Fatih Demir / HAKSÖZ HABER
Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Sinema Genel Müdürlüğü ile sinema alanındaki meslek örgütü temsilcilerinden oluşan 16 kişilik Seçici Kurul, 93. Akademi Ödülleri (Oscar) En İyi Uluslararası Film Dalı'nda Türkiye adayını belirledi.
AK Parti iktidarı 18. yılını geride bırakırken kültürel iktidar tartışmalarına halen devam ediyor. Siyasetin kültür ve düşün hayatında baskın olması, buna rağmen kalıcı fikir ve eserler bırakılamaması tartışmaları alevlendiriyor.
Sinemadan güncel sanata, AK Parti döneminde kültürel iktidarın tesis edilemediği düşüncesi, zaman zaman kamuoyunda tartışılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum" sözleri her sene konuşmalarında yer almaya başladı.
Kültürel iktidar tartışmaları bir yana, Erdoğan “Medyamız en modern alt yapıya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor. İlimde, sanatta, kültürde benzer sıkıntılarla karşı karşıyayız. Dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Bunun için de fikri iktidarımızı da hâlâ tesis edemediğimiz kanaatindeyim” demişti.
Kültür üretimi bir defaya mahsus bir durum değil, süreklilik ve özgünlük ile yaygınlaşan tercihlerin bir bütünüdür. Sinema, kültürün alanlarından sadece birisi. Türkiye’de sinema sektöründe ahlaki olarak kırılgan zamanlar olabiliyor. Kimi zamanda üretkenlik yerli filmlerin yabancı filmler karşısında avantajlı hale gelmesini tetikliyordu. Pandemi ile beraber bu durum tekrar tersine doğru ilerlemekte.
Türkiye sinema açısından değerli isimlere ev sahipliği yapmakta. Kimi zaman güzel işler alıcısı tarafından tercih edilmezken kimi zamanda beklenmedik ilgi alan filmler, yapımlar sinema sektöründe ilginin odağı oluyor.
Geçtiğimiz yıl 7. Koğuştaki Mucize adlı alıntı yapım Türkiye de sinemalarda seyircisi ile buluştu. Pandeminin insanları evlerine kapattığı süreçte 7. Koğuştaki Mucize yapımı da Netflix ortamına dahil edildi. Birden bire evlerine kapanmak zorunda kalan insanlar da mecburen televizyon ve internet tabanlı yayımlara yöneldi. Netflix’in verilerine göre en çok izlenen yerli yapımlardan olan 7.Koğuştaki Mucize, Latin Amerika, Orta Doğu ve Balkanlar da en çok izlenen yapımlar arasına girdi. Haliyle filmin çok güzel, kaliteli olduğu konuşuldu. Evet film güzeldi çünkü duygulara seslenirken oyuncuların performansı bunu desteklemiş izleyiciyi ağlatarak sevmesini sağlamıştı. Ama film “yerli” olmasına karşın “milli” değildi. Bir remake olarak üretilmişti. 7.Koğuştaki Mucize bir yeniden çekim olarak Türkiye’nin orijinal içeriği değil. Buna rağmen hak etmeyeceği bir değer atfedilerek Oscar’a aday gösteriliyor. Bununla da ödül alınacağı düşünülüyor herhalde.
İşinin ehli gerçekten bu topraklardan çıkan orijinal içerikler tercih ve taltif edilmesi gerekilirken tam tersi yönde nerede bir küresel pazar sermayesine hizmet eden, batıcı, taklitçi, uydurma, gerçekten kopuk şey varsa o destekleniyor.
Sonra da kültürel problemlerden bahsedilerek dert yanılıyor. Kültür bakanlığı orijinal içeriği Güney Kore olan bir yapımın Türkiye versiyonunu Türkiye’yi temsil etmesi amacıyla Oscar Film Ödüllerine gönderiyor. İşinin ehli olmayan hatta alakası olmayan insanların mevki makam sahibi yapılmaları Türkiye’de siyasal iktidarın kültürel iktidarlığını hem engelliyor hem de siyasal iktidar alanını daraltıyor.
1980’li yıllarda Güney Kore’de de darbe gerçekleşmiş bir çok masum insan zarar görmüştü. Türkiye’de aynı süreçte benzer şeyler yaşandı. Koreliler bunu güzel bir film örnekliği ile yansıtarak darbecilerin zalimliğini yansıtmaya çalıştılar. Türkiye’de 80 darbesi oldukça kanlıydı. Binlerce hikaye anlatılmakta o günlere dair. 7.Koğuştaki Mucize filminde de darbeciler üstü kapalı olarak sertlikleriyle gündeme alınmakta. Benzer olaylar burada da yaşanmışken Türkiye’de kültürel olarak buna benzer ürünler çıkamazken Kore sineması dünyayı etkisi altına almış durumda.
Hem kültürel ilerleme, kültürel kimliğin belirginliği için savaşmayacaksın, kendine ait, sadece sana özgü anlatımlar, içerikler ortaya koymayacaksın bir yandan da bu durumdan şikayet edeceksin. Doğrusu bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Türkiye'nin Oscar adayı olan film, kızı ile aynı zeka yaşına sahip bir babanın adalet arayışını konu ediniyor. Filmin oyuncu kadrosunda Aras Bulut İynemli, Nisa Sofiya Aksongur, Celile Toyon, İlker Aksum, Mesut Akusta, Deniz Baysal ve Yurdaer Okur başta olmak üzere pek çok oyuncu yer alıyor.