Küreselciler neden üçüncü gözü kör etmek ister?

Yaşar Süngü, küresel güçlerin insan vücudu ve maneviyatının tabiatını bozmak için tasarladığı kirli oyunları kaleme aldı.

Sağlık sektöründeki bazı aykırı bilim adamlarının küresel şirketler hakkında çarpıcı iddiaları var.

Alternatif tıp alanında meşhur bir doktorun isminin yer aldığı bir videoda yabancı bir bilim adamı şunları söylüyor;

“İnsanların ruhlarıyla ve maneviyatla ilişkisini kesmek için küresel şirketler tarafından yönetilen bir proje var ve bunu başarabilmek için epifiz bezinin yok edilmesi gerekiyor.

Bu konudaki araştırmaları takip ettim ve şaşırtıcı bir şekilde epifiz bezinin merkezi beyin sistemimizin en hassas parçası olduğunu ve şu dört şeye son derece duyarlı olduğunu keşfettim; Alüminyum, glifosat, florür ve wifi.

Bu projeyi tasarlayan içme suyuna florür katan, havaya nano (gözle görülemeyecek kadar küçük) boyutta alüminyum püskürten, yiyeceklere glifosat ekleyen ve ardından doğru frekanslarla bunları aktive eden ultra zeki bir grup bilim adamı var.”

**

Peki iddialara konu olan insandaki epifiz bezi nedir, ne işe yarar?

Küresel şirketler insanlarda üçüncü göz olarak bilinen epifiz bezini neden yok etmek isterler?

Üçüncü göz olarak bilinen bu bez hakkında internette araştırma yaparken Dr. Mehmet Yavuz’un ilginç bir yazısına rastladım.

Yazıyı kısaltarak aktarmak istiyorum; “Epifiz bezine üçüncü göz adı da verilmektedir. Adeta bir ruhsal anten gibi görev icra eder.

Belki zamanı geçmiş metafor ama görme özürlü Neo’nun matriksidir. Çünkü üçüncü göz açıldığı zaman göz kapakların sımsıkı kapalı olmasına rağmen asıl o zaman görmeye başlarsınız.

İslamiyette kalp gözü denen şey aslında epifizdir.

Bilinçli olan beynimizin göremediği, duyamadığı, düşünemediği şeyleri hisseder.

İlk defa Descartes tarafından ruh ve bedenin irtibat alanı olarak tarif edilen epifizin, ruh-beden-zihin üçlüsünün komuta merkezi olduğu tahmin edilmektedir.

Epifizden üç önemli hormon salgılanır. Bunlar; melatonin, pinolin ve dimetiltriptamin (DMT) hormonlarıdır.

Epifizden salgılanan melatonin sadece karanlıkta salgılanır.

Melatonin aynı zamanda sağlıklı uyku için de gerekli bir hormondur.

En büyük faydası ise insanları kanserden koruması.

Görme özürlülerin kansere yakalanma ihtimalinin çok düşük olmasının sebebi de budur. Çünkü sürekli karanlık içerisinde olduklarından melatonin salgılanması diğer insanlara göre daha fazladır.

Ayrıca sürekli gece vardiyasında çalışan kişilerde kanser vakalarının daha çok görülmesi, melatoninin kanser önleyici rolünü desteklemektedir.

Günün hangi saati olursa olsun epifizin hormon etkisinden yararlanmak için uyku ortamının ışıktan arındırılması lazımdır.

Gece vardiyasında çalışıp da gündüz uyuyanların bu kritik noktaya dikkat etmeleri gerekiyor.

Somut olarak tarifleyebildiğimiz fiziksel 5 duyunun yanısıra soyut olarak ifade ettiğimiz zihinsel bir duyu daha vardır ki, buna 6. His demekteyiz.

Eskilerin “hissi kablel vuku” dedikleri 6. His, epifizden kaynaklanan uzakgörü, öngörü ve durugörü yeteneğinden başka bir şey değildir.

Üçüncü gözü gelişmiş üstad kişiler, sizin auranıza sinmiş olan sezgilerinizi algılayıp yorumlayabilirler.

Bununla beraber, altıncı his ile önyargı birbirine karıştırılmamalıdır.

Altıncı his, umumiyetle pozitiftir ve sıcaktır, absürt değildir. Önyargı ise her zaman negatif ve soğuk bir duygudur, saçma olabilir.

Daha net bir ifade ile hisleriniz sizi olabilmesi muhtemel sezgilere götürür. Genelde uyarıcı, mesaj verici hususiyetler taşır.

Önyargılar ise sürekli kötü bir senaryoda yoğunlaşmanıza ve şartlanmanıza neden olur.

Sezgilerinizi takip etmeyebilirsiniz ama önyargılarınızdan kolay kolay kaçamazsınız.

Epifizin bazı dış faktörlere ve beslenme şekline göre fonksiyonunun azalması ya da tamamen kaybolması da mümkündür.

Diş macunlarında bulunan florür’ün epifizin kireçlenmesine neden olarak hormon salgılanmasını azalttığı iddialar arasındadır.

Bu nedenle aşırı florür kullanılmasını tavsiye etmemekteyiz.

Sodyum florid sadece diş macunlarında değil, kola ve kafeinli içecekler gibi bazı yiyecek ve içeceklerde de bulunmaktadır.

Çeşme suyundaki klor ve fazla kalsiyum alınması da pineal bez kireçlenmesini tetikleyebilir.”

**

Covid döneminde yapılan aşıların ardından hastalıkların arttığına yönelik iddiaların ne kadar yaygın olduğunu biliyoruz.

Bunlar şimdilik iddia gibi dursa da bugün Gazze’de soykırıma sponsor olan küresel şirketlerin ne kadar ileri gittiğini görünce “Olmaz böyle şey” diyemiyoruz.

Yorum Analiz Haberleri

“Esed’in düşüşüyle Rusya 'süper güç' olmaktan çıktı”
Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango