Kudüs'e açılan kapı: Halep

Abdullah Yıldız, Halep'in tarihteki fethinin kısa bir tarihçesini vererek, Halep'in Kudüs'ün özgürleşmesine giden yoldaki önemine vurgu yapıyor.

Abdullah Yıldız /Yeni Akit

Kudüs’ün yolu: Halep

Önce bir özet alıntı: ‘Birinci Haçlı Seferi’nin sonunda Kudüs’ü işgal eden Haçlılar 70 bin Müslümanı katletmiş (15 Temmuz 1099); bu işgal ve katliam İslâm âleminde korkunç bir travmaya yol açmıştı…

Uzun aradan sonra İmadeddin Zengî Urfa’yı Haçlılardan geri aldı (1144); bu zafer İslâm dünyasında büyük sevince, Avrupa’da ise büyük bir tepkiye ve II. Haçlı Seferi’nin düzenlenmesine neden oldu.

İmadeddin kısa süre sonra, 59 yaşında iken Caber’de öldü (1146) ve II. Haçlı Seferi’ni göğüslemek oğlu Nureddin Mahmud’a kaldı… “Halep’e sahip olanın Şam’a ve el-Cezire’ye sahip olacağını” söyleyen Selahaddin Eyyubi’nin amcası Esedüddin Şirkuh da Nureddin Mahmud’un en yakın yardımcısı oldu. 

Nureddin Müslümanların güvenliği için Harim ve Askalan kalelerini Kudüs Haçlı kontluğundan aldı. Şam’a saldıran Haçlıları dağıtıp Şam’ı kurtaran Nureddin Mahmud, 1154’te Şirkuh›u buraya vali atadı.

Kudüs Haçlı Krallığının Şiî Fatımî halifesiyle anlaşması üzerine, Haçlıların Müslümanları bölme planlarını gören Nureddin, 1164’te Şirkuh ile yeğeni Selahaddin’i 7 bin kişilik iyi eğitilmiş bir ordu ile Mısır’a gönderecek, İkinci Mısır seferinde Şirkuh ve Selahaddin Mısır’ı ele geçirecek, 1171’de ise Şirkuh›un yerine geçen Selahaddin Eyyûbî, Nureddin’in emri ile Mısır’da Fatımî hilafetine son verecektir. Böylece İslâm âlemi tek hilafet altında birleşecektir… Nureddin Mahmud Zengî İkinci Haçlı Seferini başarıyla önlemiş bir İslâm kahramanı idi. Adaletli yönetimiyle tanındığı için, ona “Melikü’l-Adil” denirdi. Şarap imalatını, satılmasını ve içilmesini yasaklamıştı. Kur’ân’ı iyi bilirdi. Şam ve Haleb’i ilim merkezi haline getirmiş, ilk Hadis Üniversitesi’ni (Dâru’l-Hadis) kurmuştu. Üç hedefi vardı: 1- İslâm Birliği; 2- Kudüs’ün yeniden fethi; 3- Kostantiniyye’nin (İstanbul’un) fethi. Nureddin ve daha önce babası İmadeddin İslâm Birliği’ne zemin hazırladılar; Selahaddin Eyyubi İslam Birliği’ni kurup Kudüs’ü kurtardı; İstanbul’un fethi ise Fatih Sultan Mehmed’e nasip oldu (1453).

Şam merkezli olarak yürüttüğü “İslâm Birliği” çalışmalarını büyük oranda tamamlayıp Haçlılara karşı gerekli savunma tedbirlerini alan Selahaddin Eyyubi, 1176’da Mısır’a döndü. Bir dizi idari ve askeri düzenleme yaptı, medreseler açtı, sınır kalelerini tahkim etti. Daha önce Şii Fatımî halifeliğine son vererek iki başlı hilafet merkezini ortadan kaldırmış olan Selahaddin, atabeylik, emirlik ve sultanlık şeklinde 33 ayrı devlete bölünmüş olan İslâm ümmetini, tek bayrak altına toplama idealine adım adım yaklaşıyordu. İslâm dünyasının bölünmüşlüğünün, Kudüs Haçlı Krallığı ile diğer Haçlıların işine yaradığını ve Kudüs-ü Şerif’in yeniden fethedilmesini geciktirdiğini gören Selahaddin Eyyubi hem Haçlılara ağır darbeler vurmak hem de Müslümanları birleştirmek için çalışmalarını sürdürdü.

Selahaddin, bir ara Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan ile karşı karşıya geldiyse de onunla uzlaşmayı tercih etti ve Ermenilere karşı Kılıçarslan ordusunu destekledi (1179). Ardından da el-Cezire bölgesini, Sincar’ı, Âmid›i (Diyarbakır) alan Selahaddin Halep’i kuşattı. Kale Emiri bir anlaşma yaparak şehri Selahaddin’e teslim etti. Selahaddin Eyyûbî, Halep’i savunan beylere şöyle hitap etti:

“Beylerim, Emirlerim, Atabeylerim! Sizler Ümmet-i Muhammed’in en yiğit komutanlarısınız! Tarihçiler yüzlerce yıl sonra dahi bu hakikati böyle yazacaklardır! Aramızda çekişmek artık bize yakışmaz! İşgalci kontları ve zalim şövalyeleri üzerimize güldürmek bize yakışmaz! Bundan sonra bütün gücümüzü, kuvvetimizi ve imanımızı Kudüs’ün kurtuluşu için hazırlayıp Allah’a dayanacağız! Size ve bize yakışan budur!”

Tarihçiler, 1183’te Halep’i teslim alan Selahaddin Eyyûbî’nin; “Kudüs’e giden yolun son durağı olan Halep’in fethiyle sevindiğim kadar, hiçbir yerin fethiyle bu kadar sevinmedim”dediğini aktarırlar…

Halep’in fethi Selahaddin’in gücünü daha da artırdı. Nihayet Hıttin Zaferi (1187) ile Haçlıları kesin mağlubiyete uğratan Selahaddin Eyyûbî aynı yıl içinde Kudüs’ü de 88 senelik Haçlı işgalinden kurtardı (Bak: Abdullah Yıldız, Minberin Sırrı - Selahaddin Eyyubi, Pınar Yayınları).

İbn Haldun, “Geçmişler geleceğe suyun suya benzediği kadar benzer” der. Duamız, Halep’le güçlenen birleşik Müslüman ordularının işgalci Haçlıları silip süpürdükleri gibi, ‘bugünün haçlıları’ olan işgalci Siyonistlerin ve işbirlikçilerinin de kısa zamanda Kudüs, Filistin ve Suriye’den süpürülüp atılmalarıdır.

Yorum Analiz Haberleri

Saadetliler, bir defa da ‘HAMAS terör örgütüdür’ diyenleri protesto edin!
Bir 5816 garabetinin hikayesi: Atatürk’e hakaretten mahkeme oldum
Geçmişten günümüze "başörtüsü" deneyimleri
Gazze'deki katliam için yarışıyorlar
Rızkımıza haram bulaştırmayalım