Kürt Seçmenin Cezalandırdığı HDP’yi “Mustafa Kemal’in Askerleri” Kurtardı!

Yazısında 24 Haziran seçimlerinde yaşanan partiler arasındaki oy geçişlerini mercek altına alan Mehmet Acet, Kürt seçmenin cezalandırdığı HDP’nin CHP'lilerce kurtarıldığı gerçeğini de gözler önüne seriyor.

Mehmet Acet’in Yeni Şafak’taki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı bugünkü (26 Haziran 2018) yazısı şöyle:

Seçimlerin Satır Arası Mesajları

Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de, CHP adayı Muharrem İnce’ye yüzde 58,1 oranında oy çıktı.

Selahattin Demirtaş, yüzde 21,1 oy alabildi.

Buna karşılık aynı ilde HDP yüzde 52,1, CHP ise 26,6’da kaldı.

Kılıçdaroğlu’nun memleketinde yaşadığı hezimet anlamında değil de, daha çok CHP-HDP-Muharrem İnce paslaşmasına en çarpıcı örnek olması hasebiyle Tunceli’den örnek verdim.

Tunceli’yi geçelim diyorsanız, Hatay’dan HDP’nin 98 bin 718 oy alarak milletvekili çıkarmasının, Demirtaş’ın ise 21 bin oy alabilmesinin okumasını nasıl yapacağız diye sorabilirim.

Aslında sadece buralarda değil, 81 ilin aritmetiğine tek tek bakınca, çok daha fazla yerde bu paslaşmanın izlerini net bir şekilde görebiliyorsunuz.

CHP seçmeninin bir bölümünde “Aman HDP barajı geçsin, biz üç beş vekil az çıkaralım, değilse Tayyip Erdoğan’ı cezalandıramayız” duygusuna sahip olanların bir refleks gösterdiği anlaşılıyor.

Öbür yanda da Selahattin Demirtaş’ın gerilim yapıp cezaevinde volta atma katsayısını artırmasını göze alarak, “Zaten bir şansı yok, ne yapıp edip, Erdoğan’ın kaybetmesine oynayalım” diyen bir bölüm HDP seçmeninin İnce’ye yönelmesi gerçeği karşımıza çıktı.

Diyarbakır’dan, Hakkari’den, Mardin’den Muharrem İnce’ye “Evet özellikle bu tercih yapılmış” dedirtecek HDP oyları gitti.

Yazının bu bölümünün satır arasından şu iki manşeti çıkartabiliriz:

-Kürtler, HDP’nin baraj altında kalmasını göze alarak hareket ettiler.

-HDP’yi Kürtler değil, Tayyip Erdoğan’ı devirmeyi, Mustafa Kemal’in askeri olmaktan daha önemli gören CHP seçmeni baraj üstüne çıkardı.

Bu durumda, Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren iki hayati konuda iki iyi haber verebiliriz.

1-Haziran 2015 seçimleriyle zirve yapan ve nerede neye toslayacağı belli olmayan etnik Kürt milliyetçiliği dalgası durulmuş görünüyor.

2-Erdoğan’ın ve Ak Parti’nin Kürt seçmenden Kasım 2015 seçimlerinin de üstüne çıkan bir oy alabilmesi, devamında fiziki bölünmeyi de beraberinde getirebilecek ‘siyasi bölünmenin’ önüne kalın bir set çekmiş oldu.

En nihayetinde HDP barajı geçse de, en önemli siyasi projesi olan, ‘Bölgeyi HDP-PKK’lılaştırma’ projesini hayata geçirmede başarısız oldu diyebiliriz.

MHP’DEN İYİ PARTİ’YE AK PARTİ’DEN MHP’YE…

Seçim kampanyası döneminde Konsensüs’ün yaptığı bir araştırmaya dayanarak seçmenin yüzde 15’inin ikinci oy tercihini başka türlü kullanacağına dair bir veriyi sizlerle paylaşmıştım.

Bu oran yüzde 15 ise eğer, bunun içinde CHP-HDP seçmeninin önemli bir yer tuttuğunu söyleyebiliriz.

Ama bu kadar değil.

81 il üzerinde tek tek çalışarak baktığımızda, Kasım 2015’e göre Ak Parti’den giden oyların önemli bir bölümünün MHP’ye kaydığı görülebiliyor.

Özellikle Orta Anadolu ve Karadeniz kentlerine bakınca bu tablo hemen kendisini belli ediyor.

Tek tek bakınca, Ege ve Akdeniz’de MHP’den İyi Parti’ye, Orta Anadolu ve Karadeniz illerinde ise AK Parti’den MHP’ye ciddi anlamda oy geçişkenliği olduğunu gördük.

Buna zamanın ruhu mu demek lazım, başka bir şey mi demek lazım bilmiyorum ama toplamda bütün kalıplaşmış siyasi analizlerin yeniden gözden geçirilmesini gerektirebilecek bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim.

SEÇİMİN SÜKUT-U HAYALİ: MERAL AKŞENER

Seçim öncesi okuması yapılıp da 24 Haziran akşamı doğruluğu test edilen bir başka veri de, Meral Akşener’in pırıltısının kampanya dönemiyle birlikte söndüğü yorumunun teyit edilmesi oldu.

Aynı tip bir siyasetçi olan Muharrem İnce’nin CHP adına sahneye çıkmasıyla birlikte Akşener’e yönelen CHP oyları kendi adresine geri dönmeye başlamıştı.

İnce’nin ikinci olacağının kesinleşmesiyle bu gerileme daha da arttı.

Nihayetinde görünür alandaki tek aktör olmasına rağmen partisinin aldığı oyların daha gerisinde kalması, Akşener’in geleceğinin en yakın kurmayları tarafından da sorgulanacağı anlamına gelebilir.

Herkes, CHP’de yeni bir olağanüstü kurultay olur mu diye soruyor ama ben, bu anlamda İyi Parti içinde de benzer bir sürecin gelişebileceğini şimdiden söyleyebilirim.

Bu seçimin en dikkate değer analizlerinden biri de şu:

Muhalefet bloku 24 Haziran’a giderken ciddi bir motivasyon yakalamasına rağmen, iktidar cenahındaki büyük kümelenmeden dişe dokunur miktarda oy devşiremedi.

“Muharrem İnce ve Akşener’in yüzde 35-38’lik havuzdaki oyları paylaşacağını öngörüyoruz demiştik”, öyle oldu.

Öyle olunca, sonuç böyle oldu:

“Adam kazandı…”

Hem de 13’üncü kez üst üste...

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!