Yusuf Ahmet Kaya / HAKSÖZ-HABER
11 Eylül’de Ne Oldu?
Van Valiliği’nin açıklamasına göre “11 Eylül 2020 tarihinde, Güvenlik güçleri Van İli Çatak İlçesi Sürik Mezrası kırsalında terör örgütü mensuplarına operasyon düzenlenmiş. Operasyonda 3 asker şehit olmuş, bir asker yaralanmış ve 3 terörist de etkisiz hale getirilmişti. Operasyon bölgesinde Servet Turgut isimli şahsın gözetleme yaptığı ve şüpheli hareketler sergilediği iddiası ile gözaltına alınmak istenmiş, bunun üzerine Servet Turgut kaçmaya çalışırken kayalıklardan düşerek yaralanmış. Aynı zamanda teröristlere yardım ve yataklık yaptığı iddia dilen Osman Şiban mukavemet göstermesine rağmen gözaltına alınmış. Şahıslar saat 19.00 sularında Van İl Jandarma Komutanlığına getirilmiştir ve hazırda bekleyen ambulanslar ile öncelikle en yakın özel hastaneye, müteakiben Van Bölge Araştırma Hastanesine sevk edilmiştir. Son olarak Valilik olay hakkında adli süreç ve idari soruşturma başlatıldığını" duyurdu. (http://www.van.gov.tr/van-valiligi-basin-duyurusu)
Şiban ve Turgut Aileleri Ne Diyor?
Valiliğin açıklamasına karşın ailelerin iddiası başka. Mezopotamya Ajansına konuşan Osman Şiban’ın kardeşi Cengiz Şiban, Servet Turgut’un tarlasında saman topladığı sırada askerler tarafından gözaltına alındığını, ağabeyi Osman Şiban’ın ise birlikte çay içtikleri sırada gözaltına alındığını dile getirdi.Askerlerin ilk olarak gözaltına aldıkları Servet Turgut’u köye getirdiklerinde vücudunda hiçbir yaranın olmadığını vurgulayan Şiban, şöyle devam etti: “Silahın namlusunu Servet’in sırtına dayamışlardı. Askerler Servet’i getirdiklerinde vücudunda herhangi bir yara yoktu. Osman’ı da alıp helikoptere bindirip götürdüler. Yani 2 kişi de helikoptere kadar sağlam bir şekilde götürüldüler. Benim gördüklerim bunlar ve ben bunları gözlerimle gördüm. Abimi aldıklarında ben oradaydım. 3 gün sonra akrabalarımıza ulaştığımızda yoğun bakımda olduklarını öğrendik.” (http://mezopotamyaajansi22.com/tum-haberler/content/view/110281)
BBC Türkçe’ye konuşan Servet Turgut’un kardeşi Naif Turgut, ailelerinin köylerinin 1988’de yakılmasından sonra Mersin’e göç ettiğini ve kardeşi Servet Turgut'un da son yıllarda yaz aylarında köye gelip ot biçip, hayvan besleyerek geçimini sağladığını anlattı:
''Koronadan dolayı şehirde iş kalmadı, geçim zor. Kardeşim de erkenden gelip köyde yaz boyunca ot biçip sattı. Garibim yaz boyunca güneş altında ot biçmekten bir deri bir kemiğe dönmüştü. Bölgede operasyon varmış. Kardeşim Servet, köyden 700 metre uzakta biçtiği otları çuvallara doldurduğu sırada askerler gelmiş. Osman da evdeymiş. Askerler ikisini de alıp helikoptere bindirip götürmüş. İki gün sonra hastanede olduklarını öğrendik.''
Naif Turgut, hastanedeyken Osman Şiban ile iki defa görüştüğünü ve her ikisinde de Osman’ın kendisine helikopterden atıldıklarını söylediğini iddia etti:
''Onun da durumu pek iyi değildi, beyin kanaması geçirmiş. Hastanede biraz kendine geldiğinde iki defa odasında ziyaret ettim. Korkuyordu ve ağlıyordu. Her ikisinde de ağlayarak, gözlerinin ve ellerinin bağlandığını ve 15-20 metre yükseklikten helikopterden attıklarını söyledi.’’
Naif Turgut ayrıca bir görgü tanığının telefonla kendisine ulaştığını söyledi, tanığın helikopterden iki kişinin atıldığını gördüğünü anlattığını sözlerine ekledi:
''Olaydan dört gün sonra telefonuma gizli numaradan bir çağrı geldi, bir erkekti. Helikopterden atılan iki kişi gördüğünü söyledi. Telefondaki kişi vicdanının bu olayı kabul etmediğini söyledi. Akşam ezanından sonra hava kararmaya başladığında, helikopterden iki kişinin atıldığını görmüş. Kim olduğunu, nereden aradığını, telefonuma nasıl ulaştığını sorduğumda yanıt vermedi, sadece 'Vicdanım bu olayı kabul etmediği için aradım' dedi." (https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-54254681)
Avukatlar Ne Diyor?
Konuyla ilgili ailelerin avukatlığını yapan Hamit Koçak gelişmeleri 19 Eylül’de Haber Aktüel’de ARTI TV’ye şunları söyledi: “Yoğun bakımdan çıkan Osman Şiban’ın tedavisi beyin cerrahinde devam ediyor. Ancak hafızası çok yerinde değil kendini ifade edemiyor. Yer yer ağlıyor yer yer söylediklerini hatırlamıyor dolayısıyla helikopterden atılmış olduklarını teyit edemiyoruz. Bunun yaşadığı travmadan kaynaklandığını düşünüyoruz. ( https://twitter.com/ArtiTV_/status/1307260371451875331?s=20 )
22 Eylül’de Euronews’e konuşan Osman Şiban ve Servet Turgut’un avukatlarından Baran Bilici, hastane raporu öncesinde de tanık beyanlarının da helikopterden düşme şeklinde olduğunu ifade etti.Raporda yer alan ‘’Helikopterden düşme’’ ifadesi, epikriz raporunu hazırlayan acil uzmanının kendi başına yazabileceği bir iddia olmadığını belirten Bilici, ‘’Bu ifade ya Osman Şiban’ın bilinci açıkken verdiği ifade ya da onu hastaneye getiren kolluk görevlilerinin verdiği bir beyan’’ dedi.
Güvenlik görevlileri ile ilgili idari soruşturmanın olmadığını belirten Bilici şunları söyledi: "Bu rapordan sonra faillerle ilgili icrai bir aşamaya geçilmesi gerekiyor ancak bu konuda henüz bir girişim yok. Bunlar İçişleri Bakanlığı personeli ama şu ana kadar bu kişilerle ilgili idari bir soruşturma yapıldığı ya da yapılmadığı bize bildirilmedi. İşkence gören Osman Şiban olay gününden sonrasını hatırlamıyor. Servet Turgut ise yoğun bakımda, hayati tehlikesi sürüyor. Ve bu iki kişideki hasar kalıcı. Kalıcı hasara neden olan işkence ağır bir suçtur ama buna rağmen şahıslarla ilgili idari bir soruşturma ya da göz altı yok. Cezasızlık politikasının bölgede yıllardır var olan bir durum, bu da cesaret veriyor." ( https://tr.euronews.com/2020/09/22/van-da-koylulerin-helikopterden-at-lma-iddias-kim-ne-diyor )
DEVA Partisi ve HDP Meclis'e soru önergesi verdi
Bunun yanısıra, Osman Şiban ve Servet Turgut’un yaşadığı olayıyla ilgili Meclis’e HDP ve DEVA Partisi tarafından iki ayrı soru önergesi verildi.
HDP Van Milletvekili Tayip Temel, iki köylünün helikopterden atıldığına dair iddialarla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya; ‘’Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atıldıkları iddiası doğru mudur? Söz konusu iddia doğru ise Osman Şiban ve Servet Turgut’u helikopterden atan şahıs/şahıslar kimlerdir? Bu şahıs/şahıslar hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır?’’ sorularını sordu.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, ise köylüler hakkında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Yeneroğlu, önergesinde Akar'a, "Vatandaşlarımızın helikopterden atılma iddiaları doğru mudur?" diye sordu.
Ailelerin İddialarına Yönelik Evraklar
Serbestiyet.com sitesinin paylaştığı evraklar şunlardır:
Servet Turgut, 2016 yılında verdiği dilekçeyle tarım yapmak amacıyla 1990 yılında güvenlik nedeniyle boşaltılan köyüne dönmek için Beytüşşebap Kaymakamlığı’na başvuruyor: ‘Devletimizce köyümüze dönüşümüzün sağlanabilmesi için yardımda bulunulmasını talep etmekteyiz.’