Kudüs'ün Yolu Şam'dan, Kardeşliğin Yolu Dayanışmadan Geçer!

Suriye'de Rusya ve Esed rejiminin yoğunlaşan saldırılarının Soçi sonrasında tam bir kıyıma dönüştüğünü vurgulayan Muhammed İstanbuli, Müslümanlara kardeşlik hukukunun gereği olarak Suriyeli mazlumlarla daha fazla dayanışma çağrısı yapıyor.


Kudüs'ün Yolu Şam'dan, Kardeşliğin Yolu Dayanışmadan Geçer!

Muhammed İstanbuli

“Devletlerin dostları ya da düşmanları yoktur, çıkarları ve zararları vardır” sözü sıkça tekrar edilir. Türkiye'nin Zeytin Dalı operasyonu öncesi ve sonrasındaki Amerika'dan uzaklaşıp Rusya ile ilişkilerini güçlendirmesi politikasına baktığımızda, bunun bir ölçüde zorunlu bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu zorunluluğun arkasında yatan nedenleri incelediğimizde, Amerika'nın başını çektiği Batı bloğu ile yaşanan sorunların aynısının ve hatta daha fazlasının Rusya ile de yaşandığını ve ileride yaşanmasının beklendiğini de söylemeliyiz.

Burada dikkat çeken husus ise, 2015'ten bu yana Türkiye'nin sahip çıktığı, desteklediği ve kardeş gördüğü Suriye halkını en fazla Rusya'nın katlettiği gerçeğidir. Haleb kuşatmasında ve sonrasında Rusya'nın hedefleri arasında özellikle hastanelerin, okulların ve ekmek fırınların öncelikli olması, bu ülkenin canilikteki sınır tanımazlığını göstermekte.

Soçi'de düzenlenen toplantının başarısızlıkla sonuçlanması sonrası Rusya iyice kontrolden çıkmış gözükmekte. Son bir hafta içerisindeki sivil kayıplar 200 üzerinde. Han Şeyhun, Serakıb ve İdlib merkezi tamamıyla sivillerin yaşadığı ve askeri faaliyetlerden uzak yerleşim yerleri olmasına rağmen Rusya'nın öncelikli hedefleri arasında. Gene son bir hafta içerisinde Doğu Ğuta'da yapılan katliam son dönemlerin en barbar saldırılarından birisi kabul edilebilir. Bazı günler 100’ü aşan sortiler, geride yüzlerce ölü ve yaralı bırakmakta.

Guta'nın muhasara altında ve ilaç, gıda vb. temel ihtiyaç maddelerinin çok zor şartlarda sokulabildiği bir yer olduğunu düşünürsek, sorunun sadece can kayıplarından da ibaret olmadığını, yaralıların da tedavi edilemediklerini ve acılar içinde kıvrandıklarını kavramak zor olmaz. İdlib ve kırsalında bombardımanların şiddetlenmesi ve dolayısıyla yaralıların sayısının artması neticesinde, hastanelerin yetersiz kaldığını, kan stoklarının ve acil yaralıların Türkiye'ye çıkarılmak zorunda kalındığını göz önünde bulundurduğumuzda, Guta'da yaşanan trajedinin boyutunu daha iyi anlayabiliriz.

Güney İdlib'de yaşanan yoğun bombardımanlar ve rejimin ilerleme kaydetmesi nedeniyle, 200 binden fazla insan, içerisinde bulunduğumuz bu kış aylarında evlerinden ve yurtlarından göç etmiş bulunmakta. İdlib'den kuzey bölgelerine doğru hareket ettiğinizde, yol kenarlarında çadırlar ve içler acısı bir vaziyette çok zor şartlar altında yaşayan insanlar görürsünüz. Hele bir de hava yağmurluysa, bu hepten iç burkan bir manzaraya dönüşür. Yurtlarından tehcire zorlanan bu insanların ellerindeki birikimlerinin hızla tükendiği ve çalışıp bir gelir elde edebilecek bir durumun da bulunmaması, bu insanları Türkiye ve başka ülkelere çıkmaya mecbur bırakmakta.

Ancak iş bu kadar kolay değil, uzun süredir devam eden ve Afrin operasyonuyla daha da artan sınır güvenliği, insanları kurşunlanarak öldürmeye kadar varmış bulunmakta. Medyada fazla bir yankısı olmasa da, sınır güvenliğini sağlayan jandarmanın açtığı ateş dolayısıyla aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda ölen ve yaralanan bulunmakta.

Bu aşamada, Müslümanlar olarak üzerimize düşen nedir? "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" hadisi şerifine binaen acaba “komşusu bombalanırken rahat uyuyan”ın hükmü ne olur?

Suriye’de yaşananları gündeme alıp, kamuoyunu ve çevremizdeki insanları bu hususta bilinçlendirmek, Nusayri rejiminin ve müttefiki İran ve Rusya'nın cürümlerini türlü yollarla protesto etmek, gerçekten mazlum ve muhtaç olduğuna kanaat getirdiğimiz Suriyeli göçmenlere ensarlık yapmak, Suriye'de bulunan mücahidleri maddi ve manevi olarak desteklemek, dualarımızda Rabbimize çok zor koşullar altında mücadele veren mücahidleri desteklemesi için yakarmak öncelikli vazifelerimiz olmalıdır.

Unutmayalım, Kudüs'ün yolu Şam'dan geçmektedir!

Yorum Analiz Haberleri

Ekran karşısında beyni çürüyen bir nesil...
Filistinli gazetecilerin ölümündeki hızlı artışın sebebi ne olabilir?!
Bunlar tuvalet değil Esed'in zindanları!
Mimaride insani saiklerin yerini; kârlılık ve verimlilik aldı...
Siyonist çeteye karşı direnişle geçen bir yıl...