Kur’ani Kavramlara Giriş Semineri

Davet Derneği'nin Kur’ani Kavramlara Giriş seminerlerine “Rabıta, Tevessül, İstigase, Tevbe Alma ve Şefaat” konularıyla devam edildi.

Davet Derneği'nin Kur’ani Kavramlara Giriş seminerlerine “Rabıta, Tevessül, İstigase, Tevbe Alma ve Şefaat” konularıyla devam edildi.

İstanbul Kağıthane’de bulunan Davet Derneği tarafından gerçekleştirilen Kur’ani Kavramlara Giriş seminerine bu hafta Eğitimci-Yazar Necmettin Irmak'in sunumuyla devam edildi.

Seminere Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlandı. Ardından Necmettin Irmak’ın kısa özgeçmişi ve İslami çalışmalara yaptığı katkılar Mehmet Coşgun tarafından katılımcılara aktarıldı.

Necmettin Irmak seminere konu olan başlıkların yıllarca Müslümanların üzerinde konuştuğu kavramlar olduğunu ve Müslümanların zihni karmaşayı aşamadıklarından bahsetti.

Seminerden satır başlıkları:

İhsan kavramının öneminden bahsedildi. İhsan Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etmektir. Sahabelerin ortaya koymuş oldukları çaba ihsandır. Sahabeler Allah’ı görüyormuşçasına yaşıyorlardı.

İnsanın fıtratında sürekli Rabbimiz bizi gözlüyor düşüncesi bulunmaz. Hz. Peygamber dönemindeki müşriklerin Allah’a iman etmemelerinin en büyük sebebi O’nu göremiyor olmalarıydı. Bunu akıllarına-mantıklarına sığdıramadıkları için putlara tapıyorlardı.

Evliyaullah tanımı, Kur’an ve Hz. Peygamber’İn hayatına baktığımızda tüm mü’minleri içeren bir kavramdı. Her mü’min ameli derecesine göre velayet derecesine sahiptir. Evliyaullah’tan olmayan bir kimse Evliyauşşeytan’dan olur.

Müslümanlar diğer ülkeleri fethederek diğer ülkelerdeki inanışlarla karşılaşıyorlardı. Diğer ülkelerdeki farklı inanıştaki insanlar iman edip İslam’a giriyorlardı. İslam’a girenler kendi inanışlarındaki düşüncelerin bazılarını istemeden de olsa İslam’a katarak Müslüman oluyorlardı.

Tasavvuf olgusu İslam’ın ilk yıllarında oluşmamıştır. Tasavvuf olgusu hicri ilk evre olarak 1. Yüzyılın ortalarında başlayarak hicri 2. Yüzyıla kadar devam eder. İkinci evre olarak ise Hicri 8. Yüzyıldan günümüze kadar olan süreçtir. Bu evre ayrıca tarikatların da ilk evresidir. Tasavvuf dönem olarak 4’e ayrılmıştır.

1. Zühd Devri 2. Tasavvuf Devri 3. Felsefi Tasavvuf Devri 4. Tarikatlar Devri

İlk dönem bütün selef uleması zühd devri dönemindedir. Yaklaşık 1300’lü yıllara kadar olan süreç tasavvuf ve felsefi tasavvuf devresidir. Vesile, rabıta, istigase kavramları bu dönemde çıkmışlardır. İmam Kuseyri ve İmam Gazali gibi alimler, asıl manasından uzaklaşan tasavvuf kavramını şeraite çekmeye çalışmışlardır. 13. Yüzyıldan itibares tasavvuf olgusu müesseseleşir.

Gerçek tasavvuf şeyh-mürid ilişkisini reddeder. Rabıta kavramı bağlamak manasına gelir. Ribat kavramı ilk dönem Müslümanlarından beri kullanılıyordu. Ribat İslam ümmetinin sınırlarını düşmana karşı gözetleme anlamında ve insanın kalp ülkesini düşmanlardan koruma anlamlarında kullanılıyordu. Rabıta kavramı daha sonralardan şeyhe bağlanma manasında kullanılmıştır.

Hasan El-Benna’nın farklı bir rabıta uygulamsı vardı. Buna kardeşlik rabıtası deniliyordu. Kardeşlik rabıtası, kişinin Müslüman kardeşlerini düşünmesi, onlara dua etmesi, onlara sevgi ve muhabbetini iletmesi şeklindedir.

Tevessül vesile edinmek manasındadır. “Ey iman edenler, Allah'tan korkup sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz.” Maide Suresi 35. Ayet

Tevessül etme çeşitleri:

1-Allah’tan O’nun ismiyle, sıfatıyla bir şey istemek

2-Yapmış olduğumuz Salih bir amelle dua etmek

3-Salih bir insanın bizim için Allah’a dua etmesi

Bunlar haricindeki tevessül isteme şekilleri bidattir.

Konuşmacı tevbe alma, şefaat ve istiğaze kavramlarından kısaca bahsederek konuşmasını sonlandırdı. Seminer yapılan ikramın ardından sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı