Küba'da protestolara yol açan üç ana sorun

Küba, ülkedeki komünist yönetimde on yıllardır görülen en büyük protesto eylemlerine sahne oldu.

Binlerce kişi Pazar günü "özgürlük", "diktatörlüğe son" sloganlarıyla sokaklara çıktı.

Muhalefetin baskı altında tutulduğu adada bu tür protesto eylemleri nadiren görülüyor.

San Antonio'daki bir eylemci BBC'ye yaptığı açıklamada "Korkmuyoruz. Değişim istiyoruz, artık diktatörlük istemiyoruz" dedi.

Peki, bu eylemlerin arkasındaki itici güç olan sorunlar neler?

1) Koronavirüs krizi

Eylemler, akut ekonomik ve sağlık krizlerinin yarattığı toplumsal tükenişten kaynaklanıyor gibi görünüyor. Pandemi ve hükümetin aldığı ekonomik önlemler, Küba'da yaşamı giderek zorlaştırdı.

2020'de Covid-19 pandemisini kontrol altında tutan ülkede, son haftalarda enfeksiyonlarda patlama yaşandı.

Resmi verilere göre Pazar günü 6750 vaka tespit edilirken, 31 kişi öldü. Ancak birçok muhalif grup, gerçek sayıların çok daha yüksek olduğunu söylüyor.

Geçen hafta, günlük vaka ve ölümlerde rekorlar kırıldı ve sağlık merkezleri çöküşün eşiğine geldi.

BBC'nin konuştuğu birkaç Kübalı, yakınlarının herhangi bir sağlık tedavisi göremeden evlerinde öldüğünü söyledi.

Lisveilis Echenique, 35 yaşındaki erkek kardeşinin hastanede yer olmaması yüzünden evde öldüğünü anlatırken, Lenier Miguel Perez, hamile eşinin "doktorların ihmali" nedeniyle öldüğünü belirtti.

Son günlerde #SOSCuba etiketi kullanılan sosyal medya paylaşımında, ülkedeki kritik duruma insani müdahalede bulunulması talep edildi.

Binlerce Kübalı paylaşımlarda bulunurken, hasta sayısıyla başa çıkamayan hastaneleri gösterdiği belirtilen videolar viral oldu.

Cumhurbaşkanı Miguel Diaz-Canel, salgında durumun diğer ülkelerden farklı olmadığını savundu. Canel ayrıca Küba'nın kendi aşısını ürettiğini vurguladı. (Ancak birçok yerde aşının uygulanması hala kısıtlı düzeyde)

2) Ekonomik durum

Küba ekonomisinin itici güçlerinden turizmin felç olması nedeniyle, koronavirüs pandemisi Küba'daki ekonomik ve sosyal hayatı, çok olumsuz etkiledi.

Bu zorluklar artan enflasyon, elektrik kesintileri, gıda, ilaç ve temel tüketim maddelerinin temininde sıkıntı olması yüzünden iyice kötüleşti.

Yılbaşında hükümetin açıkladığı ekonomik reformlarla maaşlar artırılırken, bu fiyatlarda büyük bir artışı da tetikledi.

Kolombiya'daki Cali Pontificia Javeriana Üniversitesi'nden ekonomist Pavel Vidal, önümüzdeki birkaç ay içinde fiyatların yüzde 500 ila 900 artabileceğini tahmin ediyor.

Geçen yıldan bu yana hükümet, Kübalılar'ın dövizle yiyecek ve temel gıda maddelerini satın alabileceği mağazalar açtı.

Ancak bu mağazalar yerel para birimi Küba pezosuyla maaş alan halkın büyük çoğunluğunu kızdırdı.

Pandemi döneminde yağ, sabun ya da tavuk eti satın alabilmek için uzun kuyruklar oluşturan Kübalılar sık görülür oldu.

Hem eczaneler hem de hastanelerde temel ilaçların temininde sorunlar oluşurken, birçok bölgede buğday unu bulunamaması yüzünden, balkabağından yapılan ekmekler satılmaya başlandı.

BBC'nin geçen hafta konuştuğu Kübalılar, bazı tıp merkezlerinde aspirin olmadığını, adada uyuz ve diğer bulaşıcı hastalıklarda patlama yaşandığını belirtti.

Hükümet geçen ay bankaların, ülke dışındaki Kübalıların kullandığı başlıca para birimi olan ABD dolarının nakit olarak yatırılmasını geçici olarak durduracağını duyurmuştu.

Bu karar, bazı ekonomistler tarafından Fidel Castro döneminden bu yana ABD dolarına uygulanan en ağır kısıtlama olarak görülüyor.

Hükümet kararını, dövizi ülke dışında kullanmalarını zorlaştıran daha sıkı Amerikan ambargolarına bağlıyor.

Cumhurbaşkanı Diaz-Canel, bunu "halkın sağlığını ve kalkınmasını tehdit eden başlıca sorun" diye tanımladı.

3) İnternet erişimi

Castro'nun komünist devriminden sonraki en büyük eylemler Ağustos 1994'te başkent Havana'da düzenlenmişti.

O dönem bir çok Kübalı'nın başkentte neler yaşandığından haberi olmamıştı.

30 yıl sonraysa durum çok farklı.

Raul Castro'nun liderliği döneminde, Küba'da daha iyi internet erişimi sağlayan liberalleşme adımları atıldı.

O günden bu yana Kübalılar, hükümetten memnuniyetsizliklerini sosyal medyada dile getirmeye başladı.

Bugün çoğu genç nüfusun büyük kısmının Facebook, Twitter ve Instagram'a erişimleri var ve bilgiye buralardan erişiyorlar.

Sosyal medya, sanatçıların, gazetecilerin, entelektüellerin hak talebi ve protesto çağrısı için kullandıkları platformlar oldu.

Pazar günkü eylemler de kısmen sosyal medyada örgütlendi.

Küba hükümeti "sosyal medyanın, CIA'in rehber kitaplarını takip eden devrim düşmanlarının istikrarsızlaştırma stratejileri için kullanıldığını" savunuyor.

Protestoların gerçekleşmesi tahmin edilebilir bir durumdu. Ancak daha sonra neler yaşanacağı belirsiz.

Küba, daha önce görülmemiş bir kriz yaşarken, dünya hükümetin ve Küba halkının nasıl tepki vereceğini izliyor olacak.

Dünya Haberleri

Fransa İslam Konseyi: Netanyahu hakkında tutuklama emrinin çıkarılması bir umut ışığı
Fransa da Ukrayna’ya füze ihracatına onay verdi
Gazze ve Lübnan'daki katliamlar Cenevre'de protesto edildi
Katil İsrail güçleri, işgal altındaki El Halil'de sokağa çıkma yasağını ikinci gününde sürdürüyor
ABD'li Cumhuriyetçi Senatör Graham'dan, UCM kararlarına uyacak ülkelere yaptırım tehdidi