Kur’an’da “Kulaklar”

MURAT KAYACAN

Bu yazıda, Kur’an’ın bir Mekki suresinin iki ve iki Medeni suresinin iki ayetinde toplam dört defa geçen “kulaklar (آذَان)” kelimesinin geçtiği ayetler, içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır. Bağlam gereği söz konusu kelime, üç ayette “kulakları” bir ayette (Nisa, 4: 119) ise “kulaklarını” şeklinde çevrilmiştir.

Kur’an insanların olduğu gibi cinlerin de kalp, göz ve kulak sahibi olduklarını söyler: “Cehennem için de insanlardan ve cinlerden pek çok kimse yarattık ki onların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar, gözleri vardır onlarla görmezler ve kulakları vardır onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibi hatta daha aşağıdırlar. İşte bunlar gafillerdir.” (Araf, 7: 179). Ayetteki “Cehennem için de insanlardan ve cinlerden pek çok kimse yarattık” ifadesi, her ne kadar cehenneme gitmenin bazı insanların kaderi (bu bağlamda zorunlu cehenneme gitmek) olduğu şeklinde anlaşılmaya uygunsa da bu ifadenin sonrasında duyu organlarını kullanmayanların eleştirilmesi, olayın kaderle ilgili olmadığını göstermektedir. Allah’ın verdiği bu duyu organlarının şükrü, onları Allah rızasına uygun kullanmakla olur. Bu nimetlerin gereğini yerine getirmeyenlerin yaşayış biçimleri, hayvanlarınkine benzemektedir hatta hayvanların ilişkileri onlarınkinden daha seviyelidir.

Putlara tapan kâfirlerin duyu organları vardır ancak onları gerektiği gibi kullanmamaktadırlar. Bu organlara sahip olmayan putların ise bu imkânı da yoktur ama yine de putperestler, onlarda bir güç olduğunu sanmaktadırlar: “Onların yürüyecekleri ayakları mı var yoksa tutacakları elleri mi var veya görecekleri gözleri mi var yahut işitecekleri kulakları mı var? De ki: Ortaklarınızı çağırın, sonra bana (istediğiniz) tuzağı kurun ve bana göz bile açtırmayın!” (Araf, 7: 195). Ayette müşriklerin bir çelişkisine dikkat çekilmektedir. Daha üstün olan (insan), bir vehim üzerine kendinden daha zayıf olana (putlar) yücelik atfetmektedir. Her ne kadar müşrikler, taptıkları putlar için “Onların arkasında büyük bir felsefe, görkemli bir bakış açısı var.” deseler de şeytan, aslında müşrikleri kuruntularının peşinden sürüklemektedir.

Şeytanın insanları doğru yoldan uzaklaştırma çabaları konusunda Kur’an, onun ağzından şu ifadeleri aktarır: “Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler, (dedi). Kim Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür. ” (Nisa, 4: 119). Şeytanınki “Madem Allah’a isyan ederek batıyorum, bâtıla dalarken yalnız kalmayayım.” psikolojisidir. Şeytan, kıskançlığı ve kibirinden dolayı adeta insandan intikam almaktadır. İnsanlar Allah rızası için kurban keseceklerine, kurbanlıkların kulaklarını kesip onları “putlara adamak suretiyle” kendilerine haram kılmakta ve uydurma dinî kurallarla dünyayı kendilerine dar etmektedirler. Bununla ahirette onları bir ödül beklememektedir!

Yolculuk yapmanın hedeflerinden birisi de geçmiş toplumların başlarına gelenlere dair tarihi kalıntıları görüp ibret almak, o toplumların düştükleri yanlışlara düşmemektir: “(Seni yalanlayanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki gözler kör olmaz; fakat göğüsler içindeki kalpler kör olur.” (Hac, 22: 46). Kureyşliler ticaret amacıyla başka ülkelere gidiyorlardı ama amaçları doğru yolu bulmak değil, para kazanmak olunca ibret alınacak mekânlar onlarda olumlu bir etki bırakmıyordu. Ayette ibret alan bir kalbe, vahyin ve hak olanın sesini dinleyen kulaklara sahip olmayanlar eleştirilmektedir. Bu tür kimseler, baksalar da hakkı görmezler. Çünkü onlar hakikatin değil, salt dünyevi kazançların peşine düşmektedirler. Halbuki dünyada da ahirette de iyi olanı isteselerdi her iki dünyada da mutluluğu elde ederlerdi.

Görüldüğü gibi ele aldığımız ayetlerin ikisinde kulakları olduğu halde duymamaktan, birinde kulakları olmadığı halde söylenenleri duyduğu iddia edilen putlardan ve birinde de putların rızasını kazanmak için kulakları kesilen kurbanlıklardan söz edilmektedir.