İsrail askerlerinin 1967'den beri ilk kez Mescid-i Aksa'nın mihrabının bulunduğu bölüme girmesinin ardından Kudüs'te tansiyon her geçen gün yükselirken, bugün Batı Kudüs'te bir sinagoga düzenlenen saldırıda 4 yerleşimcinin hayatını kaybetmesi şehirdeki gerilimi iyice arttırdı.
Kudüs'te giderek tırmanan olayların fitilini ateşleyen ise geçen Temmuz ayında 16 yaşındaki Filistinli Muhammed Ebu Hudayr'ın, sabah namazına giderken evinin yakınındaki camiden kaçırıldıktan sonra Yahudi yerleşimciler tarafından yakılarak öldürülmesi oldu.
Kudüs'de iki hafta süren çatışmaların akabinde, İsrail askerleri, Kudüs'ün tüm Arap mahallerine düzenlediği gece baskınlarıyla yüzlerce Filistinliyi gözaltına aldı.
Olaylar devam ederken, İsrail'in 8 Temmuz'da Gazze'ye başlattığı "Koruyucu Hat" adlı askeri operasyonunda aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu iki 1.157 Filistinli hayatını kaybetti.
Kudüs'te İsrailli bir otobüs firmasında şoför olarak çalışan Filistinli Hasan Yusuf er-Ramuni, pazar akşamı otobüste boynundan asılmış halde ölü bulundu. İsrail polisi otopsi neticesinde vakayı "intihar" olarak açıklarken, Filistinliler intihar iddiasına inanmadı ve olayın Yahudiler tarafından yapıldığını belirtti. Doğu Kudüs'ün çeşitli bölgelerinde, İsrail polisi ile Filistinliler arasında çatışmalar çıktı.
Filistinlilerin son dönemde artan tepkileri ve gösterilerine neden olan en önemli olay ise İsrail askerlerinin 2 hafta önce Mescid-i Aksa'nın mihrabını postallarıyla çiğnemesi oldu. İsrail askerlerinin bir grup Yahudi'yi Aksa'nın Müslümanlara mahsus bölümüne almasına tepki gösteren Filistinliler ile İsrail askerleri arasında çıkan çatışmalar tüm Kudüs'e yayıldı.
İsrail askerleri ile Filistinliler arasında Mescid-i Aksa'nın avlusunda çıkan çatışmalarda 27 kişi yaralandı. Bu sırada Aksa kompleksi içinde bulunan Kıble Camisi'ne sığınan Müslümanları kovalayan İsrail askerleri de Kıble Camisi'ne postallarıyla girerek çok sayıda göstericiyi tartakladı. Askerlerin müdahalesi sırasında cami içerisindeki Kur'anı Kerimlerin etrafa saçıldığı görüldü.
Mescid-i Aksa'da yaşanan gerginlikler sona ermeden, aynı gün içinde Doğu Kudüs'te Filistin ile İsrail arasında 1967 savaşındaki yeşil hat olarak adlandırılan 1 nolu anayolda, 1 Filistinlinin aracını İsrailli yayaların üzerine sürmesi üzerine, olay yerine gelen polis, Filistinli sürücüyü vurarak öldürmüştü.
Öte yandan, İsraillilerin üzerine aracını sürdüğü iddiasıyla polis tarafından vurularak öldürülen Filistinli İbrahim el-Akari’nin evinin çevresinde toplanan Filistinlilere İsrail askerlerinin müdahalesi sonucunda 20 Filistinli yaralanmıştı. Doğu Kudüs’teki Şufat Mülteci Kampı'nda İsrail askerleri ile Filistinliler arasında geçtiğimiz hafta başlayan çatışmalar 3 gün devam etti.
Kudüs'te İsrail askerlerinin 30 Ekim'de Mescid-i Aksa'yı kapatmasıyla Filistinlilerle İsrail askerleri arasında intifadayı andıran ve batı basınında "üçüncü intifada mı başlıyor?" başlıklı makalelerin yayımlanmasına yol açan çatışmaların başlamasından sonra, İsrail işgal hükümeti güvenlik tedbirlerini en üst düzeye çıkardı.
Hayatın normal akışının bozulduğu Kudüs'te hemen hemen her köşe başında kurulan polis noktalarında ellerinde ağır silahlar taşıyan askerler göze çarparken, araçları durdurulan çok sayıda Filistinli uzun süreli sorguya tabi tutularak, aramalara maruz kalıyor.
İsrail'de Yahudiler, içerisinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's-Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa külliyesinin altında, "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor.
Yahudi yerleşimciler ve İsrailli yetkililer, zaman zaman Aksa Külliyesi içerisine girerek cami cemaatini ve eğitim gören öğrencileri taciz ediyor. Müslümanların karşı çıktığı bu tür ihlaller nedeniyle Mescid-i Aksa'da sık sık gerginlik yaşanıyor.