Korsan Gazeteciliğe Son mu Dediniz?

20 gazete bir araya gelip, ‘korsan gazeteciliğe son‘ başlıklı bir deklarasyon yayınladı. Ersoy Dede bu deklarasyonu eleştirdi.

Star, Akşam, Bugün, Cumhuriyet, Fanatik, Fotomaç, Güneş, Habertürk, Hürriyet, Hürriyet Daily News, Milliyet, Posta, Radikal, Sabah, Takvim, Todays Zaman, Türkiye, Vatan, Yeni Şafak, Zaman gazeteleri bir araya gelip ‘korsan gazeteciliğe son‘ başlıklı bir deklarasyon yayınladı. Kaynak gösterilse dahi izinsiz kullanılan haber, resim ve yazıları engellemeye dönük deklarasyonu Ersoy Dede bugünkü yazısında eleştirdi.

Deklarasyon Medyası

Ersoy Dede / Yeni Akit

Dün 20 kadar gazetede “deklarasyon” adı altında bir bildiri yayınlandı. Gazeteniz Akit bu listenin dışında. Fakat sanıyorum listede olsaydı da ben bu yazıyı yazardım.. Buna emin olun. Hatta yarın çıkıp; “biz de dahil olmak istiyoruz” derlerse, yine de benim görüşüm aynıdır..

Gazeteler Ne İstiyor?

Kimi haberler, kaynak gösterilerek ya da gösterilmeksizin, Tv, Radyo, İnternet ve bunun gibi çeşitli medya mecralarında değerlendiriliyor. Örneğin, Taraf Gazetesi nasıl yayınladı “Balyoz Eylem Planı”nı.. Hepimiz, her yayın organında o haber üzerine kalem oynatmaya devam ediyoruz.. Onun gibi.. Şimdi kimi gazeteciler diyor ki; “ Gazetelerin içeriği sadece gazetelerindir.. Ürettiğimiz; haber, yorum, köşe yazısı, fotoğraf vs’yi, hiçbir televizyon kanalı, internet sitesi ve haber portalı, kaynak göstererek dahi kullanamayacaktır...” Aralarında, haberleri internet sitesine düşmezse asla kimsenin farkına bile varmayacağı gazeteler olduğu gibi hakikaten çok satan çok okunan saygın gazeteler de var.. İstiyorlar ki, yaptıkları haberler, tv’lerde görünmesin, yazarlarının yazılarını internet siteleri almasın.. Almasın.. Ok.. Ama caymak yok.. Kenan Işık’ın da isabetle buyurduğu gibi; “emin misiniz, son kararınız mı?”...

Bu Gazeteler O Gazeteler mi?

Yazarınız aynı zamanda medyanın diğer kollarında da 20 yıldır çalışan bir kardeşiniz.. Dolayısıyla masanın her iki tarafına da hakimim. Ve orada gördüğüm manzara, hiç de bugün bu gazetelerin yayınladığı deklarasyonda sözü edilen manzara gibi değil.. Çoğu genel yayın yönetmeni, patronları araya koyarak, televizyonlarda muhataplarını bularak, (önemli bir kısmı sabah saatlerinde yayınlanan) gazete şovlarında, gazetelerinin okunması, ilk sırada okunması, daha detaylı okunması için torpil arıyor.. “Neden bizim gazeteyi geçiştirir gibi kısacık okudunuz? Neden bizim gazeteyi, bilmem ne gazetesinden sonra okudunuz? Bizim gazeteyi de okusanıza sabahları..” gibi... O kadar çok ricayla karşılaştım ki bugüne kadar.. O yüzden şimdi aldıkları kararı, uygulayabileceklerine olan inancım zayıf.. Bunlar işin gazete ayağı.. Bir de yazarlar var. Patronları bilse demek ki deklarasyonu kaldırıp atarlar çöpe.. “Bizim yazıyı yayında okur musunuz? Yarınki yazımı, yayınlanmadan önce mail olarak size atsam..” Ve elbette ki okuyor televizyoncular.. Emek verilmiş bir fikir ortaya konmuş, gerçek satış rakamı 10 bin – 15 bin olan bir gazetede yok olup gitmesine gönlü razı olmadığı için, televizyonları eliyle yazıda yer alan fikirlerin yayılmasına katkıda bulunuyor.. Artık bulunmazlar olur-biter..

Gelelim İnternet Sitelerine

Anlaşılan kavganın büyüğü internet siteleriyle.. Yine yazarlardan örnek vereceğim.. Çok okunan internet sitelerinin yöneticileri açıklarlar mı bilemem.. Ama her gün yazısının bir kopyasını o sitelere cc yapan yazar sayısı o kadar çok ki.. (-Ki doğrusu da odur) Bugünkü elektronik çağda, bir yazı gazete sayfalarından çıkıp internette, ağlarda, sosyal medyada dolaşmaya başlamazsa, etki gücü zayıf olur. Ve bunu yazarlar iyi bilir..

Başbakan Röportaji

Tek bir örnek verip kapatıyorum bu bahsi.. Başbakan; “gerekirse İmralı ile de görüşülür” lafını, Ülke Tv’de söyledi.. Bütün gazeteler bunu haber yaptı.. Keşke bir deklarasyon yayınlasaydı Ülke Tv.. Di mi?. Kalın sağlıcakla.

 

 

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası