Kurbanlık hayvanlar

Ali Ünal

Hayvan, canlı ve diri olan demektir. Kurbanlık hayvanlar, koyun, keçi, sığır ve devedir.

Bu mübarek hayvanlar, etleri, sütleri, derileri, yünleri veya kıllarıyla, deve cinsinin taşımacılıkta, hepsinin gübresinin toprağın verimliliğini artırmada kullanılması, yani hayata hizmet etmeleriyle de baştan sona nimet oldukları için Allah'ın Kelâmı'nda nimet olarak anılır ve kelimenin çoğul haliyle, yani en'âm olarak Kur'an'da büyük bir sûreye isim olmuşlardır.

Varlıkta niyet ve düşünce itibarıyla ilk olan, yani gaye, maddî boyutta son; meselâ meyve, ağacın varlığında gaye olması itibarıyla ilk, ama ağacın fizikî varlığında sondur. İşte, varlık ağacında son, yani meyve olan insan, Cenab-ı Allah'ın (cc) bu ağacı yaratmaktaki gayesidir. Dolayısıyla bütün bir varlık ağacı, bir bakıma insana hizmet eder ve bu hizmetle şeref bulur. Kur'an'da "en'âm (nimetler)" olarak anılan kurbanlık hayvanlar da insana hizmet için vardır ve insana hizmet eder. İnsana düşen, bu hizmetçilerine çok iyi davranmaktır. Bu hayvanlar, insana gıda olmakla insan vücudunda hayvanî hayat mertebesinden insanî hayat mertebesine yükselirler. Şu kadar ki, bu mübarek hayvanları sadece yemek için kesmekle kurban olarak kesmek arasında hem kesenler, hem de bu hayvanlar adına dağlar kadar fark vardır.

Kurban, Cenab-ı Allah'ın bütün ümmetlere emrettiği bir ibadettir ve Allah'a yaklaşma gayreti demektir. Kurbanlık hayvanlar da, Allah'a yaklaşmaya hizmet eden hayvanlardır. Her ibadetin olduğu gibi kurban ibadetinin de ruhu takva, yani Allah'a Allah olduğu ve O'nun emri sebebiyle ibadet etmek, kurbanlık hayvanı bu ibadet şuuruyla kesmektir. Hz. Âdem'in iki oğlundan Kabil kurban takdimindeki tavrı ile, kurbanında Allah'a yaklaşma dışında maksatlar güttüğü için insanlık tarihinde ilk kanın dökülmesine yol açmış, kurbanını telef etmekle Allah'tan uzaklaşmış ve kendisinden sonra insanlık tarihi boyu gayr-ı meşru olarak dökülecek bütün kanların günahına ortak olmuştur. Demek oluyor ki, kurbanı gerektiği şekilde yerine getirmeme, kurbanlık hayvanı Allah'a yakınlık vesilesi olarak "kesememe", insanlığın birbirini boğazlamasının yolunu açmıştır.

Kurban ve kurbanlık hayvanlar, insanlar için paratonerdir. Kur'an-ı Kerim'de, "Allah, bir göğüste iki kalb yaratmamıştır." buyurur. Kalb, Rahmân'ın Arşı olarak ancak Allah sevgisiyle tatmin olur. İnsan bütün diğer sevgilerini Allah sevgisi zeminine oturtursa, bu sevgiler onu yüceltir; fakat Allah'tan başka sevdiği her şeyi o şeyin zatı itibarıyla sever de Allah için, Allah sevgisi için sevemezse, bu sevgiler, insan ve insan kalbi için belâ olur ve bu sevgilerden kurtulamayan insan, oğlu dahil en yakınlarını boğazlamakla karşı karşıya kalır. Fakat insan Hz. İbrahim ve Hz. İsmail gibi, eşi, oğlu, anne-babası, geçimliği, dünyası, kısaca her şeyi Allah için ve Allah sevgisi temelinde severse, bu defa sevdiklerini boğazlamaktan kurtulur. Kurban, bu kurtulmanın vasıtası ve nişanesi, kurbanlık hayvanlar da, bu kurtuluşun şükrüdür.

Nasıl insan ruhu bâkî ise, hayvanların ruhları da bâkîdir. İnsan ruhu, kabir hayatını dünyadaki hayatına göre ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da Cehennem çukurlarından bir çukur olarak yaşar. Şeriat-ı fıtriye ile sorumlu olan hayvanların ruhları da benzer berzah hayatı yaşarlar. Şehidler ölüm acısını tatmadıkları, velâyet mertebesine yükseldikleri ve kendilerini daima diri bilmeleri gibi, kurban edilen hayvanlar da, hayvanların şehidleri ve velîleri hükmündedir. İnsanlar gibi bütün hayvanlar da Kıyamet Günü diriltilecek ve hem kendi aralarında, hem de insanlarla muhakeme olunacak, sonra her bir hayvan türü onu temsilen bir ferdinde ebedî yaşamaya bırakılırken, diğer fertler toprak olacaklardır. Şu kadar ki, Âhiret'in taşı, toprağı, kısaca her şeyi canlı olacağı için, elbette bu hayvanlar da, bir şekilde canlı olmaya devam edeceklerdir.

Evet, insanlık, kurbanla Allah'a yaklaşamazsa, Allah için kurban kesemezse bu defa birbirini boğazlamaktan kurtulamaz.

ZAMAN