Kürtçe ambargosu emperyalizmin mi oyunu yoksa Kemalizm’in mi?

YAHYA FIRAT

Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha fazla oy almak amacıyla farklı partilerle ittifak arayışı içinde.

Yakın zamanda HDP ile mecliste görüşen Kılıçdaroğlu, çıkışta Kürt sorunu ve Kürtçe’nin kullanımına dair bazı ifadeler sarf etti.

HDP’li seçmenin gönlünü kazanmak için Kürt sorunu dosyasını yeniden açarak ilk etapta gerçekleşmesi zor görünen vaatlerde bulunan Kılıçdaroğlu, meclis tutanaklarında Kürtçe’nin “bilinmeyen bir dil” olarak tanımlandığını belirtti.

Kürtçe’nin mecliste bilinmeyen bir dil olarak tanımlandığı ancak 2008’de yapılan değişiklikle “Türkçe dışında konuşulan dil veya Türkçe dışında kullanılan kelime” şeklinde değiştirildiğini anımsatalım.

Kürtçe’nin yapılan değişiklikle “Türkçe dışında konuşulan bir dil” olarak tanımlanmasının dahi sorunlu olduğu ve kabul edilebilir olmadığının altını çizmek önemlidir. Ancak, Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışının çok gerçekçi ve samimi olmadığını da vurgulamak gerekiyor.

Meclis tutanaklarında “bilinmeyen bir dil” şeklinde tanımlanan Kürtçe’ye yönelik yok sayma politikasının tekçi, yasakçı, milliyetçi Kemalist iktidarlar tarafından uygulanageldiğini hatırlatma fayda var.

Kılıçdaroğlu’nun HDP’lileri mest eden ifadelerinden biri de “Resmi dilimiz Türkçe eyvallah ama devlet olarak çifte standart yapamazsınız. Bu emperyal güçlerin oyunudur, bunu da bozacağız” açıklaması oldu.

Üstü kapalı Kürtçe anadil serbestisine işaret eden Kılıçdaroğlu, Kürtçe’ye yönelik ambargoyu da emperyal güçlerin oyununa bağladı. Oysa Kürtçe, cumhuriyet tarihi boyunca Kemalist sistemin ambargosuna maruz kaldı.

Kemalizm’in tekçi, yasakçı mantalitesi Türk ve Türkçe dışındaki unsurlara hayat hakkı tanımadı pek. Bu politikaların uygulayıcısı her zaman CHP kadroları ve uzantıları oldu.

Kılıçdaroğlu’nun emperyal dediği güçler bile topraklarında yaşayan azınlıklara karşı daha müsamahakâr davrandı.

Kemalist sistemin ana unsuru olan partinin başında bulunan Kılıçdaroğlu, bu sorunu tarihsel gerçekliğinden kopararak konjonktürel bir bağlama oturtuyor. HDP’liler de hiç bozuntuya vermiyor haliyle. Sonuçta gerici olarak tanımladıkları bir iktidarı devirmek için yeniden bir tarih yazılıyor!

Kürtçe’ye yönelik bir çifte standart varsa (ki var ve hala devam ediyor) bu tekçi/yasakçı Kemalist sistemin karakterinden kaynaklanıyor. Burada bir oyundan bahsedeceksek bu Kemalizm’in oyunudur!