Kudüs’ün Özgürlüğü İçin Fatih’te Yürüyüş

Özgür Kudüs Platformu, “Dünya Kudüs Günü”nde dün teravih namazı sonrasında Fatih’te bir etkinlik düzenledi.

Teravih namazı sonrasında Fatih Camiinde bir araya gelen yüzlerce kişi, Fatih Camii avlusunda kortej oluşturarak meşalelerle Saraçhane Parkına kadar yürüdü. Burada yapılan konuşmalarda Kudüs’un Müslümanların değişmez gündemi olması gerektiğine vurgu yapılırken Kudüs davasının sadece Filistinlilerin ya da Arapların değil, tüm İslam Ümmeti’nin, davası olduğuna dikkat çekildi.

“Kudüs’ün Özgürlüğü Ümmetin Özgürlüğüdür” sloganıyla faaliyetlerine devam eden Özgür Kudüs Platformu’nun düzenlediği etkinliğe platforma üye olan 13 İslami Sivil Toplum Kuruluşundan, İstanbul Umut-Der, Furkan-Der, İlim-Der, Marmara-Der, Hayır Eli-Der, Zeytinburnu-Der, İzmit Umut-Der, Semere-Der, Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şubesi, Müstazaflar Cemiyeti Bursa Şubesi, Erdem-Der, İlke-Der, Dost-Der ile platforma üye olan Doğruhaber Gazetesi, Özlem Ajans, İnzar Dergisi, Nisanur Dergisi, Dua Yayıncılık ve Kürtçe yayın yapan Kelhaamed Dergisi de destek verdi.

Yürüyüş sırasında “Terörist İsrail Filistin’den Defol, Kudüs’e Selam Direnişe Devam, Lailaheillallah, Kahrolsun İsrail, Hamas’a Selam Direnişe Devam “ sloganları atıldı.

Mehmet Eşin: “Kudüs Davası Ümmetin Davasıdır!”

Saraçhane Parkında ilk olarak bir konuşma yapan Özgür Kudüs Platformu Başkanı Mehmet Eşin, Kudüs’ün İslam coğrafyası içinde müstesna bir yere sahip olduğunu ifade ederek, “Kudüs Müslümanların ilk kıblesidir ve Müslümanlar için bir semboldür. Kudüs davası tüm ümmetin ortak davası ve ortak paydasıdır. Kudüs’teki zulüm ve işgal son bulacaktır. Müslümanlar olarak Kudüs için yapabileceğimiz çok şeyler vardır. Kudüs davası her gün gündemimizde olmalıdır. Öyle ki her gün ‘bu gün Kudüs için ne yaptım?’ diye kendimize sormalıyız. Hep birlikte Kudüs’ün özgür oluncaya kadar mücadelemize devam etmeliyiz” diye konuştu.

Rıdvan Kaya: “İsrail Diye Bir Şey Tanımıyoruz!”

Daha sonra söz alan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, “Kitabullah’ta Rabbimizin “çevresini bereketli kıldığımız” şeklinde vasfettiği Kudüs’ümüz ne acıdır ki, bugün Amerikan destekli Siyonistlerin işgali altındadır.” diyerek şöyle konuştu: “Müslümanlar ilk kıblemiz ve ilahi bir emanet olan Kudüs’ten asla vazgeçmeyecektir. Kudüs Müslümanlar için aynı zamanda Hz. Ömer’in tarihi bir emanetidir ve Müslümanlar emanetlerini korumak zorundadırlar. Kudüs Müslüman’ım diyen herkesin sorunu ve davasıdır. İsrail denen çetenin ve kirli oluşumun varlığını ne siyaseten ne de zihnen veya kalben asla meşru görmeyeceğiz. İsrail bizim için tümüyle gayrı meşru bir varlıktır.”

“Filistin’e baktığımız zaman sadece oradaki işgali görmemeliyiz. Orada devam eden direnişi de görmeliyiz ve o direnişle iftihar etmeliyiz” diyen Rıdvan Kaya, “Direniş grupları şehadet bilinciyle büyük bir direniş ortaya koymaktadır. Devam eden işgalin arkasında emperyalistlerin ve işbirlikçilerin rolü çok büyüktür. Biz bu işbirlikçilik felaketini, alçaklığını işte bugün Suriye’de süregelen katliamla bir kere daha net bir şekilde görmekteyiz. Baas rejimi Türkiye sınırının hemen ötesinde yer alan Azaz’da bugün korkunç bir katliam daha gerçekleştirdi. Bugüne kadar Siyonistlere karşı asla kullanılmayan uçaklarla işlenen bu katliamlar Baas rejimi özelinde coğrafyamızı kuşatan diktatörlük belasının büyüklüğüne işaret etmektedir.” diye sözlerine devam etti. Her şeye rağmen ümitvar olmamız gerektiğine de işaret eden Kaya Tunus’ta Siyonist rejime destek veren Zeynel Abidin Bin Ali rejiminin ve Mısır’da Mübarek diktasının yıkılışında olduğu gibi Libya’da Müslümanların özgürlük yolunda büyük bir kazanım elde ettiklerini vurguladı ve inşallah yakında Suriye’de de Müslümanların zalim Baas diktatörlüğünün boyunduruğundan bütünüyle kurtulmalarıyla ümmetin Kudüs’ün özgürlüğü yolunda büyük bir mesafe kat edeceğine olan inancını tekrarlayarak konuşmasını sürdürdü.

15 sene önce Türkiye’de Dünya Kudüs Günü kutlandığı için Sincan’da tankların yürütüldüğünü ifade Kaya, o günlerden bugünlere gelinen süreci şu şekilde anlattı: “Müslümanların sembolik olarak kurdukları Kudüs çadırını darbecilerin tanklarla yıkmayı planladıklarını sonradan yazdıkları günlüklerden öğrendik. Bugün bu zihniyeti sahip insanlar cezaevindeler ve hesap veriyorlar. Müslümanlara dün böcek muamelesi yapanlar, ‘o başörtülüleri ezin’ diyen ve ‘bunlara acımayın’ diyenler bugün cezaevlerinde ‘hastayız acıyın bize, bizi serbest bırakın’ diye dilekçeler veriyorlar. Bu Rabbimizin Müslümanlara bir lütfüdür.”

Teysir Süleyman: “Müslümanlar Nerede?”

19 yıl Siyonist İsrail zindanlarında kalan ve İsrail askeri Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında yapılan anlaşma ile özgürlüğüne kavuşan Filistinli Teysir Süleyman, “Allah Kudüs’ü Müslümanların kalbi kılmış ve Müslümanların ilk kıblesi olarak tayin etmiştir. Ancak Siyonistler ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’yı işgal ettiler. Ey Müslümanlar siz nerdesiniz?” diye sorarak şöyle konuştu: “Siyonistler Mescid-i Aksa’nın altında kazılar yaparak orayı yıkmaya çalışıyorlar. Yine Siyonistler 40 yaşın altında olan Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girmesine izin vermiyorlar. Ancak kadın ve erkek turistleri Mescid-i Aksa’ya girmesine izini veriyorlar ve o turistler orada birbirlerini öpebiliyorlar. Siyonistler ellerini kollarını sallayarak Mescid-i Aksa’nin içinde dolaşıyorlar. Müslümanların ne yapması gerekiyor? Bizler Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için Allah’a çok dua etmeliyiz, Filistin’in özgür olması için çalışmalıyız ve en önemlisi de Kudüs’ün özgürlüğü için çarpışan direnişçilere destek vermemiz gerekiyor”

Siyonistlerin dünya kamuoyuna biz barış istiyoruz diye mesaj verirken Müslümanları katletmeye devam ettiğini belirten Teysir Süleyman, “Müslümanların evlerini yıkıyorlar. İsrail Kudüs’ün etrafında duvar örerek Müslümanların oraya gitmesini engelliyor. Ben ve bazı mücahit kardeşlerim cihat ederek, bedeller ödeyerek bu görevimizi yerine getirmeye çalıştık. Bizim Allah’a verecek bir cevabımız var. Siz de kendinize sorun: Ben Kudüs için ne yaptım?” dedi.

Teysir Süleyman, “İslam dünyasında yaşanan gelişmelerle beraber Kudüs’ün özgürlüğü için verilen desteği görünce artık biz Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşacağına inanıyoruz. Şam’da yaşananları Esed diktatörlüğünün yakında yıkılışının ve Kudüs’e yürüyüşümüzün işareti olarak görüyoruz” diye sürdürdüğü konuşmasını “Ya Rabbi gelecek Ramazan’da özgür Kudüs’te bir araya gelmeyi bize nasip et” duasıyla bitirdi. 

Murat Özer: “Afganistan’dan Suriye’ye Gözlerimiz Kudüs’e Çevrili”

İmkan-Der Başkanı Murat Özer ise şöyle konuştu: “İslami Cihad lideri Fetih Şikaki’nin bir sözünü hatırlatmak istiyorum. Fetih Şikaki ‘Kudüs etrafında oluşturulan birliktelikler ümmeti yeniden diriltecek ve tek bir hedefe kilitleyecektir. Ümmetin arasındaki ihtilafları ortadan kaldıracaktır’ demişti. Gerçektende bugün Kudüs davası etrafında oluşturulan bütün birliktelikler yeryüzünde bütün mü’minleri ve mücahitleri bir hedefe doğru kilitlemektedir.

Yeryüzünün bütün coğrafyalarında Allah yolunda çarpışan tüm mücahitler tek bir hedefe kilitlenmiş durumdadır. Ürdün’den kalkıp Çeçesinstan’da Ruslara karşı mücadele ederken şehid olan Komutan Hattab şöyle demişti ‘Bedenlerimiz burada siperde. Fakat gözlerimiz Kudüs’e çevrilidir.’ Afganistan’da cihad eden mücahitler de aynı şeyi söylüyorlar. Baas rejimine karşı direnen mücahitler de Selahaddin Eyyübi’nin yolunda ilerleyerek aynı şeyleri söylüyorlar. Kudüs aramızdaki tüm ihtilafları ortadan kaldırıyor. Bugün Kudüs için bir araya gelen bu kalabalıkları görüp korkan sadece Siyonistler değildir.

Yeryüzündeki tüm zalimler ve Kemalist diktatörlük de bundan korkuyor. Bu ülkede Müslüman Türkleri ve Kürtleri birbirine düşman etmeye çalışan işbirlikçiler de şunu görmelidirler. Kürdistan’daki Müslümanlar da gözlerini Kudüs’e çevirmişler ve o hedefe kilitlenmişler.”

Erdal Elibüyük: “Kudüs Günü, İslam Kardeşliğinin Tecelli Ettiği Gündür!”

Platform üyelerinden Erdal Elibüyük basın açıklamasını okudu. Ramazan ayının mü’minler açısından her açıdan bir bilinçlenme ve şuurlanma ayı olmakla beraber aynı şekilde ümmeti ilgilendiren sorunların çözümü açısından da bilinçlenmelerinin bir gereklilik olduğunu ifade eden Elibüyük, “Dünya Kudüs Günü, İslam ümmetinin gücünün, azametinin ve İslam kardeşliğinin tecelli ettiği gündür. Bugün, İslam ümmetinin vahdet ve kardeşlik günüdür. Siyonist çete ve işbirlikçilerine karşı Hayber’ce öfkeyi ifşa etme günüdür” diye konuştu.

Dünya Kudüs Günü’nün, küresel zulme karşı itirazlarını en gür ses ile haykırıldığı bir gün olduğunu söyleyen Elibüyük, “Allah Azze ve Celle dışında tüm mabutlara başkaldırmanın, esaret zincirlerini kırmanın, Allah’a hanifler olarak yönelmenin, hür olmanın adıdır Kudüs.” şeklinde konuştu.

Kudüs’ün tarih boyunca birçok işgale ve ihanete maruz kaldığını ifade eden Elibüyük, “Bu işgal ve zulümlerin en acısı ve en sonuncusunu şu anda Siyonistlerin eliyle yaşamaktadır. Başta İngiltere ve Amerika ve Batılı emperyalistlerin komplo, tezgâh ve savaş politikaları sonucu İslam ümmetinin bağrına bir hançer misali saplanan bu Siyonist çete, başta Filistin halkı olmak üzere tüm ümmete acılar yaşatmıştır. Ümmetin içinde bulunduğu gaflet ve dağınıklığı fırsat bilen siyonist rejim, bölgedeki hain ve despot rejimlerin de işbirliğiyle yıllarca işgal, katliam ve sürgün politikalarını rahatlıkla uygulayabilmiştir.” dedi.

Hayber’den ilham alarak gaflet uykusundan uyanan Müslümanların Kudüs özgürleşmeden mücadeleye devam edeceklerini belirten Elibüyük, “Müslümanlar açısından Kudüs, senede bir kez hatırlanan; gündeme alınıp, hakkında konuşmalar, etkinlikler yapılan ve bir sonraki yıl tekrar hatırlanmak üzere bir kenara bırakılan bir konu değildir ve olmamalıdır. Kudüs, bizim yüreğimizi dağlayan bir yaramızdır. Ümmet olarak bizim değişmez gündemimiz olmalıdır.”

 “Dünya Müslümanları bazı meselelerde farklı düşünseler bile İslam düşmanlarına karşı mücadelede mutlaka aynı safta yer almalıdırlar” diyen Elibüyük, “Biz, bir tek ümmetiz. Kim, İsrail’in yanında olursa, onun karşısında olmalı ve düşmana karşı birleşmeliyiz. Kendi aramızda ihtilafa düşmemiz haramdır. Siyonist Yahudiler, geçmişte peygamberleri katlettiler, bugün de, Mescid-i Aksa’yı yıkmak için çalışıyorlar. Mescid-i Aksanın yıkılması, ümmet onurunun ayaklar altına alınması demektir. Tüm Müslümanlar, bu davaya destek vermek, maddi ve manevi imkânlarını seferber etmek mecburiyetindedirler. Ümmet’in onuru ayaklar altına alınırken gayret ve hamiyet sahibi hiçbir mü’minin bu trajediye sessiz kalması düşünülemez.

Buradan Müslümanların idarecilerine, önderlerine, âlimlerine, aydınlarına, yazar ve çizerlerine ve tüm ümmete sesleniyoruz. Kudüs için ayağa kalkınız, aramızdaki ihtilafları, ayrılıkları bir kenara bırakarak Kudüs ve davası etrafında kenetlenelim, Kudüs’ü ve ümmeti özgürlüğüne kavuşturalım. Zafer, özgürlüğün miracına meftun ümmetin olacaktır.” şeklinde konuştu.

Fotoğraflar: Doğruhaber

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi