Konya’da 17 Kur’an talebesi Ankara’da 7 üniversiteli...!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Konya’da birKur’an kursunda İpragaz tankının yeterli ek donanımı olmadığı için meydana gelen patlamada 17 kızımız can vermişti. Kartel nasıl bakmıştı olaya?

İnsanlarımızı kaybetmişiz.. Acımız büyük..

Hayatını kaybedenlerin bir ihmalleri yok... Kusur; büyük oranda, kurs yöneticilerinin de değil... Anne babalar, iyiniyetlerle çocuklarını kursa göndermişler, onların da bir suçları sözkonusu değil...

“Şu konuda bari Kur’an kursu düşmanlığı yapmayalım” demişler miydi?
Hayır!

“Cehalet..” dediler..

“İlkellik” dediler..

“Dağ başında kaçak kurs” dediler..

“Cennete gittiklerini sanıyorlar..” dediler.

“Kurs yöneticilerinin kusuru yok” dediği için vefat eden kızlardan birinin babasından “Çarpık kafa” diye sözettiler..

Daha nice hakaretamiz ifadelerle, Kur’an öğrenen o masum kız çocuklarını, onların ailelerini tahkir ettiler.

Tabii onların şahsında, milyonlarca mütedeyyin insanı da..

Dindar insanlara nefretlerini, 17 masum çocuğun vefatında bile kustular..

Peki aynı kartel, yılbaşı eğlencesi için biraraya gelen 7 üniversitelinin, bu kez gaz patlaması değil ama, benzer bir sebeble (doğalgaz kaçağı) ölümüne nasıl baktı?

Doğalgaz kaçaklarına karşı tedbir olarak açık bırakılması gereken pencerenin, kağıt ile kapatılması gerçeği ortada iken, 7 üniversitelinin ölümüne nasıl yaklaştılar?

Kur’an kursu için, “Dağbaşında kurs.. Olacağı bu işte” diye başlık atıyorlardı..

Haydi bakalım, bu olay dağbaşında değil, başkentte.. Başkentin en mutena semtlerinden birisinde.. ÜstelikCHP’li birisinin belediye başkanlığı yaptığı bir ilçede..

Öğrenciler de, ortaokul seviyesinde değil, hepsi üniversiteli.. Hem de öyle sıradan üniversite değil.. Bilkent’li öğrenciler bunlar..

Kur’an kursu öğrencilerine/ailelerine gösterdikleri yaklaşımı, 7 üniversiteli için de gösterdi mi kartel?

Hayır..

Ben saf saf, “Kartel, Kur’an kursundaki patlamayı nasıl haberleştirdiğini hatırlayıp, birazcık utanma hissi duymuş mudur acaba?” diye düşünürken, onlar yine her zamanki gibi “mütedeyyin insanlara saldırı” operasyonlarını yinelediler..

Hepimiz öleceğiz. Öyle veya böyle.. Amenna.

Ama Kur’an kursu öğrencilerini yerin dibine batırmak için, bin dereden su getirenler, 7 üniversiteli öğrencinin ölümünde, niye gerçekleri örtbas etmeye çalışıyorlar?

Hatta gerçekleri yazanları suçluyorlar?!

Kur’an kursunda yöneticileri suçladınız... Yetmedi..

Anne babaları suçladınız.. Yetmedi.

Hatta ölen çocukları bile suçladınız.

Çünkü onlar Kur’an öğreniyorlardı..

Peki (şeklî açıdan bakarsanız), benzer bir ölüm olan 7 üniversitelinin can vermesine nasıl bakıyorsunuz?

Şimdi bu olayda, benzer suçlamaları kimlere yapacaksınız?

Buyurun, sizi dinliyoruz, kartelin satılık kalemleri!..

Patronun sekreteri konumuna düşmüş olan, anlı şanlı köşe yazarları..

İpragaz’ın sattığı tanktaki eksik donanımın suçunu bile, Kur’ankursu yöneticilerine yıkmaya kalkışan ahlaksızlar!..

“Suç, gaz tankında imiş!” diye dalga geçen, patronun alacağı üç kuruşluk reklam uğruna, suçlu şirketin avukatlığına soyunan yalakalar!

Son olaya da, benzer bir mantıkla yaklaşmayı hiç düşünür müsünüz?

Tabii ki hayır..

Onlar bu olayı da, yine mütedeyyin insanlara hakaret etmek için fırsat olarak gördüler..

Vakit’in dünkü haberini, eleştirmeye kalkıştılar..

Vakit’in, “İsrail’in, Müslümanları katlettiği şu günlerde, yılbaşı eğlencelerini böyle tahrik etmeyin” şeklindeki yayınlarından rahatsızlık duydukları için, 7 üniversitelinin ölümünü haberleştiren Vakit’i suçlamaya kalktılar..

Gazetecilik değil, tetikçilik yaptılar.

Oysa, Vakit’i suçlamak için uğraş verdikleri saatlerde, Beyazıt’ta onbinlerce insan, İsrail zulmünü kınıyordu..

Kartel medyası, Vakit’i suçlamak için habire çaba sarfederken, internet sitelerinden, Vakit’i mahkum etmeye kalkışırken, Beyazıt’taki dev gösteriyi görmüyordu.. Görmezlikten geliyordu. Halka da göstermiyordu..

Dün kartel gazetelerinin internet sitelerini takip ettim, akşam geç saatlere kadar merakla bekledim..

Beyazıt’taki gösteri, ne zaman ve nasıl haber olacak diye..

Boşuna bekleyiş.

Saat 19.00’da artık “pes” ettim..

Saat 13.00’te başlayan bir gösteriyi, 6 saat halktan gizleyenler, o saatten sonra haberi verseler ne olacak ki? O saatten sonra verseler de, nasıl verecekleri, “6 saatlik gizleme” operasyonlarından belli değil mi zaten!

Yazıklar olsun, gerçekleri gizleyen maşalara..

Yazıklar olsun, gençleri zehirlemek isteyen uşaklara!

VAKİT