Kur’an hizmetine ve talebelerine adamış bir ömür: Gönenli Hoca

Nuriye Çakmak Çelik, Gönenli Mehmet Efendi'nin hayat hikayesini ve mücadelesini aktarıyor.

Nuriye Çakmak Çelik / Yeni Şafak

Kur’an hizmetine ve talebelerine adamış bir ömür: Gönenli Hoca

Gönenli Mehmet Efendi olarak tanınan Mehmet Öğütçü, Kırımlı Selâmetoğulları’ndan Osman Efendi’nin oğlu olarak 1903 yılında Gönen’de doğdu. Osmanlı dönemi ibtidaisinde ilk öğrenimini ve rüştiye eğitimini aldı. Eğitimlerini ve hafızlığını memleketinde tamamladı. 1916 yılında ilim tahsil etmek üzere İstanbul’a geldi ve Fatih Camii ders-i âmlarından Serezli Ahmed Şükrü Efendinin ders halkasına dahil oldu. Kıraat icâzetini aldıktan sonra Medresetü’l-irşâd’a kaydoldu ancak medreselerin kapatılması kanunu çıktığı için bu eğitimine devam edemedi. İmam-Hatip Mektebi’nin son sınıfına kaydoldu ve 1927 yılında mezun oldu.

Soyadı Kanunu ile Öğütçü soyadını aldı ancak Gönenli Hoca olarak anılmaya devam etti. İlk görev yeri Gönen Merkez Camii oldu. Burada üç yıl imam hatip olarak görev yaptıktan sonra askere gitti. Askerlik sonrası İstanbul’da Hacı Kaftanî, Dülgerzâde ve Hacı Hasan camilerinde imamlık vazifesini sürdürdü. En uzun görevi Sultan Ahmed Camii imamlığı oldu. 1954 ve 1982 yılları arasında 28 yıl süren bu vazifesi sırasında Yeraltı Camii imam hatibi Üsküdarlı Ali Efendi’nin vefatıyla boşalan reîsülkurrâlık makamına getirildi.

Resmi imam ve hatiplik görevinin yanında fahri öğretmenlik ve vaizlik yapması, özellikle ilim tahsil etmek üzere Anadolu’dan gelen talebelerle birebir ilgilenmesi onun en bilinen hizmetleri arasındaydı. İstanbul’un neredeyse tüm semtlerinde günde 4, bazen 6 farklı camide hutbe veren Gönenli Hoca, buralarda bulunan Kur’an talebelerinin tüm ihtiyaçlarıyla tek tek ilgilenmeyi şiar edinmişti. Cami ve kurslarda okuyan talebelerin harçlıklarını verir, kıyafetlerini elleriyle giydirir hatta talebelerin kirlenen kıyafetlerini toplayıp eve getirirdi. O zamanın şartlarında bu çamaşırları elinde yıkamak durumunda olan Fatma Hanım, öğrenciler zor durumda kaldığında evdeki eşyaların Gönenli Mehmet Efendi tarafından satılmasına da alışkındı.

Kendi gayretiyle özellikle imam hatiplerin yeterince yaygınlaşmadığı 1940 ila 1980 yılları arasında binlerce öğrencinin yetişmesine vesile olan Gönenli Hoca, ömrünün son günlerine kadar devam ettirdiği vaazlarında da din ve ahlâk eğitimine ağırlık verdi.

Gönenli Mehmet Efendi, 1943 yılında tek parti döneminin yasakçı uygulamaları sonucunda üzerinde Kur’an’ı Kerim bulunduğu için Denizli Hapishanesine gönderildi. Hapishane müdürü tarafından kendisine koğuşlar içinde nispeten özel bir alan oluşturulması teklifine karşı çıktı, aksine idamlıkların ve en azılı suçluların olduğu koğuşa gitmek istediğini belirtti. Koğuşa girip, ranzasına oturduktan sonra söylemeye başladığı “Kahrın da hoş, lütfun da hoş” ilahisi mahkumların onu fark etmesini sağladı. Cemaatle kılınan namazlar, sohbetler sonrası koğuş adeta bir medreseye döndü. Bu süre içerisinde aynı hapishanede bulunan Said Nursi ile de tanıştı. 7-8 ay süren bu mahkumiyetten sonra vazifesine döndü.

Hayatını iyiliklere vesile olmaya adayan ve “insanlara iyilik yaptınız mı uzaklaşın oradan, küçülmesinler yanınızda, size teşekkür etme ihtiyacı dahi duymasınlar” diyecek kadar hassas bir tavırla hizmetlerini sürdüren Gönenli Hoca, 7 Temmuz 1982’de Sultan Ahmed Camii imamlığından emekli oldu. 2 Ocak 1991 günü 88 yaşında vefat etti. Fatih Camii’nde kılınacak olan cenaze namazı için çoğu emeği geçen talebelerinden oluşan büyük bir cemaat toplandı. Cenaze namazını kendisinden sonra reîsülkurrâlık görevini devralan Abdurrahman Gürses kıldırdı. Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’ne defnedilen Gönenli Mehmet Efendi, “Ya Rabbi hayırlar yazdır başıma, iyilikler çıkar karşıma” duasıyla hafızalarda yer etmişti.

Biyografiler Haberleri

Muslih bildiklerimizden Şeyho Duman ve mirası
"Afiye Sıddıki'ye yönelik Amerikan zulmü sürüyor"
İşgal rejimi Gazze kuzeyinde 20 günde 770 kişiyi katletti
Türkiye Yazarlar Birliği Kurucu Başkanı Mehmet Doğan vefat etti
İşgalci İsrail’in kabusu Yahya Sinvar kimdir?