Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu liderliğinde yüzlerce küresel aydının imzasını taşıyan 'Küresel Aydınların Gazze Soykırımına İlişkin Vicdan Bildirisi', Meclis'te yapılan basın açıklamayla kamuoyuna açıklandı. İsrail'in 6 gün süren insani aradan sonra saldırılarını yoğunlaştırdığı belirtilen bildiride “İsrail böylece insanlık vicdanını temsil eden kitlelerin dünya çapındaki protestolarını ve dünyanın dört bir yanındaki ahlaki, dini ve siyasi kanaat önderlerinin rehine / tutsak takası duraklamasının kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi yönündeki ısrarlı çağrılarını görmezden geldi” denildi.
'İnsani ara'da Tel Aviv'e hem Filistin hem de İsrail halkı için karşılıklı saygıya dayalı gerçek güvenlik ve kalıcı barış yolunu seçmesi yönünde güçlü mesajlar verildiği ifade edilen bildiride “Ancak bu mesajlar karşılıksız kaldı. Gazze’de her geçen gün sokaklarda ölü bedenler yığılıyor, tıbbi sistem yaralılara tedavi sunamıyor ve yaygın açlık ve hastalık tehditleri yoğunlaşıyor” sözleri yer aldı.
'SOYKIRIM KALICI OLARAK ÖNLENMELİ'
“Bu koşullar altında, bu bildirimiz İsrail’in soykırım saldırısının kınanmasının ötesinde, aynı zamanda bu soykırımın kalıcı olarak önlenmesi için etkili adımlar atılması için çağrıda bulunmakta. Her gün daha da kötüleşen şartların aciliyetine istinaden Filistin halkının devam etmekte olan korkunç çilesine karşı çıkmak ve en önemlisi, bunu yapma gücüne ve dolayısıyla sorumluluğuna sahip olanları harekete geçmeye davet etmek üzere bir araya geldik” mesajı veren bildiri şöyle devam etti: “İsrail’in kalıcı ateşkesi reddetmeye devam etmesi endişelerimizi artırıyor. İsrail’in 7 Ekim saldırısına verdiği son derece orantısız tepkinin neden olduğu haftalardır süren acımasız yıkım, İsrail’in intikamcı öfkesi 'Hamas’ın İsrail’deki sivillere karşı uyguladığı korkunç şiddet' veya işgal altındaki halka karşı uygulanması mümkün olmayan 'meşru müdafaa' iddialarıyla hiçbir şekilde mazur görülemez.
'BATI TUTUMU HALKLA İLİŞKİLER GİRİŞİMİ'
'Çatışmaya ara verme' Başbakan Netanyahu’nun aranın hemen ardından savaşa devam edeceği yönündeki meydan okuyan ifadeleriyle baltalanmıştır. Bu yedi günlük ateşkesi, 'insani ara' olarak değil İsrail’in Gazze’deki soykırım operasyonlarında bir duraklama olarak yorumlamak daha doğrudur. Eğer bu geçici ateşkes gerçekten 'insani ara' olsaydı, soykırıma son verme ve İsrailliler ile Filistinliler arasında kalıcı ve adil bir barışın koşullarını müzakere etme çabalarını yeniden başlatma umutları yok olmazdı. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere, Küresel Batı’nın önde gelen liberal demokrasileri İsrail’in bu eylemini elbirliğiyle onaylaması, şimdiye kadar barış sağlama çabalarını İsrail’e fahiş eylemlerini daha ihtiyatlı bir şekilde yürütmesi yönünde telkinde bulunan halkla ilişkiler çabalarıyla sınırladılar.
'HÜKÜMETLERİ AMBARGOYA ÇAĞIRIYORUZ'
Bu gelişmeler ışığında ulusal hükümetleri, özellikle de Doğu Akdeniz’de donanmaları bulunan ABD ve İngiltere’yi İsrail’e yönelik tüm silah sevkiyatını durdurmaya ve ambargo uygulamaya, BM Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu’nu da gecikmeksizin bu yönde karar almaya çağırıyoruz.”
Kötüleşen şartlar nedeniyle BM sistemini benzeri görülmemiş bir aciliyetle yaşananlara müdahaleye çağıran bildiride UNESCO'ya da dini ve kültürel mekanlara yönelik tehditlere karşı açık tavır alma çağrısı yapıldı.
Ayrıca BM İnsan Hakları Konseyi’e İsrail'in savaş suçlarının tespiti için komisyon görevlendirilmesi çağrısı da yapıldı ve “Ayrıca, durumun vahametinin hükümetleri, uluslararası kurumları ve sivil toplumu konuşmanın yanı sıra harekete geçme ve Gazze’deki şiddeti derhal sona erdirmek için azami diplomatik ve ekonomik baskı uygulama sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını düşünüyoruz” denildi. İsrail'e acil ateşkes ve diplomatik müzakere çağrısı yapıldı.