Küçücük Bir Virüs ‘Çağdaş Batı Medeniyeti!’nin Maskesini İndirmeye Yetti!

Batının koronavirüs imtihanı karşısında yaşadığı sarsıntıyı değerlendiren Tamer Korkmaz, Garpzedeler tarafından hayranlıkla dillendirilen “Çağdaş Batı Medeniyeti!”nin küçücük bir virüs tarafından alaşağı edilen hallerine dikkati çekiyor.

Tamer Korkmaz’ın Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan yazısı (21 Nisan 2020) şöyle:

Alın Size “Çağdaş Batı Medeniyeti!”

Mütemadiyen “Çağdaş Batı Medeniyeti” diyorlar ya; uzun yıllardır anlata anlata bitiremiyorlar ya!

Koronavirüs salgınında işte bu Çağdaş Batı Medeniyetinin timsali ülkelerde neler yaşanıyor, hele bir bakalım…

İskandinav ülkelerinden İsveç’le başlayalım, mesela; hani şu insan hakları bahsinde mangalda kül bırakmayan İsveç!

Bir hafta önce, doktorlara açıkça “80 yaşının üzerindeki yaşlıları yoğun bakıma almayın!” talimatı verildiğine dair İsveç sağlık kurumlarının iç yazışması ortaya çıktı!

Skandal yazışma, İsveç’in önde gelen günlük gazetelerinden Aftonbladet’te yer aldı.

*

İsveç’ten yaşlı vatandaşlarını ölüme terk eden Kanada’ya geçelim…

Montreal’deki “Residence Herron” adlı bakım merkezinde, korona salgınından sonra bakıcıların tesisi terk etmesi sebebiyle buradaki 130 yaşlıdan 31’i hayatını kaybetti!

Sırada Terör Devleti İsrail var:

Koronavirüsün yayılması halinde “İhtiyaçlarını tek başlarına gideremeyecek seviyedeki bedensel ve zihinsel engelliler” ile “Kalp, akciğer, karaciğer, böbrek hastaları” ve de “sinir sisteminde bozukluk olan hastaların, “solunum cihazlarından en son faydalandırılacak kişiler” olması yönünde…

İsrail Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararı içeren belge ifşa oldu! Tepkiler, ayyuka çıktı!

*

İsrail’den bahsetmişken, bir ara kalıp yapalım:

“MOSSAD’ın, kıtlığı çekilen en başta maske olmak üzere tıbbi malzemeleri çaldığı saptandı!”

2020’DEKİ “HASTA ADAM”

Şimdi de Kraliçe’nin İngiltere’sine geçelim…

Ada’nın en çok satan gazetelerinden “Daily Mail” geçtiğimiz hafta İngiltere için “Avrupa’nın Hasta Adamı” başlığını attı.

19. Yüzyılda Osmanlı’yı “Hasta Adam” olarak niteleyenlerin başında Rusya ile birlikte İngiltere geliyordu ya…

21. Yüzyılda, 2020’deyiz: Kaderin cilvesidir diyoruz!

Çağdaş Batı Medeniyetinin sembollerinden İngiltere ya burası; biz de temel mevzumuzdan kopmayalım:

Bakınız, AA’nın haberine göre…

“İngiltere’deki huzur evi sakinlerinin korona salgını sırasında ölüme terk edildiği, buralarda ölenlerin sayısının dört bini bulduğu iddia edildi.”

Boris Johnson’ın İngiltere’sinde koronavirüs salgını derinleşirken, huzurevlerindeki yakınlarını kaybedenler “sevdiklerinin ölüme terk edildiğini” anlatıyor!

Huzurevlerinde dört bin kişinin öldüğünü öne süren de Daily Mail’e konuşan “Bağımsız Bakım Grubu” Başkanı Mike Padgham!

*

Bu arada; “İngiltere’de koronadan ölenlerin sayısının (16 bini aştı) sadece hastanede ölenleri kapsadığı, dolayısıyla gerçek sayının bundan çok daha yüksek olduğundan” bahsediliyor!

GİZLENEN ÖLÜM SAYILARI

Sarı Kafa Boris’in ülkesinden Sarı Kovboy’un ABD’sine geçelim…

ABD’de korona salgınında ölenlerin sayısı resmi açıklamaya göre 40 bini aşmış durumda; buna mukabil gerçekte bu sayının 70 bini aştığı dile getiriliyor!

Anlaşılan o ki; ABD’de vaziyet, vahim ötesi!

*

Düzenbaz Trump, Çin’e laf yetiştirirken; kendi ihmalkârlığı ve krizi yönetmekteki başarısızlığı ise hemen her gün suratına çarpılıyor!

Mesela, New York’un Belediye Başkanı Bill de Blasio, Trump’ı “kenti yalnız bırakmakla” suçladı:

ABD Başkanına “Dilini mi yuttun? New York’u kurtaracak mısın, yoksa New York için ‘bırakın ölsün’ mü diyorsun?” diye çıkıştı!

İşte Çağdaş Batı Medeniyetinin Bir Numaralı Timsali olan ABD’nin vaziyeti de budur!

*

Final Notu: Ölüm sayılarını gizleyen ülkelerin lokomotifliğini ise Çin yapıyor. Salgının başladığı Vuhan’da geçen hafta ölüm sayılarına 1290 kişi eklendi!

Bu açıklama, Çin’le alakalı kuşkuları zıplattı!

Çin’de 4632 olarak verilen ölüm sayısının çok ama çok düşük olduğu; hayatını kaybedenlerin sayısının gerçekte -dikkat “103 bini aştığı” iddia ediliyor!

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm