“Küreselleşen Dünyada Yükselen İslamofobi”

Özgür-Der Çorum Şubesinin düzenlediği “Küreselleşen Dünyada Yükselen İslamofobi” paneli Turgut Özal Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Özgür-Der Çorum Şubesi başkanı Murat İslam’ın selamlama konuşması yaptığı programa Selahaddin Eş Çakırgil ve Hamza Türkmen konuşmacı olarak katılırlarken paneli Bülent Gökgöz yönetti.

Panele girişte İslamofobi’nin gündemimizde çokça yer almadığına dikkat çeken Bülent Gökgöz, kavramın öncelikli olarak Batı ülkelerinde Müslümanlara ve İslam’a yönelik nefret söylemleri ve uygulamaları olarak algılandığını oysa Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkelerde de İslamofobi’nin kendini gösterdiğini, Doğu Türkistan’dan Arakan’a dek nefret uygulamalarının varlığına dikkat çekti. Devamında şunları belirtti: “Fiziki, psikolojik veya kültürel şiddet olarak tanımlanabilecek İslamofobi ile ele alınması gereken bir kavram da anti-İslamizm’dir.

Anti-İslamizm, devletlerin uyguladığı İslam karşıtı politikalar iken, İslamofobi ise daha çok bahse konu devletlerin toplumlarının bireylerinde ortaya çıkan nefret uygulamalarıdır. Kemalizm bu açıdan hem anti-İslamist hem de İslamofobik çatışmacı bir ideolojidir. Cumhuriyetin erken dönemlerinde ve 28 Şubat gibi darbe dönemlerinde İslamofobik uygulamalar hem yaygınlaşmış hem de artmıştır. Son dönemde ülkemizde artan muhacir düşmanlığının arka planında İslamofobik kaygıların da olduğunu söylemek mümkün. Devletlerin anti-İslamist politikalarının medya, eğitim ya da kanunlarla uygulamaya soktukları politikaları İslamofobinin yaygınlaşmasına etki etmekte.”

Son olarak Bülent Gökgöz, Danimarka’da 5.sınıf öğrencilerine din dersinde okutulan “Her Müslüman terörist değilse de her terörist Müslümandır” önermesinin insanların temiz fıtratları ile vahyin buluşmasına engel olan ‘İslam korkusu’na çarpıcı bir örnek olduğunu belirtti.

Sözü alan Selahaddin Eş Çakırgil, küreselleşme kavramına dikkat çekerken İstanbul’un fethinden kırk yıl sonra Endülüs’ün düştüğünü, yüzyıl öncesinde hilafet müessesesinin dünya Müslümanları açısından sembolik de olsa birleştirici bir işlevi olduğunu dile getirdi.

Selahaddin Eş Çakırgil devamında şunları kaydetti: “ 11 Eylül olaylarını kim organize etti? 11 Eylül dünyada İslamofobinin yükselmesi açısından önemli bir hadise olmuştur. ABD için yeni soğuk savaş, yeni düşmanın icat edilmesi ile başlamıştır. 1995 yılında Oklahoma’da 168 kişiyi katleden ve Hristiyan tarikatına bağlı olan Timothy Mcveigh’in katliamı sonrası Hristiyanfobi oluşmazken, 11 Eylül hadisesi sonrası İslamofobi artmıştır. Bu açıdan İslamofobi psikiyatri kliniklerini ilgilendiren ve tedavi edilmesi gereken bir vakıadır.”

Almanya’nın Dresden kentinde Müslüman nüfusun %3’ü geçmemesine rağmen ırkçı Pegida hareketinin kurulduğunu ve 11 Eylül sonrasında camilere, başörtülü hanımlara yönelik saldırıların önemli oranda arttığını dile getiren Selahaddin Eş Çakırgil, bu tarihten sonra Afganistan ve Irak’ta milyonlarca Müslüman’ın katledildiğini ve Müslümanların bu kuşatmaya karşı birlik olmaları gerektiğini ve ümmet bilincini yeniden ihya edecek hareketlere ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

Daha sonra sözü alan Hamza Türkmen ise, küreselleşmenin aydınlanma-sanayileşme ve uluslaşma süreciyle ortaya çıktığını ve kapitalist sermayenin büyümesiyle gündeme geldiğini belirtti. Güneş batmayan imparatorluk olarak tanımlanan İngiltere öncülüğünde ilerlemeciliğin yaygınlaştırılıp dinlerin dışlandığını ve geri kalmış medeniyetleri medenileştirmek için kendilerini görevlendirdiklerini belirten Hamza Türkmen, Hindistan’da Loyalizm’i örnek vererek İngiltere’nin sömürge politikalarına örnekler verdi.

Sunumunun devamında Hamza Türkmen şunları dile getirdi: “Karl Marx, İngiltere’nin Hindistan’ı sömürmesini savunmuştur. Sosyalist mantığa göre tarım toplumundan sanayi toplumuna geçilerek işçi devriminin önü açılabilir. Benzer mantıkla Türkiye solu, feodalizmi kaldırıp kapitalizmi getirdiği gerekçesiyle Kemalizm’i desteklemiştir.”

İslam coğrafyasında katliamlar gerçekleştiren batının özgürlük, adalet gibi kavramlarının ancak kendileri için geçerli olduğunu direniş hareketlerini ve İslam’ı potansiyel tehdit olarak gördüklerini Cemaleddin Afgani ve Urvet’ul Vuska dergisi üzerinden anlatan Hamza Türkmen şunları da dile getirdi:

“Henüz şüheda neslini oluşturamadık. Sağ Kemalizmi konuşuyoruz. Tarihselciler üzerinden İslam’ın kutsalları tartışmaya açılıyor. Bu topraklarda gâvurlaştıramamanın adı İslamofobi’dir”

Panel dinleyicilerin sorularının cevaplanmasının ardından sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi
Üniversiteli Müslümanlar sabah namazında Fatih Camii’nde buluştu
Fetih Vakfından Suriyeli çocuklara kışlık mont yardımı