DTP'lilerin rahatsız olmasının sebebi bu. PKK bölgede Kürtçe devlet kanalının izlenmemesi için tehdit ve baskı da içeren kampanyalar yürütüyor. DTP liderinin Kürtçe grup konuşması, bu yasakların Kürt kimlik siyaseti için ne kadar hayatî olduğunu gösteriyor. Kürtçe yasağı kalktıkça bu kimlik siyaseti "anlamsız" hale geliyor.

Tekrarlayalım: Kürt sorunu, özünde bir Kürtçe sorunu. Bütün şikâyetler ve sıkıntılar alt alta sıralandığı zaman, neredeyse tamamının Kürtçe yasağı ile ilgili olduğu görülüyor. Kürtçe sorununu anadilin her alanda kullanımı sorunu olarak kabul etmek lâzım. O zaman Kürt sorununu çözmek için Kürtçe sorununu bütünüyle çözmek gerekir. Bunun ölçüsü ise Kürtçe başlığı altına alınacak hiçbir eksiğin kalmamasıdır.

ZAMAN