Uludere Komisyonu Başkanı İhsan Şener, Uludere olayında rutin dışı bir durum olduğunu söyledi. Şener, buna gerekçe olarak üst komutanlıkların yerel güvenlik güçleri ile bilgi paylaşmamasını ve BDP'nin olayın hemen ardından organize bir şekilde cenazeleri PKK propagandasına çevirmesini gösterdi.
Bugün Gazetesi'nin haberine göre 9.5 saat izlenen grubun kaçakçı olup olmadığının yerel yöneticilere sorulmamasını eleştiren Şener, "Bu olaydan dağa çıkması duran PKK, itibar kaybeden BDP fayda sağlamıştır. 'İhtiyaç mı vardı askerlere' diye soru soranlara da cevap niteliğindedir. BDP olaya müdahil olup cenazeleri bile insanların normal kaldırmalarına engel oldu. Örgüt bayrakları açıldı. Bu annelerin acısını elbette değiştirmez. Ancak orada rutin dışında organize bir durumun olduğu açık" ifadelerini kullandı.
10 GÜN İÇİNDE RAPOR YAZILACAK
Uludere Komisyonu Başkanı, olayın mutlaka aydınlatılacağını söyledi. Ne kendilerinin ne de Genelkurmay'ın bu işin üstünü örtmeyeceğini belirten Şener, "Genelkurmay'dan gelecek belgeleri bekliyoruz. Ardından 10 gün içinde raporumuzu yazacak ve karanlık noktalara soru işaretleri koyacağız" dedi. Şener, vur emrini kimin verdiğinin de gelecek olan belgelerde yer alacağını dile getirerek, basında çıkan isimlere itibar etmediğini kaydetti.
KOMUTANLIK BİLGİ PAYLAŞMAMIŞ
Şener, olayın mahalli güvenlik güçlerinden habersiz gerçekleştirildiğini vurguladı. Ogün valilik, kaymakamlık, tümen ve bölük komutanlığı gibi mahalli idare ve güvenlik güçleri ile üst komutanlıklar arasında hiçbir bilgi paylaşımı olmadığını açıkladı. Şener, karar vericilerin bu grubun ne olduğunu sorma ihtiyacı duymamalarına dikkat çekti. Tümen komutanlığına, bölgenin hava trafiğine kapatıldığı bilgisi dışında bir bilginin ulaşmadığını anlatan Şener, "Bu tür durumlarda da sadece bir hava operasyonu yapılacağı bilinir, ancak bu operasyonun kime veya nereye olacağı bilinmez" dedi. Şener, Uludere Kaymakamı'nın "Grupla ilgili bunlar kaçakçı mı, köyden giden var mı, diye bize sorulsaydı, 10 dakika içinde gidenlerin kaçakçı olduğu bilgisini verebilirdik" ifadelerini kullandığını hatırlattı. İlk bombanın atılması ile ikincisi arasında 45 dakika zaman bulunduğunu hatırlatan Şener, "Bu bilgi paylaşımı yapılsa idi, en azından ikinci bomba atılmayabilirdi" dedi.
3 TELEFON GÖRÜŞMESİ
Şener, olay günü köylüler ile yetkililer arasında 3 telefon görüşmesi yapıldığını söyledi. Bu görüşmelerden ikisinin bombalamalardan sonra yapıldığına işaret eden Şener, "Köylülerden gelen bir telefon var ama bu da ikinci bombalamadan 67 saniye önce yapılmış. Dolayısıyla yapılabilecek bir şey kalmamış" şeklinde konuştu.
1 GÜN ÖNCE KÖYE İKİ KİŞİ GELDİ
Genelkurmay'dan gönderilen bilgilerde, olaydan 1 gün önce terörist olduğu tahmin edilen iki kişinin Ortasu Köyü'ne geldiğinin yer aldığını aktaran Şener, "Ayrıca sınırdan bir takım girişler olacağı istihbarat bilgisi de yer alıyor. Oradaki yerel birliklerin helikopterleri de kullanarak yapacakları, Yıldız isimli operasyon bu girişlere karşı planlanmış. Vali de tümen komutanı da bunu bize anlattı. Burada hava sahası kapatılınca Yıldız operasyonu yapılamamış" dedi.
ŞENER'E GÖRE CEVAP BEKLEYEN 2 SORU
Bu insanlar terörist olsa sınıra gelip de neden 40 dakika boyunca beklesin. Ya saldırıya geçer ya da teçhizatı ile birlikte sığınacağı yere giderler. Neden açık hedef olarak dursunlar.
1. bombardımandan sonra açıkça görülüyor ki, katırların üzerindeki madde yanıyor, patlamıyor. Bunun akaryakıt olduğu belli. Buradan bir sonuç çıkarılarak 2. ve 3. hava saldırıları yapılmayabilirdi.
GENELKURMAY'IN HABERİ YOKTU
Şener, Genelkurmay Başkanlığı'nın da operasyondan yapılmadan önce haberdar olmadığı kanaatinde olduğunu belirtti. Genelkurmay'ın olayın hemen sonrasında soruşturma açmasının olayın dışında olduğu anlamını taşıyacağını ifade eden Şener, "Olaydan haberi olan biri böyle davranamaz" dedi.
27 YILLIK MUTABAKATA BOMBA ATILDI
Şener, hayatlarını kaybedenlerin yakınları ile görüşmelerinden notlar da aktardı. Encü ailesi reisinin "27 yıllık mutabakata bomba atılmıştır" sözüne dikkat çeken Şener, "Bu adam emekli korucu ve bacağı yok" dedi. Şener, bu tür olaylarda 'kimin işine yaradığı' sorusunun cevabının aranmasını istedi.