Kenan Alpay’ın yorumu:
İngiltere’de ayrılma yönünde ortaya çıkan referandum sonuçları hiç şüphesiz AB’nin geleceğinden çok daha fazlasını belirleyecek kimi etkilere kapı araladı. Her ne kadar küresel siyasette iyice çaptan düşmüş bir AB’nin dağılma sürecine girişi üzerine konuşuyorsak da aynı oranda yeniden inşa edilecek ittifak ve güç dengeleri üzerine hesap yapmadan hareket etmek durumundayız.
İyiden iyiye bir kibir, tutarsızlık ve vicdansızlık abidesine dönüşen AB’nin derdini göğüslemek veya acısını sağaltmak gibi bir misyonumuz yok elbette. Lakin muhtemel risk ve fırsatları insanlığı lehine çevirmek üzere hem söylem hem de eylem düzeyinde taktik hamleleri geçip daha stratejik bir yol haritasını hayata geçirmek üzere kolları önce kimin sıvaması gerektiği aşikârdır. Buna rağmen hatırlatmakta fayda var: Avrupa’nın iyice zayıflayan ve çekim merkezi olmaktan çıkan birlik modeli için Batıcı kamptan bize telkin edilen ‘sevinmeyin, onlar çökerse Türkiye de çöker’ çağrılarını kimsenin umursayacağı filan da yok.