Komploculuğun Sınır Tanımaz Uçukluğu

Yıldıray Oğur sürekli çoğalan krizlerin daha da azmanlaştırdığı ve giderek tam bir düşünsel sefalet haline ulaşan komplocu yaklaşım tarzını ABD’de yaşanan ve Trump merkezli garabet tezler üzerinden ele alıyor.

Yıldıray Oğur’un Karar’daki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı bugünkü (04 Ağustos 2018) yazısı şöyle:

Amerika’da Deşifre olan Kaos Planları

Tartışmalar, 6 Kasım’daki ara seçimler için Florida’nın Tampa şehrine giden Trump’ın mitinginde açılan pankartlarla başladı.

Coşkuyla Trump’ı alkışlayan, oradan yayın yapan CNN gibi kanalların muhabirlerine saldıran kalabalığın ellerinde tuttuğu “Q”, “Hepimiz Q’yüz” yazılı pankartlar, üzerlerindeki tshirtlerdeki “Q”, “QAnon” yazıları herkesin dikkatini çekmişti.

Aslında her şeyi başlatan 2017 Ekim ayında üst düzey generalleri Beyaz Saray’da ağırlayan Trump’ın söylediği “Fırtına öncesi sessizlik” sözü.

Bu sözün ardından ABD’nin popüler forum sitelerinden 4Chan’de “Q” takma adlı bir karakter ortaya çıktı.

“Q” çok gizli devlet belgelerine giriş iznine referans eden bir harf.

Zaten takipçilerine göre “Q” de devletin en gizli bilgilerine ulaşma izni olan ve bunu vatanseverlik gereği halkla paylaşan üst düzey bir devlet yetkilisi. Takipçileri de kendilerine “anonim” kelimesinin İngilizce’sinden hareketle “anon” adını veriyor. “QAnon” kelimesi de gruba işaret ediyor.

“Q” nün verdiği şifreli bilgiler şöyle özetlenebilir; Bütün dünyayı ve tabii ABD ‘yi yöneten derin devlet ve gizli cemiyet Trump’ı devirmeye çalışıyor. Çünkü Trump, bu derin devletin ve gizli cemiyetin izni olmadan uzun süredir iktidara gelmiş ilk ABD başkanı. Devletin içindeki “Q” gibi iyi insanlar ve vatanseverler de bu oyunları bozuyor ve Başkan’ı koruyor.

Başkan korunmalı çünkü daha önce bu gizli cemiyetin hedefinde olan başkanlardan Kennedy bir suikastla öldürüldü, Ronald Reagen de suikast girişiminden kurtuldu. Şimdiki hedef de Trump.

Bu “gizli cemiyet”ten ne kastettikleri bize çok tanıdık gelebilir.

İçinde CIA’in, Rotschild Ailesi’nin, Soros’un, Papa’nın, Avrupa Birliği’nin, Kraliçe’nin de olduğu dünyayı yöneten güçler bunlar. Yani bir nevi üst akıl.

Bütün savaşları bunlar çıkarmakta, insanlığı fakirleştirmekte, ırk ve din ayrıştırmaları yaratmakta, besinleri zehirlemekte, insanları ilaçlara mahkum etmekteler. Tabii ki 11 Eylül saldırısından, IŞID’e kadar aklınıza gelecek her şey de bunların komplosu (“false flag” operasyonları)

Tabii ki bu gizli cemiyet yıllardır da Beyaz Saray’a da kendi adamlarını yerleştirdi. Bush ailesi, Clintonlar ve “Hüseyin” diye bahsedilen Obama bu gizli cemiyetin kuklaları. Son olarak Hillary Clinton’u sokmaya çalıştılar ama başaramadılar.

İşte Trump bu gizli cemiyetin, ABD derin devletinin hesaplarını bozdu. Onu başkan adaylığına bu gizli cemiyete karşı savaş veren generaller ikna ettiler. Şimdi de Trump ve müttefiki generallerle, bu gizli cemiyet arasında bir savaş var.

Savaş aslında iyilerle kötüler arasındaki bir savaş. İddialar çok ağır.

Örneğin “Q”nün teorilerine göre Trump’ın görevden aldığı CIA başkanı Brennan, 11 Eylül saldırısını yapanlara pasaport veren, IŞID’e silah veren Müslümanlıktan dönme bir Müslüman Kardeşler üyesi. “No Name” diye bahsedilen, Trump karşıtı cumhuriyetçi senatör John McCain’in IŞID’i kuran hainlerden biri. Suriye’de Mccain’in IŞID’çilerle buluştuğunu iddia eden fotoğraf (ki ÖSO askerleriyle buluşmuştu), Papa’yı Rotschild ailesinden bir yaşlı adamın elini öperken gösteren fotoğraf (ki aslında Auschwitz’den kurtulmuş yaşlı bir adamın elini öpmüştü) gibi Türkiye’ye kadar ulaşmış komplo malzemeleri de bu ağın eserleri.

“Q” da bu savaşla ilgili içerden bilgileri dışarıdaki vatanseverlere sızdıran bir kahraman devlet yetkilisi. Bir çeşit Fuat Avni ile epey versiyonu çıkan Gizli Arşiv karışımı Kurtlar Vadisi’ndeki aksakallarının adamı bir karakter.

Verdiği bilgilerle ortaya çıkan hareketin adı da tanıdık; Büyük Uyanış. Büyük Diriliş de denebilir.

Takipçilerine göre ise “Q” ya askeri istihbarattan ya da Beyaz Saray’dan bir yetkili. Trump’ın Asya ziyareti sırasında “Q”nün uçaktan çekilmiş okyanustaki adaları gösteren bir fotoğraf paylaşması, Trump’un oğlu Eric Trump’ın “Q”ye referans gösteren bir tweeti like’laması içeriden olduğunun delilleri.

Ama “Q” nün Trump’ın adamı olduğu ve onun bilgisi dahilinde bu mesajları attığının esas kanıtlarını Trump’ın kendisinin verdiğine inanıyorlar.

Trump’ın Kongre konuşmasında eliyle Q harfi çizmesini, bir konuşmasında 17’ye vurgu yaparak alfabedeki 17. harf olan Q’ye işaret etmesini, bir beyzbol kulübünü kabulünde ona 17 nolu formanın verilmesini şifreli mesaj olduğuna inanıyorlar.

Ama Trump esas gizli mesajlarını tweetlerinde veriyor. Özellikle de sık sık yaptığı kelime hatalarıyla. Aslında Trump bu tashihleri şifreli mesajlar vermek için bilerek yapıyor.

Örneğin Trump’ın bir tweetinde “consequential” yazacağına “consensual” yazmasının sebebi “Q” ye işaret etmek.

Bir keresinde karısının adını Melania yerine Melanie yazması da boşuna değil. Aynı adlı eski bir hain Adalet Bakanlığı çalışanına işaret ediyordu orda da.

Tweetlerindeki kelimeler arasındaki boşluk sayıları ve tweet saatleri bile aslında mesaj yüklü. Bazen derin devletin New York’a düzenleyeceği bir saldırıyı deşifre ediyor, bazen Davos’ta kendisine yönelik içinde İngiliz devletinin de olduğu bir suikast planını.

Grubun forumlarında Trump’ın tweetlerinde ve konuşmalarındaki yanlış kelimelerle aslında ne demek ve ne mesaj vermek istediği üzerine okuyunca en azından verilen emeğe saygı uyandıran teoriler havada uçuşuyor.

“Q”nün şifreli mesajlarında da derin devletin Trump’a karşı komploları ve suikast planları deşifre ediliyor.

Bu derin devlet veya gizli cemiyet, Trump karşıtı ayaklanmalar çıkarmaya, kaos planları devreye sokmaya çalışıyor. Bunun için medyayı ve Hollywood’u kullanıyor. Hatta bazen bu gizli cemiyetin kuklası olan Kuzey Kore liderinin tehditleri bile hedef aslında Trump.

Asya Zirvesine uçarken, uçağını vurmak için geçtiği bir adanın üzerinden bir füze fırlatıldığı ilgili fotoğraflar “Q” takipçilerinin forumlarında günlerce dolaştırıldı, teknik analizlerle fotoğraf izah edilmeye çalışıldı.

“Q” ve taraflarına göre bu derin devlet ve gizli cemiyet operasyonlarına karşı Trump’ın eli de armut toplamıyor. Trump ve müttefiki generaller, Clinton ailesi, Obama, McCain ve eski CIA başkanının da aralarında olduğu gizli cemiyetin adamı yüzlerce üst düzey yetkili hakkında “vatana ihanet”ten iddianameler hazırladı ve mühürledi. Hepsini Guantanamo’ya göndermek için uygun zamanı bekliyor. Bu soruşturmayı da seçimlere Rus müdahalesini soruşturduğu zannedilen Mueller yapıyor. Aslında Mueller de Trump’ın dostlarından. İşte Trump’ın askerleri yanına alıp söylediği “Fırtına öncesi sessizlik”ten kastı da buydu.

Q’nün bir kaç mesajına bakalım, yine tanıdık gelebilir:

“Artık gerçeği öğrenme zamanı. Onlar sizi kontrol etmek istiyor. Onlar sizi köle yapmak istiyor. Onlar sizi dinlerinize, ırklarınıza göre bölmek istiyor. Sınıf savaşları çıkarmak istiyorlar. Din savaşları çıkarmak istiyorlar. Medyayı kullanıyorlar. Hollywood’u kullanıyorlar. Siyasi liderleri kullanıyorlar. Artık geniş düşünün. Büyük uyanış zamanı.”

“Q”nün “QAnon” adlı takipçileri derken Roseanne Bar gibi oyuncular, Curt Schilling gibi ünlü sporcular, yüksek takipçili sosyal medya trolleri, meşhur Youtuberlar ve yüz bine yakın insandan bahsediyoruz.

Türkiye’de de çok inananı çıkan Obama, Clinton ve çevresinin içinde olduğu iddia edilen Pizzagate skandalı iddiası da bu forumlarda ortaya çıkmış komplo teorilerinden biriydi.

Ama sanal alemde komplo teorisi diye geçmemek lazım. Pizzagate’e inanan bir adam otomatik silahıyla pefofili zincirinin merkezi olduğu iddia edilen pizzacıyı basmıştı. Başka bir “Q” takipçisi ise Adalet Bakanlığı’nın Hillary Clinton’la ilgili gizli dosyaları açıklaması talebiyle silahla dolu kamyonuyla ülkenin en büyük barajlarından birine giden yolu saatlerce kapatmıştı.

Daha önce Washington’da bir yürüyüş yapan grup şimdi de Trump mitinglerinde ortaya çıkmaya başlayınca ABD medyası ve siyasetçiler “ne oluyoruz” sorusunu sormaya başladılar. ABD’de sağ ve cumhuriyetçiler her zaman merkezi otoritenin güçlenmesine karşı oldukları için Beyaz Saray, CIA konulu komplolarla teşnedir, hatta Türkiye’de dolaşımda olan pek çok ABD merkezli komplo bu sağcı Amerikalıların eseridir. Ama ilk kez bu fikir muhalefette değil, Trump’la iktidara geldi. Kompşo teorisi de form değiştirerek Trump’ı devirmeye çalışan derin devlet formuna girdi. Trump’ın da karısının adını yanlış yazınca bile derin anlamlar çıkaran bir ateşli destekçi kitlesi olmasından şikayetçi olmadığı açık.

Yani Türkiye’de Trump’ın ülkeyi karıştırmaya çalışan CIA ajanı rahibi kurtarmak için Türkiye’yi tehdit ettiğinin iddia edildiği hafta, ABD’de Trump taraftarları dünyayı karıştırmaya çalışan üst aklın ve CIA’in komplolarıyla mücadele ettiğini düşündükleri Başkanlarını korumak için pankartları, tshirtleriyle ortaya çıktılar.

Bilgiye ulaşma imkanları artıp, söz söyleme hakkına erişim kolaylaşınca, dünyayı anlamak, yorumlamak da bir entelektüel emek gerektirince, insanlar her şeyi açıklayan formülleri, kestirme yolları komplo teorilerinde buluyor.

Dünyanın en güçlü medyaları, Hollywood bile, bir kaç akıl yürütme, bilgi kırıntısı, sebep sonuç ilişkisini, kesilip biçilmiş fotoğraflar, basit ev yapımı videolarla birleştiren bu teorilere karşı ikna edici olamıyor. Çünkü güçlü olanla zayıf olanlar arasındaki dengesizliği daha kolay açıklayan ve öfkeyi daha iyi ifade eden alternatif bir teorisi yok kimsenin.

O zaman da büyük dirilişler, uyanışlar, yüzyıllık hesaplaşmalar, yeni bir çağ açılıyorlar, her yerde cirit atan ajanlar, komplolar, derin devletler, gizli güçler her zaman sıkıcı bilgilerden, haberlerden, yorumlardan daha çok ilgi çekiyor.

Ne diyelim, Allah herkese akıl fikir versin.

(Konuyla ilgili bu yazıda da yararlanılan bir makale için; https://www.thedailybeast.com/what-is-qanon-the-craziest-theory-of-the-trump-era-explained)

 

Yorum Analiz Haberleri

“Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder”
Esed sonrası Suriye: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı artık hayal değil
Esed'in müftüsü Ahmed Hassûn şimdi ne yapıyor?
“Suriyeli mülteci” etiketi ve toplumsal imtihanımız
Kemalistlerin 94 yıldır üzerinde tepindiği Menemen’de ne oldu?