Bundan beş gün önceki Cumhuriyet gazetesinin konsolosların da boy gösterdiği “Çağlayan Direnişi” manşetinin en sağ altında küçük bir tekzip yayınlandı.
Tekzip gazetenin 9 Aralık 2015 günkü çarpıcı manşeti hakkındaydı;
“Türk firmadan IŞİD’e bomba” 153 bin el bombası terör örgütüne aktarıldı. Okuyalım: Türkiye’ye biber gazı üreten Güney Koreli DaeKwang’a IŞİD'e bomba temin etmekten iki hafta önce soruşturma açıldığı öğrenildi. Konuya yakın kaynakların verdiği bilgiye göre, Güney Kore polisi ve Güney Kore İstihbarat Servisi (NIS) IŞİD’e patlayıcı madde ve el bombası sattığı iddiasıyla şirket hakkında soruşturma başlattı. İddialara göre DaeKwang’ın Türk partneri Meydan ve Mercan şirketlerinin sahibi İ.Y.’nin adı da soruşturmada geçiyor. Kaynak, DaeKwang’ın patlayıcı maddeleri Türkiye’deki ortakları üzerinden IŞİD’e sattığını öne sürdü. İddiaya göre DaeKwang 16 Ekim 2013’te 20 bin 35, 21 Kasım 2013’te 20 b in 30, 22 Aralık 2014’te 89 bin 530, 17 Aralık 2014’te 23 bin 648 adet DK-3 el bombasını Mercan ve Meydan'a teslim etti. Toplamda 153 bin 243 adedi bulan el bombaları IŞİD’e aktarıldı.”
Vaov. Daha önce Güney Kore istihbarat örgütünün adını duymadığınız için kendinizi cahil hissetmeyin. Ya da “Konuya yakın kaynaklar”a dayandırılan bir haber okumadığınız için.
Güney Kore polisi ve istihbaratından haber alan “Konuya yakın kaynakların” kim olduğu meselesine birazdan geleceğiz.
Haberin linkini veremiyorum. Çünkü kaldırılmış.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/445271/_Turk_firma_ISiD_e_bomba_yolluyor
Merak edenler tamamını Rus propaganda sitesinden okuyabilir:
http://tr.sputniknews.com/turkiye/20151209/1019556141/turkiye-isid-patlayici-kore.html. Haberde IŞİD’e bombaları verdiği söylenen Türk firmanın AK Parti’ye yakın bir firma olduğunun altı uzun uzun çizilmiş.
İki tekzip gelmiş bu habere. Önce Koreli firmanın Türk ortakları haber için tekzip yayınlatmışlar. (21 Ocak 2016) 26 Mart 2016 günü de Koreli firma DaeKwang Chemical Co. Ltd.nin tekzibi yayınlanmış. Özetle şöyle deniyor: “DaeKwang’ın Türkiye’deki ortakları üzerinden IŞİD’e patlayıcı sattığı hakkında Güney Kore Polisi veya Güney Kore istihbaratı tarafından açılmış bir soruşturma yoktur.”
Gazete haberinin üzerine kurulduğu iddiaya yönelik bu net tekzip üzerine henüz yeni bir şey söylemedi. Haberin linki kaldırıldığına göre pek de söyleyecek bir şeyleri yok.
O hâlde Güney Kore istihbaratından haber alan ve bunu Türkiye’de bir gazetede manşetten yayınlatabilen “Konuya yakın kaynakların” kim olduğunun izini sürmeye başlayabiliriz.
Yapabileceğimiz şeye en fazla tahmin denebilir. Google haberi yapan muhabirin adını, Türkiye ve IŞİD yazıp bekleyelim.
Evet. 7 Aralık 2015 günü, yani “Konuya yakın kaynağın Kore istihbaratı”ndan verdiği haberden iki gün öncesi: “IŞİD Türkiye üzerinden Amerika’ya antika satıyor.” Neyse ki bu haberin bir kaynağı var; “Düşünce kuruluşu FDD’nin raporuna göre...”
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/443935/ISiD__Turkiye_
uzerinden_Amerika_ya_antika_satiyor.html
Aynı muhabirin esas büyük ve çok iddialı IŞİD-Türkiye haberi ise 2 Mart 2014 tarihli. O günkü Cumhuriyet’in manşeti aynı zamanda; Cihat’ın finansörü.
http://http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/46349/Cihat_in_finansoru.html
Haberi okuyalım:
“Washington merkezli Demokrasileri Koruma Vakfı’nın (Foundation of Defense for Democracies-FDD) 21 Şubat Cuma günü yayımladığı 'Türkiye’de Terörizmin Finansmanı-Giderek Artan Bir Endişe' adlı rapora göre Türkiye büyük terör gruplarının finansmanında anahtar rol oynuyor. Ülke, küresel terörizmin finansmanı ve yasa dışı faaliyetlerin aktarım merkezi durumunda.
ABD Hazinesi eski çalışanlarından olan söz konusu vakfın Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer imzalı raporda Türkiye’nin teröre destek faaliyetleri 8 ayrı başlıkta toplanıyor. Bunlar; İran ile altın-gaz alışverişi, Suriye’deki cihatçılar, Yasin el Kadı, Saleh al Aruri, Hamas bağlantıları, İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve Çin ile yapılan savunma füzesi anlaşması.”
Bingo! Bir kere daha FDD.
Peki nedir bu FDD (“Washington merkezli Demokrasileri Koruma Vakfı, Foundation of Defense for Democracies)
Cumhuriyet’in haberinden okuyalım önce: “FDD, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra özgür ulusların terörizme karşı kendilerini savunmalarına yardımcı olmak amacıyla kuruldu. Ulusal güvenlik ve dış politika üzerine çalışan vakıf, terörle mücadele ve demokrasilerin geliştirilmesi için raporlar hazırlıyor.”
Bu cümleler FDD’nin tanıtım bülteninden herhâlde.
Daha ciddi ve bağımsız bir kaynaktan bakalım kimmiş bu FDD, hangi özgür ulusları ve demokrasileri savunuyormuş?
Çok aramaya gerek yok. Çünkü FDD geçen yaz ABD’de de epey popülerdi. Özellikle Obama’nın İran’la anlaşmasının karşısında verdiği büyük mücadele yüzünden, Obama’ya yakın medyanın hedefindeydi.
Slate’de çıkan yazı gayet net tarif etmiş FDD’yi: “İsrail yanlısı takım Obama’nın İran anlaşmasına saldırıda başı çekiyor.”
http://www.slate.com/articles/news_and_politics/foreigners/2015/08/foundation_
for_the_defense_of_democracies_inside_the_small_pro_israel_think.single.html?
Amerikalıları bile isyan ettiren bir İsrail yanlısı think tankla karşı karşıyayız. İsrail yanlısı olmak suç, ayıp değil tabii ama Slate’deki yazıya göre FDD, İsrail’in de sağına, Netanyahu’nun Likud partisine yakın bir think tank.
Cumhuriyet’teki PR bülteninden copy paste gibi duran tanıtımında “Türkiye ile ilgili raporu yazan Dr. Jonathan Schanzer, daha önce ABD Hazinesi’nin İstihbarat ve Analiz Dairesi’nde terörle mücadele analisti olarak çalışıyordu” denen Schanzer de Hamas ve Filistin meselelerinde İsrail sağının argümanlarını savunan bir uzman. Türkiye’yle ilgili yazdıklarındaki ve tweetlerindeki öfkenin ve irrasyonalitenin sebebi de herhalde bu.
Birkaç örnek:
(Türkiye dost mu düşman mı)
(Türkiye’nin NATO’dan atılma zamanı gelmedi mi?)
http://www.politico.com/magazine/story/2014/10/time-to-kick-turkey-out-of-nato-111734?o=1
Peki, sonuç olarak Cumhuriyet’in fantastik Kore istihbaratından haber veren “konuya hakim kaynağı” daha önce aynı muhabirin benzer haberindeki gibi FDD mi yani? Bilmiyoruz tabii.
Ama işte rastlantılar zincirinin ucu bucağı yok. Cumhuriyet’in bu Koreli şirket üzerinden IŞİD’e bomba haberi İngilizce’de bir yerde çıkmış mı diye araştırırken karşınıza bakın ne çıkıyor.
http://twitter.com/aykan_erdemir/status/674631506866909184.
Sadece İngilizce atılmış üç tweet. Tweetleri atanın geçen dönem Meclis’te olan CHP’li Aykan Erdemir olması sürpriz değil. Ama esas sürpriz şu; Siyaseti bir mektupla bırakan eski CHP’li vekil Washington’daki İsrail yanlısı FDD’de uzman olarak çalışmaya başlamış.
http://www.defenddemocracy.org/about-fdd/team-overview/dr-aykan-erdemir/
FDD’ye yazdığı son yazının Erdoğan’ın Washington gezisi ve Reza Zarrab davası üzerine olduğunu söylemeye gerek yok herhâlde.
Eski CHP’li vekilin FDD için kaleme aldığı rapor ve yazılarında Türkiye ve Erdoğan’dan sonra ikinci sırada Katar’ı hedef alması da şaşırtıcı olmasa gerek. Katar Hamas liderine ev sahipliği yaparak İsrail’in en baş düşmanlar listesinde birinci sırada. Eh aynı zamanda İran anlaşması sırasında yine Obama’ya yakın medya, Birleşik Arap Emirliği’nin Washington Büyükelçisi’yle İsrail lobisi arasındaki dayanışma üzerine de epey bilgiyi ifşa etmişti.
http://highline.huffingtonpost.com/articles/en/his-town/
Biraz daha ileri gidelim.
Eski CHP’li vekilin birlikte çalıştığı, patronu Jonathan Schanzer’ın uzmanlık alanlarının başında ABD Hazinesi’ndeki tecrübelerine de bakarak da tahmin edilebileceği gibi İran ambargolarını takip etmek geliyor. FDD sitesini açtığınızda karşınıza Obama’nın İran’a ambargoları kaldırarak ''Ayetullahları'' nasıl dolarladığını eleştirdiği bir yazısı çıkıyor.
http://www.defenddemocracy.org/media-hit/schanzer-jonathan-dollarizing-the-ayatollahs/
FDD’nin en iddialı olduğu konu Hamas bağlantılarını ve İran ambargolarını takip etmek zaten.
Schanzen’in bu “uzmanlığı” Türkiye’de de zaman zaman verdiği röportajlarda görünür olmuştu. http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi-basaran/erdoganin-pandoranin-kutusunu-aralamasi-iyi-oldu-1484553/
2014’te Cumhuriyet’e “Cihatçıların finansörü” diye manşet olan raporundan birkaç alıntı yapalım:
“Ankara gaz ticareti adı altında İran Rejimine 13 milyar dolar kazandırdı.
2000’den fazla İran menşeili şirket Türkiye’de kayıtlı.
Halkbank’ın İran rejimine yardım ettiği konusunda hâlâ soru işaretleri bulunuyor.
Türkiye ayrıca İran bankası Bank Mellat’ın Türkiye’de faaliyet göstermesine izin veriyor.
Türkiye’deki seçkin siyasi çevrelerin İran ile ilişkilerinin boyutunu 17 Aralık 2013 büyük yolsuzluk operasyonu da ortaya koyuyor. Örneğin iş adamı İran Azerisi Reza Zarrab’ın büyük kısmı İran’dan olmak üzere 87 milyar Avro’yu bulan para transferi söz konusu.”
Cumhuriyetin o haberine göre bu raporun ABD’de sunulduğu toplantıda söz alan ve Türkiye’de de haklı bir şöhreti olan Alan Makovski rapor için şöyle demiş: “Türkiye gibi bir müttefik hakkında sunulan bir iddianame.”
İsrail lobisi yapan think tankte çalışan eski CHP’li vekil kısmı zaten epey tuhaf ama tuhaflıklara bir de şu iki linki ekleyelim. 3 Aralık 2013 (17 Aralık’tan kısa bir süre sonra) gibi epey erken bir vakitte CHP’nin cemaatle kurduğu ilk temaslardan birini de bu CHP’li vekil yapmış. Hem de ABD’de...
http://www.gazetevatan.com/cemaat-ile-ikinci-gorusme-589327-gundem/ Herhâlde güçlü ilişkiler kurulmuş ki hâlâ sürüyor. http://odatv.com/cemaatin-firardaki-komseri-emrullah-uslu-hangi-toplantiya-katildi-2903161200.html
Daha fazla kazımaya gerek yok. Bir manşet deyip geçmemek gerekir. Tekzipleri okumak da faydalıdır.
Bu arada Kore İstihbarat teşkilatının adını sakın unutmayın! Bir daha karşınıza çıkmayabilir...
Türkiye