Kötülüklerden koruyan bir kalkan: Oruç

Süleyman Gülek, orucun insana ve topluma ne gibi faydalar sağladığına dikkat çekiyor.

Süleyman Gülek / Yeni Akit

Oruç ibadetinin fert ve topluma olan faydaları

Oruç ibadetinin fert ve toplum için birçok maddî ve manevî faydası vardır. İnsana, nefsinin isteklerine ve karşılaşılan zorluklara karşı sabrı öğretir. Kötü alışkanlıklardan uzaklaşmaya ve güzel ahlaklı olmaya yöneltir. Geçim darlığı içinde olanların hâlini anlayıp yardımseverlik duygusunun artmasına vesile olur. Oruç, sağlık açısından da önemli faydaları olmaktadır.

Bu faydalarının yanında oruç Yüce Allah’ın rızasına kavuşturan, günahlardan arınmamızı sağlayan, kat kat sevap kazandıran bir ibadettir. Bir kutsî hadiste şu şekilde buyrulmuştur. “Her iyilik için on mislinden yedi yüz misline kadar karşılık olabilir. Fakat oruç başkadır. Çünkü oruç benim içindir ve onun ecrini ben vereceğim.” (Müslim, Sıyam, 1945).

Allah Teâlâ, “Ey iman edenler! Kötülüklerden sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı” (Bakara, 2/183) âyetiyle, orucun farz kılınmış bir ibadet olduğuna, onunla gerçekleştirilmek istenen hedefe işaret edilmektedir ki bu da kötülük ve günahlardan uzak durmadır.

Hz. Peygamber (s.a.v.) de, “Oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona birisi sataşır veya kötü söz söylerse, ‘Ben oruçluyum’ desin” (Buhârî, Savm 9) buyurmaktadır. Bilinçli bir şekilde şartlarına riayet edilerek tutulan oruç, kişiyi kötülüklere karşı korur. 

Orucun hayatımız üzerinde olumlu etkiler bırakması ve bizi iyiye, doğruya yönlendirmesinin gerekliliğine işaret eden Peygamberimiz (s.a.v.) “Yalan söylemeyi ve sahtekârlığı terk etmeyen oruçlu bilmelidir ki Allah’ın onun yeme-içme fiillerini terk etmesine ihtiyacı yoktur” buyurur. (Buhârî, Savm 8).

Oruç, aslında yasak olmayan bazı fiillerin günün belli saatlerinde geçici olarak yasaklanmasıdır. Bu durum Müslümanın sürekli yasaklardan uzak durması için de bir eğitim fırsatı verir ve o, Allah’ın istediği gibi bir hayat yaşamaya özen gösterme alışkanlığı kazanır.

Hz. Peygamberin ifadesiyle “Kim Allah yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah o günden dolayı onun yüzünü cehennemden yetmiş yıllık mesafe kadar uzaklaştırır.” (Nesâî, Sıyâm 44). Gün boyu oruç tutan bir Müslüman iftar ederken hem Allah’ı memnun eden bir ibadeti başarıyla yerine getirdiği hem de birtakım yasaklar kalktığı için sevinir. Aynı Müslüman o gün oruçlu olmaktan kaynaklanan benzer bir sevinci de âhirette Rabbine kavuşunca yaşayacaktır.

Peygamberimz, “Oruçlu için iki sevinç anı vardır. Birisi iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.” (Buhari, Savm, 9.)  buyurarak Müslümanın bu iki sevinç anına dikkat çeker (Buhârî, Savm 9). Sağlıklı her Müslümana farz olan Ramazan ayı orucunun da özel bir yeri ve değeri vardır.

Hz. Peygamber bu ayda oruç tutanlara müjde verir: "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." (Buhârî, Îmân 28); “Ramazan ayı gelince cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapatılır ve şeytanlar bağlanır. (Müslim, Sıyâm 1, 2), böylece etkileri azaltılır.

Bu, Allah’ın insanlara bir lutfudur. Ramazan, Allah’ın af ve bağışlamasının çok, rahmet ve merhametinin bol olduğu bir aydır. Oruç aynı zamanda bir sabır eğitimidir. Oruçlu günlük alışkanlıklarını belli bir süre için terk ederek sabretmeye alışır ve aynı zamanda da bundan dolayı sevap kazanır.

Peygamberimiz şöyle buyurur: “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.” (Tirmizî, Savm 82). Bu sebeple Müslümanlar Ramazan ayında birbirlerini ve yoksulları iftar sofralarına davet ederler ve onlarla daha iyi bir iletişim kurmaya katkı sağlarlar.

Ramazan ayı rahmet ve bereketi bol olan bir aydır. Bu ayın feyzinden ve bereketinden yararlanmak için elimizden geldiğince ibadetlerimizi eksiksiz yapmaya çalışmalı; 5 vakit namazı özenle kılmalı, teravih namazını da aksatmamaya çalışmalı ve orucun, kötülüklere karşı koruyucu bir kalkan olduğunu dikkate alarak kötü söz ve davranışlardan sakınmalıyız. Kimseyi incitmemeye, üzmemeye ve Kur'an okuyup anlamı üzerinde düşünerek değerlendirmeli, İslamî anlayış ve yaşayış üzere olmaya gayret etmeliyiz.

Yorum Analiz Haberleri

“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası
"Mustafa Kemal'in askerleri"ne ne zaman dur diyeceğiz?
Gazze katliamı ve Hasbara’nın iflası