Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer’in konuşmacı olduğu programa yoğun bir katılım oldu. Üzer, konuşmasında özetle şu görüşleri dile getirdi.
Allah(c.c) insanı yaratılışında, fıtratında doğruyu bulmaya yönelik olarak var etmiştir. Doğruyu ve yanlışı ayırt edebilme, eşyaya isim vermeyi sağlayacak akıl nimetiyle donatmıştır. Başta insanın kendisi olmak üzere bütün bir kainatı da mükemmel bir sistem şeklinde yaratmıştır. Afaki ve enfüsi ayetleri, mucizeleri okuyacak salim akıl sahibi, fıtratı bozulmamış her kul Rabbimiz’in büyüklüğünü görecektir.
Ancak insan yine yaratılışında olan acelecilik, nankörlük, şehvet, makam-mevki hırsı, cahillik gibi nedenlerden dolayı Rabbini unutur. Ama rahman ve rahim olan Cenab-ı Allah ise kullarını yine de başıboş bırakmaz ve tenezzül edip resuller aracılığıyla ayetlerini gönderir. Ama insan yine rahat durmaz ve bu mucizevi kainat sisteminde elçilerden ekstra mucizeler isterler. Rabbimiz yine insanların ateş olmaması için mucizeler de gönderir. Ama insanların çoğu iman etmez. Kur’an-ı Kerim’de mucize ifadesi geçmez. Bunu karşılayan ifade “ayat, burhan, beyyine”dir. Kur’an’ın buyurduğuna göre mucize verilen kavimlerin sonucu helakı getiren ve ya da helakı getirmeyen olarak ikiye ayırabilir.
Mucizeler rasuller eliyle gerçekleşse de gerçekte Rabbimizin iradesi ile gerçekleşirler. Nitekim En’am süresi 37. Ve 109. ayeti kerimelerinde “O'na Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” dediler. De ki: Şüphesiz Allah mucize indirmeye kadirdir. Fakat onların çoğu bilmezler.” “Kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklarına dair kuvvetli bir şekilde Allah'a and içtiler. De ki: Mucizeler ancak Allah katındandır. Ama mucize geldiğinde de inanmayacaklarının farkında mısınız?” ve Şuara süresinde; “Bunlar, apaçık Kitab'ın âyetleridir. Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin! Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mucize indiririz de, ona boyunları eğilip kalır.” buyuruyor ve Rad süresi 38. ayetinde buyurduğu gibi Allah’ın izni olmadıkça peygamberlerin mucize getiremeyeceği açık bir şekilde ortaya konuluyor.
Mucizeler-ayetler talep edenler açısından iki genel kategoriye ayrılabilir.
1- Mucizeyi bahane edip Rasullerin tevhid, adalet ve özgürlük davalarına karşı çıkan isyankarlar. Bunlar her tür ayete karşı çıkarlar ve helak olurlar dünya ve ahirette.
2- Mutmain olmak ve yollarını bulmak için Rablerinden mucize, ayetlerini talep edip gelen ayetleri hayatlarına yol gösterici Furkan edinen muvahhidler, müminlerdir. Bunlar dünya ve ahirette nimete kavuşanlardır.
Cenab-ı Allah, her kavme, her ümmete rasullerini, ayetlerini göndereceğini ve yarattıklarını başıboş bırakmayacağını bizlere bildirmektedir. Her kavme uygun ayetlerini-mucizelerini inzal eden Rabbimiz son kitabı Kuranı Kerim ile insanlığa ayetlerini buyurmuştur. Akıl ve vicdan sahibi her insan bugün başta Kuran-ı Kerim nimeti olmak üzere afaki ve enfüsi ayetler üzerinde tefekkür ve tedebbür ederek Allah’ın verdiği nimetler karşısında şükreder hale gelebilir. Biz kullarına düşen bu ayet-mucizelerine karşı kalbi, aklı, gözü, kulağı vs tüm duyu organlarımızı açmak onları anlayıp, yaşamsallaştırmak ve şahitleri olmaktır.
Program katılımcıların soru ve katkılarıyla sona erdi.