Bu yılın ilk iki haftasında kayıtlara ‘intihar’ diye geçen altı asker ölümüyle ilgili önemli bir iddia ortaya atıldı. Ölen altı askerden biri olan Doğukan Kayaoğlu’nun eşi Şeyma Kayaoğlu, “Eşim garsonluk yaparken bir komutan tabakları iyi yıkamıyor diye kendisini azarlamış. Bir defasında tabakları ona yalatmış” iddiasında bulundu.
Kastamonu’daki İnebolu İlçe Jandarma Komutanlığı’nda er olarak görev yapan 22 yaşındaki Doğukan Kayaoğlu, ailesine verilen bilgilere göre yılbaşı gecesi 00.05’te kafasına bir el ateş ederek intihar etti. Taraf ‘a konuşan eşi Şeyma Kayaoğlu ise buna inanmadığını belirterek şunları söyledi: “Ölmeden iki saat önce beni aradı. Milli Piyango bileti aldığını, yarın çarşıya çıkıp bilete bakacağını, ikramiye çıkınca gerçekleştirmek istediği hayallerini bana anlattı. Sonra da kızımızla konuştu. Kızına onu gelince parka götüreceğini söyledi.”
‘Ertuğrul Komutan takmıştı’
Eşinin Ertuğrul adında bir komutanla problemler yaşadığını belirten Şeyma Kayaoğlu, bununla ilgili olarak da “Eşim garsonluk yaparken kendisiyle takışmış, sonra da bu komutan bütün pis işleri ona yaptırmaya başlamış. Komutanı tüm askerlerin önünde ona tabakları iyi yıkayamadığını söyleyerek, tabakları yalatmış. Ağlayarak beni aradı. Ben de komutanı arayıp evli olduğumuzu ve bir de çocuğumuzun olduğunu söyleyerek neden ona böyle davrandığını sordum. Bana ‘Ben istediğimi yaparım. Kocan sana her şeyi anlatmak zorunda mı?’ dedi.’’
Günde beş-altı kez arardı
Oğlunun ölümüyle ilgili şüpheleri Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na yazdığı bir dilekçede dile getiren baba Ali Dinç Kayaoğlu, oğlunu “hayat dolu birisiydi” diye anlattı. Baba Kayaoğlu, şunları söyledi: “Ben oğlumu davul zurnalarla uğurlayıp, sapasağlam askere gönderdim. İzne geldiğinde, askerden sonra berber dükkân açacağımızı söyledi. Hiçbir şeyi yoktu, terhisine dört ay kalmıştı. Üstelik Ankara’da askeri hastaneden kolundan ameliyat olmak için gün almış ameliyat olduktan sonra hava değişimine gelecekti. Günde beş altı kez arayıp ailesiyle konuşuyordu.”
Oğlunun ölümünün ardından, birliğine gidip komutanlarla konuşan baba, olaydaki şüpheli noktaları şöyle anlattı: “Oğlum nöbetçi askerin silahını alıp koşmuş, 4 şahitin önünde intihar etmiş. O dört şahit neden müdahale etmedi? Oğlumun kendini vurduğu iddia edilen silahın sahibi asker, ben gittiğimde yine nöbet tutuyordu. Neden ceza almadığını sordum, bana ‘Bunlar kanka, yazıktır çocuğa’ dediler. Tavanda bir kurşun izi gösterdiler oysa orada iki tane kurşun izi vardı, biri alçıyla kapatılmıştı. Sözde benim oğlum ‘para gönderilmiyor’ diye bunalıma girip intihar etmiş. Komutanlar para veriyormuş. Bunların hepsi yalan.”