Kürdistan’dan rahatsız olanlar beri gelsin!

Türkiye’de siyasetin her kanadı milliyetçi popülizme boğulmuş durumda!

HAKSÖZ HABER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde Ankara’da katıldığı bir etkinlikte kendisine sorulan HDP temsilcilerinin son zamanlarda yaptığı 'Kürdistan' çıkışları hakkındaki soruya şöyle cevap veriyor: "Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum. Benim ağzımdan hiç bugüne kadar böyle bir şey duydunuz mu?"

CHP ile HDP’nin üstü örtülü bir şekilde ittifak halinde oldukları herkesin malumu. HDP ile ittifakı dahi içinde bulunduğumuz siyasi konjonktür sebebiyle CHP’ye ulusalcı reflekslerinden taviz verdirmiyor. MHP zaten ontolojik olarak Kürdistan’a karşı çıkarken İYİ Parti, Millet İttifakındaki gerilimi artırmamak için sessizliği tercih ediyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerine tepki ise HDP’den geldi. HDP vekili Murat Sarısaç, Kılıçdaroğlu'nun Kürdistan açıklamasına, "Kürdistan’dan rahatsız olan Kürdü nasıl kabullenebilir ki?" diyerek tepki gösterdi.

PKK’nın siyasi kolunun olayı etnisite merkezli değerlendirmesi oldukça normal. PKK ideolojisinin Türkiye Kürdistan’ı üzerinde kurmaya çalıştığı tahakküm tamamen gayri insani bir zeminden güç alıyor. Bunun örneklerini çözüm sürecinde hepimiz gördük!

Aslında Kemal Kılıçdaroğlu’na asıl tepkinin AK Parti’den gelmesini beklerdik. Cumhuriyet’in inkar ve asimilasyon politikalarını reddederek ülkeye çağ atlatan işler yapan cari hükümet son yıllarda ne yazık ki devletçi-güvenlikçi bir söylemi tercih ediyor.

İşin özünde Türkiye’de siyasetin dilini 15 Temmuz’dan sonra milliyetçi hamaset belirliyor. Siyasilerin hepsi şuan el birlik AK Parti sonrasında elde kazanımları heba etmekle uğraşıyorlar! Siyaset "Kürdistan'dan rahatsız olanların" toplandığı bir mecraya dönüştü resmen... Kılıçdaroğlu’nun Kürdistan lafından rahatsız olması da boşa değil kısaca!

Yorum Analiz Haberleri

Laiklerin maneviyat arayışı
Fitneden daha kötüsü fitneye meftun olmaktır
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’e kulak verilseydi..
“Süreç ve Esenyurt aynı sayfada değil”
Zulme sessiz kalmak en kötüsü...