Kur’an’da “Allah’tan Başkası Adına Kesilen” İfadesi

MURAT KAYACAN

“Allah’tan başkası adına kesilen (uhille liġayrillâhi)” ifadesi, ikisi Mekki biri Medeni olmak üzere üç surenin üç ayetinde geçmektedir. Bu yazıda söz konusu ayetler, içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.

Müslüman, her bulduğu şeyi yiyemez. Bu konuda İslam’ın çizdiği sınırlar vardır: “De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Enam, 6: 145). Ayette “akıtılmış kan” ifadesi, dalak ve kara ciğer gibi “donmuş kan” görünümlü iki organı yemenin yasak olmadığını gösterir. Domuz etinin niçin pis olduğu belirtilmemiştir. Bu nedenle onun haramlığını, onu işlemden geçirip geçirmemek değiştirmez. Haram olan domuz etindeki mikroplar değil, etin kendisidir. Yine şirk içerikli bir amaç uğruna kesilmiş hayvanı yemek de yasaktır. Hayatı tehlikeye giren kimse, ayette sayılan haram yiyeceklerden doyasıya olmaksızın yemeyi meşru kılar. Bu kimseleri Allah’ın affetmesi umulur. Ayetin sonunda “Rabbin” denilerek yasak yiyecekleri yemek zorunda kalan kimselere merhametli davranılacağı, peygamber aracılığıyla bildirilmiş olmaktadır.

İnkârcılar, inananları özgürlükten uzak kimseler görseler de din hayatı “yasaklar bütünü kılan” bir şey değil, insana kendisini sınırlamayı öğreten bir şeydir: “O, size leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Kim zorlanırsa taşkınlık etmeden ve aşırıya gitmeden (yiyebilir). Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Nahl, 16: 115). Yenilmesi yasak edilenler gayet nettir. Bunları helal kılma yetkisi insanda olmadığı gibi helal kılınan yiyecekleri de bir kanıta dayanmaksızın, kulaktan dolma bilgilerle haram ilan etme yetkisi de yoktur. “Allah'tan başkası adına” kesilenleri, şirk koşmaktan uzak müminlerin yemeleri söz konusu olamaz. Böyle bir suç işlemek, dinde gevşeklik alametidir.  Yukarıdaki ayetten farklı olarak bu ve aşağıdaki ayette, yenilmesi yasak edilenler belirtildikten sonra “Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” denilerek doğrudan insanlar muhatap alınmıştır.

İlk iki ayetten farklı olarak şu ayette haram kılınan yiyecekler biraz daha ayrıntılı ifade edilmiştir: “Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan sapmadır. Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir; artık onlardan korkmayın benden korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin (bu sayılanlardan yiyebilir.) Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Maide, 5: 3). Yasak edilen leş, normalde kesilerek yenilen hayvanların ölüsüdür. Sözgelimi balıkların ölüsü “ölü eti yeme yasağı” kapsamı dışındadır. Ayetteki “domuz eti” yasağından yola çıkarak sadece etinin haram olduğunu söyleyen alimler olduğu gibi kastedilenin domuzun kendisi olduğunu dolayısıyla domuzun herhangi bir kısmını içeren (derisi, kılı vs.) herhangi bir ürünün kullanılamayacağını düşünenler de vardır. Önceki iki ayette yer almayan ve bu ayette verilen ayrıntılar leşin ne olduğunu açıklama amaçlıdır. Yani ek haramlar belirtmemektedir. Sadece deve, inek, koyun, keçi gibi yenilen hayvanların canı çıkmadığı durumlarda kesilmesi söz konusu olursa onların leş kabul edilmeyeceği ve yenilebileceği ifade edilmektedir. Bu ayrıntıların verilmesi muhtemelen bazı kimselerin leş olan bazı yiyecekleri leş kabul etmeyip yeme eğilimine girmelerini engellemek içindir. Ayetteki “fal oklarıyla kısmet arama” falcılık ve kumarbazlığı yasaklamaktadır. “Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım.” ifadesinde dinin kemale, nimetin tamama erdirmesinden söz edilmektedir. İslam kâmil bir dindir, noksanı yoktur. Müslümanların muzaffer olmasıyla da noksan olan nimet tamama ermiştir. Din -şeriat değil- eksilip artmaz, nimetler eksilip artabilir.

Görüldüğü gibi üç ayette de “kullanılması” değil, yenilmesi yasak olan şeylere dikkat çekilmektedir. Akla gelecek ilk anlam yeme yasağıdır. Yasak edilenlerin yeme dışındaki kullanımları konusunda farklı yaklaşımlar vardır. En doğrusunu Allah bilir.