Gökhan Özcan/Yeni Şafak
Yeni bir dünyanın eşiğinde
Siyonist İsrail’in her türlü insani sınırı aşan saldırganlığı, yakın zamanlara kadar neredeyse blok halde hareket eden Batılı dünyayı ayrışma noktasına getirdi. Amerikan yönetimi, zaman zaman cılızdan daha cılız birtakım itirazlar ortaya koymakla birlikte genel anlamda İsrail’in yanında. Amerikan halkının önemli bir kesimi isyan halinde; hem zalime karşı mazlumu destekliyor hem de kendi vergileriyle işgalci, soykırımcı, terörist bir devletin(!) finanse edilmesine hemen her zeminde isyan ediyor. Amerikan yönetiminin temsilcilerinin katıldıkları her tür toplantı ve etkinliklerde bu protestolar yüzlerine karşı yüksek sesle dile getiriliyor. Sokaklar, meydanlar, üniversiteler zaten Gazze’nin ve mazlum Filistin halkının yanında...
Avrupa’da da durum farklı değil; siyonist lobilerin kontrolündeki Avrupalı yönetimlerin çoğunluğu israil’i yapıp ettiği bu sınırsız kötülüklere rağmen desteklemeye devam ediyor. Ancak orada net fikir ayrılıkları, ayrışmalar var. İspanya, İrlanda, Norveç gibi bazı Avrupa devletleri israil terörizminin adını koydular, ticari-askeri ilişkilerini kesenler, bütünüyle mahkum edenler de oldu. En son bu ülkeler Filistin’i devlet olarak da tanıdıklarını açıkladılar. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararı da malum... Bunların arkası gelecek gibi görünüyor. Baştan beri bu konuda oldukça katı davranan Almanya ve İngiltere’de bile İsrail aleyhine sesler yükselmeye başladı. Halk zaten hemen her gün meydanlarda, caddelerde, görülmemiş kalabalıklar halinde gösteriler düzenliyor, Gazze’nin yanında olmaya ve İsrail’i lanetlemeye devam ediyor. Sosyal medya mecraları, her gün israil karşıtı bireysel ve toplu çıkışlar, lanetlemelerle dolup taşıyor. Japonya’da, Kore’de, Avustralya’da, İzlanda’da, Güney Amerika’nın her yerinde, Afrika’da İsrail’e karşı sadece Gazze’ye değil, insanlık onuruna sahip çıkan dev dalgalar oluşmuş durumda.
İnsani küreselleşme yayılıyor, zalimlere karşı yeryüzünün her köşesinde büyük bir uyanış yaşanıyor. Bu yaşananların dünyayı ne kadar değiştireceğini henüz somut olarak müşahede edemiyoruz belki ama yeni dünyanın gelişini ayak seslerinden işitebiliyoruz. Bir çok şey değişecek, insanlığın ortak değerleri yeniden düşünülecek, bu değerleri hayata geçiren kavramlar yeniden tarif edilecek. Özellikle sosyal bilimler, felsefe, kültür, sanat ve inançlarla ilgili düne kadar birer ezber olarak kullanılagelen her türlü kalıp düşünce yeniden düşünülecek. Bugün yaşanan bu acı tecrübeyle içlerinin boş olduğuna ya da birilerinin güç depolamak için kendine yonttuğuna şahit olduğumuz değişmez ilke görünümlü her türlü güdümlü zihinsel formül tarihe karışacak. Zalimlerin, güç simsarlarının, örtülü yapıların, kötülük müttefiklerinin, sömürgeci zihniyetlerin masallarına, oldubittilerine, medyatik illüzyonlarına artık hiç kimse inanmayacak. Çünkü Gazze ile birlikte bu karanlık güçlerin oynadıkları kirli oyunun, sadece Filistin’in varlığına değil, bütün insanlığa kasteden bir kötülük organizasyonu olduğu, bütün insanlığın kanını emdiği, herkesi sömürdüğü gerçeği ifşa oldu. Koca koca devletlerin, havasından geçilmeyen havalı yönetimlerin israil’in elinde oyuncak olmuş aciz yapılar olduğu ayan beyan ortaya çıktı. Toplumlar, kendilerini temsil için seçtikleri yönetimlerden utanır hale geldi. Özellikle batılı toplumlar için bu büyük bir güven krizidir ve bu hayırlı ‘travma’nın kaçınılmaz sosyal ve siyasi sonuçları olacaktır.
Şu an dayanılmaz acılar, başa çıkılamaz kahırlar yaşıyoruz, bu doğru! Ama aynı zamanda insanlığın üstündeki ölü toprağını attığını, gerçeklerle küresel bir yüzleşme yaşandığını, asırlık yalanların sırlarının döküldüğünü, bin bir koldan insanlığın üstüne boca edilen maksatlı propagandaların, algı oyunlarının tedavülden kalktığını da gözlüyoruz. Bu sürecin sonunda yönetimler ne yapar bilemem; ama halklar, toplumlar, yeryüzünün dört bir tarafında yaşayan insaflı bireyler, berrak ve oldukça yapıcı bir taze bilinç kazanacaklar. Yaralı bilinçler bu eczayla iyileşmeye başlayacak.
Ümit ettiğim ve inandığım senaryo bu! Aksine bir senaryo ortaya çıkarsa yeni bir kölelik çağından söz etmek icap eder, Allah korusun!