Haber: Fabian Schmidt / Deutsche Welle Türkçe
Araştırmacılar ve gazeteciler halk arasında koronavirüs olarak bilinen ve ilk kez Çin'in Vuhan kentinde görülen SARS-CoV-2 virüsünün tam olarak nasıl ortaya çıktığı hakkında aylardır çeşitli fikirler öne sürüyor. Tahminler ilk başta, kentte vahşi hayvanların da satıldığı bir pazar yerindeki hijyenik olmayan koşullara bağlı olarak virüsün buradan yayıldığı yönündeydi.
Ancak bugünlerde, özellikle de Batı ülkelerindeki medya organlarında virüsün sözü edilen pazar yerinin yakınlarındaki Vuhan Viroloji Enstitüsü'nden yayılmış olabileceği iddiaları ortaya atılıyor.
Benzer teoriler Ocak ayında da bir takım sosyal medya mecralarında yer almış ve çoğu komplo teorisi olarak değerlendirilebilecek bu iddialar Çin'de biyolojik silah geliştirilen askeri laboratuvarlara işaret etmişti.
Washington Post gazetesi, insan yapımı olduğu iddialarını çürütmek için uzmanlarla konuşarak virüsün genetik özelliklerinin doğada kendiliğinden gelişebilecek mutasyonlara sahip olduğunu savundu.
Bu değerlendirme aynı şekilde saygın bir akademik bilim yayını olan Nature Medicine dergisinin 17 Mart tarihli sayısında İmmünoloji ve Mikrobiyoloji uzmanı olan Kristian G. Andersen liderliğindeki bir araştırma grubunun ulaştığı bulgularla teyit edildi.
Bu değerlendirmeyi destekleyen bir diğer unsur ise Vuhan'daki laboratuvarın gizli bir tesis olmadığı ve yarasalar üzerinde yaptığı çeşitli araştırmaların halihazırda birçok akademik yayında yer aldığı yönünde.
Laboratuvardaki araştırma projelerine ayrıca birçok Batılı ülkeden katılım olduğu biliniyor. Bu araştırma ortaklarından birisi de Teksas Üniversitesi Ulusal Galveston Laboratuvarı. İngiltere merkezli Daily Mail gazetesi de Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin Vuhan'daki laboratuvarda yapılan araştırmalara finansal destek verdiğini yazdı.
Peki, virüs nereden geldi?
Aksine işaret eden tüm bu unsurlara rağmen pandeminin Vuhan'daki laboratuvardan yayılmadığını kesin şekilde söylemek güç.
Ocak ayının sonlarında bir başka akademik yayın olan Science dergisi, koronavirüsün söylendiği gibi Vuhan'daki hayvan pazarından yayıldığı yönündeki resmi teoriyi tartışmaya açtı.
Dünyada en çok başvurulan tıbbi yayınlardan birisi olan Lancet dergisi ise virüsün ilk bulaştığı 41 kişiden 13'ünün Vuhan'daki pazar yeri ve orada bulunan kişilerle herhangi bir temasının olmadığı sonucuna ulaştı.
Ek olarak hastalığı ilk yayan kişiye virüsün 2019 yılının Kasım ayında bulaştığı tahmin ediliyor. Dolayısıyla tıpkı ABD'deki Georgetown Üniversitesi Tıp Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Departmanı üyesi Prof. Dr. Daniel Lucey'in, Ocak ayının sonunda Science Speaks internet sitesine verdiği mülakatta savunduğu gibi, ilk vakaların söz konusu hayvan pazarı ile bir bağlantısı bulunmuyor.
Kabahat araştırmacılarda mı?
Peki virüs Vuhan'daki pazar yerine nasıl ulaştı? Vuhan Enstitüsü Viroloji Departmanı üyesi Prof. Dr. Şi Zengli'nin bir başka akademik yayın olan Nature dergisinde Şubat ayında yayınlanan ve yarasalar üzerinde yapılan araştırmasının bulguları bu sorunun yanıtını barındırıyor olabilir.
South China Morning Post gazetesinin, Şi'nin çalışması üzerine yaptığı 6 Şubat tarihli haberinde profesörün, üzerinde çalıştığı bir araştıma için Çin'in 28 farklı eyaletinden yarasa dışkısı örnekleri aldığı belirtildi.
Scientific American dergisinde de yer alan habere göre Şi, bu dışkı örneklerinden yola çıkarak bir yarasa virüsleri arşivi oluşturdu. 2019 yılının başında ise Prof. Şi ve çalışmalarını beraber yürüttüğü diğer araştırmacılar yarasa kaynaklı koronavirüsler üzerine kapsamlı bir çalışma yayınladı. Araştırmaya göre Nalburunlu Yarasa türünde rastlanan koronavirüsün genetik özellikleri daha sonra Vuhan'da ortaya çıkacak olan virüs ile benzer özellikler taşıyordu.
Şi ve ekibi kısa sürede COVID-19'un gen dizgisi ile genetik haritasını çıkardı ve çalışmaları koronavirüse karşı hızlı bir şekilde bir aşı geliştirilebilmesi için büyük bir fırsat sundu.
Ancak tüm bunlara rağmen son birkaç haftada Şi, başta Asya olmak üzere dünyanın birçok yerindeki sosyal medya mecralarında hedef tahtasına kondu. Öyle ki, Şi'nin New York'ta yaşayan araştırma partneri ve bilimsel araştırma ile pandemi önleme alanlarında faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu olan EcoHealth Alliance'ın Başkanı Peter Daszak, Çinli bilim insanını Twitter üzerinen savunmak zorunda kaldı.
ABD'de yayın yapan Democracy Now! isimli internet sitesinin bir radyo programına katılan Daszak, virüsün Vuhan'daki laboratuvardan sızdığı yönündeki teorilerin "katıksız saçmalık" olduğunu savundu. Kendisinin de söz konusu kurum ile 15 yıl kadar çalıştığını ve laboratuvarda SARS-CoV-2 virüslerinin örneklerin muhafaza edilmediğini söyledi.
Daszak, laboratuvar ve salgın arasındaki bağlantı iddialarına ilişkin olarak "Pandeminin çıkış noktasının siyasileştirilmesidir ve bu da gerçekten talihsizlik" ifadesini kullandı.
Ancak diğer yandan Çin hükümetinin, pandeminin çıkışı ile ilgili medyada çıkan haberleri sansürlemeye başladığı da bir gerçek. İngiltere'deki Daily Mail gazetesinin haberine ilişkin olarak Çin'in Londra Büyükelçiliği'ne yönlendirilen sorular ise Büyükelçilik tarafından "asılsız" olarak yanıtlandı.
Büyükelçilik ayrıca koronavirüsün çıkış noktasının tespit edilmesine ilişkin araştırmaların sürdüğünü duyurdu.