Birileri sanki Kürtleri destekliyormuş gibi görünerek Kürtler üzerinden Türkleri, Türkler eliyle Kürtleri köşeye sıkıştırmak istiyor sanki. Bu işin aracı da PKK..
Suriye rejimi mi Kürtlerden yana?.. İran rejimi mi?.. İsrail mi Kürtlerin arkasında; ABD mi, İngiltere mi, Fransa mı, Almanya mı?
Bir anda CHP bile Esedci kesildi. 28 Şubat’taki “Beşli Çete”nin yerini bugün bir başka ittifak aldı.
28 Şubat’ın güçlü paşalarından MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç Paşa, Rusya-Çin-İran ekseninden bahsetmişti. Şimdi İran, 28 Şubat’ın paşasının önerisini hayata geçiriyor.. Ne kadar garip değil mi?.. Mumcu suikastından sonra Cumhuriyet mitinglerinde insanları sokağa döküp “Türkiye, İran olmayacaktır” diye bağırttıranlar, gün geliyor İran’la ittifak kurmaktan, Rusya ile ittifak kurmaktan söz ediyorlar.. Peki; dün, soğuk savaş yıllarında “Türk âleminin en büyük düşmanı komünistliktir, her görüldüğü yerde ezilmelidir” diye niye meydanlara çıkıyordunuz?.. Öbür taraftan da “Kahrolsun faşistler” diye aynı ülkenin çocuklarını sağ-sol diye birbirine kırdırtıyordunuz?..
Muhsin Yazıcıoğlu, 28 Şubat’ta, “Türkiye, İran olmayacaktır” diyenlere “Türkiye, Suriye de olmayacaktır” diyordu. Bugün, dünün Beşli Çetesi’nin yerine nöbeti devralan yeni ittifak, Tunceli-Hatay hattında PKK ile aynı paralelde CHP üzerinden yeni bir gerilim siyaseti uyguluyor..
İşin ilginç yanı, bu siyaset; İran, Suriye ve Ergenekon çevrelerinin desteğini alıyor..
Aslında bu hareketlilik, bazı “kirli ilişkiler”in deşifre edilmesi, Muhaberat ve Şebbiha’nın Türkiye üzerindeki uzantıları ve destekçilerinin açığa çıkartılması açısından son derece önemli.. Bu ittifak bazı sempatizanlarının bazı gerçeklerin farkına varması açısından da önemi büyük. Bu süreç bu çevrelerin hem sandıkta ve hem de kamuoyu nezdinde etkinliklerini kaybetmeleri açısından önemli bir süreç.
Şecaat arzediyorlar, ama bu vesile ile kirli ilişkiler de ortaya saçılıyor..
İlginçtir, demokrasi ve barış sloganları atmaktan da geri durmuyorlar.. Sanki Suriye’de demokrasi ve barış var.. Sanki bu konuda İran ve Rusya iyi bir örnekmiş gibi..
Bu ittifakın söylediği şu sanki: “Amerikan emperyalizmine boyun eğmeyin, Esad zulmüne boyun eğin..” “Ölümlerden ölüm beğenmeyi” kurtuluş reçetesi olarak sunan bir anlayış..
Aslında İran da, Rusya da, Ergenekon da bu işte samimi değil.. Onlar Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istiyorlar, o kadar.. Türkiye’yi etkisizleştirme, itibarsızlaştırma çabası içindeler.. Daha kolay bir lokma, pazarlık gücü olmayan bir ülke konumuna düşürmek istiyorlar..
Suriye rejimi düşsün, hepsi başka vadilere savrulurlar..
İşin ilginç yanı; ulusalcı kadrolar nasıl bir anda İrancı ve Arapçı oluverdiler böyle..
Nuseyriler, Arap asıllı değil mi?.. Kızılbaşlar da kendi iddialarına göre Ehl-i Beyt geleneğinden gelmiyorlar mı?.. Hem etnik olarak Arap hem de mezhebî bir hareket değil mi bunlar? Peki nasıl oluyor da ulusalcı kanatla bir anda kol kola girebiliyorlar?.. Hem de Türkiye’ye karşı yabancı ülkelerle işbirliği yaparak ve PKK ile aynı çizgide?..
Hepsi tamam da CHP bu işin neresinde? Esed’in adamları öteden beri Hatay’ı ister.. Haritalar çizeler.. PKK’nın Suriye kanadı, Türkiye koridorundan İskenderun’a çıkma hayalleri ile haritalar basar, dağıtır ve CHP bunlarla kol kola eylem yapar.. Öteki dernek ve sendikalar da peşlerine takılır..
Bu süreçte yaşananlar bazı gerçeklerin daha iyi anlaşılması için son derece öğretici ve açıklayıcı.. Kim kimdir, şimdi daha açık ve net görülüyor..
Ahmedi Nejad bu oyunda nerede duruyor?.. Kimin hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyor bilmiyorum. İran İslâm Cumhuriyeti bugün kimlerin umudu olma yolunda?..
Son Bağlantısızlar Hareketi zirvesi tam bir fiyaskoya dönüştü. Bölgede bu kadar olaylar olurken, bu konuları gündemine bile alamadan dağıldı.. Konferans için şimdiden kaybedilmiş gibi gözüken 3 altın yıl yaşanacak gibi.. Ahmedi Nejad başarısı (?!) ile övünebilir.. Kılıçdaroğlu’nun Tahran’a gidip bu başarıyı kutlaması gerekir şimdi!
Sahi CHP şu Apaydın Kampı çuvallamasının altından nasıl kalkacak?.. Şu sayfaya girip bakın: http://www.tenkid.org/yazilar.aspx?Id=152.
15 Mayıs 1984 tarihinde yayınlanan montajlanmış bir fotoğrafı nasıl bugüne getirip başka bir olaya montajlıyorlar..
Ergenekon’un tek umudu var, o da Türkiye’nin Suriye’ye dönmesi.. Ekonomik, siyasi ve diplomatik kriz çıkması. Onun için şeytanla bile işbirliği yapabilirler sanki..
CHP’yi yakın takibe almak gerek ve bir de Hatay’da yaşananları.. Derin ilişkileri, karanlık ittifakları çözmek için Hatay turnosol kâğıdı gibi..
PKK’yı Türkiye’ye karşı kışkırtanlar, aslında Kürtlere de, örgüte de hizmet etmiyorlar.. Örgütü kendi ihtiraslarına kurban ediyorlar bir bakıma. Türklerin ve Kürtlerin kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek isteyenlerin kirli oyunlarına tanıklık ediyoruz.
Yoksa Türkiye, üzerinden kayıt dışı kara para-altın operasyonlarına izin vermediği için mi İran’daki derin yapı tarafından köşeye sıkıştırılmak isteniyor biraz da?.. JİTEM, şehid cenazesi diye eroin-esrar taşımış bir zamanlar. Sakın İran’da da “Hizbullah’a silah gönderiyoruz” diye altın ve döviz transferleri de yapılmış olmasın bu arada!.. İran’da derin yapı oluşalı epey zaman oldu.. Türkiye’de de bu kez bizimkiler arasında hızla örgütleniyorlar olmasınlar sakın?! Selâm ve dua ile..
YENİ AKİT