Bugünkü köle sayısının insanlık tarihindeki en yüksek düzeyde bulunduğunu yazan By Melissa Hogenboom, dünyada 27 milyon köle olduğunun tahmin edildiğini, bu sayının Afrikalı kölelerin Atlas Okyanusu üzerinden Amerika'ya nakledildiği köle ticaretinin doruğa ulaştığı dönemdeki sayının iki katı olduğunu dile getiriyor.
Konuyla ilgili olarak yapılan araştırmalarla desteklenen yazıda Hogenboom, “Pekçok kişi, köleliği geçmişte kalan bir sorun olarak görüyor. Fakat kölelik bugün de her kıtada değişik biçimlerde devam ediyor. Seks köleliğinden tutun da, işçi kaçakçılığını ve borç para verip karşılığında çalıştırmayı içeriyor.” diyor.
İşte By Melissa Hogenboom’un çarpıcı yorumu:
Köleliğe karşı mücadelenin neresindeyiz?
Bugünkü köle sayısı insanlık tarihindeki en yüksek düzeyde bulunuyor. Fakat kölelik karşıtı kampanya yürütenler, önümüzdeki 30 yıl içinde köleliğin kalkacağını düşünüyor.
Günümüzde dünyada 27 milyon köle olduğu tahmin ediliyor. Bu sayı Afrikalı kölelerin Atlas Okyanusu üzerinden Amerika'ya nakledildiği köle ticaretinin doruğa ulaştığı dönemdeki sayının iki katı.
16. yüzyılda başlayıp 1808'de köle ticareti yasaklanıncaya kadar devam eden gemi seferlerinde tutulan kayıtlara göre Afrika'dan Amerika'ya ve Karayipler'e götürülen köle sayısı 12,5 milyonu bulmuş.
Günümüzdeki köle sayısı olarak verilen 27 milyon rakamı, Kevin Bales'in araştırmalarına dayanıyor.
Köleliğe karşı çalışmalarıyla tanınan Bales, bu sayının fazlalığını hızlı nüfus artışına, yoksulluğa ve hükümetlerin yolsuzluğuna bağlıyor.
Pekçok kişi, köleliği geçmişte kalan bir sorun olarak görüyor. Fakat kölelik bugün de her kıtada değişik biçimlerde devam ediyor. Seks köleliğinden tutun da, işçi kaçakçılığını ve borç para verip karşılığında çalıştırmayı içeriyor.
Kölelik üzerine çalışma yürüten araştırmacı gazeteci Ben Skinner, Hindistan'da karşılaştığı kölelerin çoğunun asla özgür bir yaşam sürmediklerini, son derece soyutlanmış topluluklardan gelen bu kölelerin, temel hakları konusunda herhangi bir fikre sahip bulunmadığını söylüyor.
'Çağdaş köleler'
Bales, köle emeği kullanımının daha çok gelişmekte olan ülkelerde yaygın olduğunu, ancak güçlü insan hakları yasalarına sahip gelişmiş ülkelerin "bu sorunla mücadele etmek için yasaları uygulama konusunda çok yönlü davranamadığını" belirtiyor.
Barack Obama, çağdaş köleliğin portresini şöyle çiziyor:
"Kendisini kaçak yollardan ülke dışına çıkaran insan taciri şebekeye borcunu ödeme sorunuyla karşı karşıya olan göçmen işçi. Buraya iş vaadiyle getirilen, kimlik belgelerine el konan ve bir mutfakta saatlerce çalışmaya zorlanan kişi. Dayak atılan, sokaklarda fuhuşa zorlanan genç kız."
Kevin Bales, Amerikan hükümetinin cinayet olaylarıyla mücadele için milyarlar harcadığını, ama cinayet sayısından çok daha fazla insanı etkileyen kölelik sorunuyla mücadeleye çok az bütçe ayrıldığını ifade ediyor.
Avrupa'da da kölelik kurbanlarını korunma konusunda her zaman yasalara güven duyulamıyor. İnsan kaçakçılığına karşı çalışma yürüten Stop the Traffik adlı yardım kuruluşu, Macaristan'dan ülke dışına götürülen bir genç kızın ülkesine geri gönderildikten sonra tecavüze uğraması ve yeniden insan kaçakçılarına teslim edilmesi örneğini veriyor.
Olumlu gelişmeler
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, dünya çapında zorla çalıştırılanların sayısını 20,9 milyon olarak veriyor. Ancak bu rakam, borç karşılığı çalıştırılanları kapsamıyor. ILO, köleliğin tümüyle ortadan kaldırılabileceğine inanıyor.
ILO'dan Beate Andreas, son 10 yıldır bu konuda belli başlı ülkelerde harekete geçme konusunda kararlık gözlendiğini belritiyor.
Bales, yasa uygulayıcıların bir kamyon dolusu uyuşturucu ile karşılaşınca yapmaları gereken şeyi bildiklerini ama bir kamyon dolusu kaçak insana karşı izlenmesi gereken sürecin belirgin olmadığını, bununla birlikte durumun giderek değiştiğini söylüyor.
Birleşmiş Milletler'in insan kaçakçılığına karşı benimsediği protokol, üç kilit kavramdan oluşuyor: "Cezalandırma, koruma ve önleme".
Zorla çalıştırma sonucu üretilen ürünlere karşı iş dünyasında tepkiler de var. Örneğin birçok perakendeci, Özbekistan'da bu yolla üretilen pamuğu satın almıyor. Geçen yıl da çocuk köleler kullanıldığı grekçesiyle Avrupa Parlamentosu, Özbekistan ile yapılan bir ticaret anlaşmasını geri çevirmişti.
Brezilya'da 2003'te uygulamaya konan kölelik karşıtı yeni yasalarla, binlerce köle işçi serbest bırakıldı, köle işçi çalıştıran işletmeler kara listeye alındı. Bugün 300 şirket, bu listede yer alıyor.
2008'de Batı Afrika'da bir mahkeme, ev hizmetinde kullanılan eski bir köleyi koruyamadığı için Nijer devletine tazminat cezası vermişti.
Anti-Slavery International adlı kuruluşun müdürü Dr. Aidan McQuade, bu haber yayıldığında çok sayıda zorla çalıştırılan işçinin cesaret toplayarak kölelik durumlarına son verdiklerini söylüyor.
'Köleliğin sonu yakın'
Kevin Bales, bu gelişmelerin 25-30 yıl içinde kölelik sorununun çözüleceği ümitlerini artırdığını belirtiyor. Bales şöyle devam ediyor:
"Köleliğin üretime katkısı 40 milyar dolarında tahmin ediliyor. Bu kendi başına, çok büyük bir miktar olmakla birlikte küresel ekonomi içinde çok küçük bir rakamı ifade ediyor. 27 milyon köle sayısı da çok fazla, ama dünya nüfusu içindeki oranı, tarihteki en düşük düzeyde. Kölelik, son noktaya yaklaşmış durumda. Hükümetler ortak çalışır, yasalar uygulanırsa, köleliğe son vermek mümkündür."
BBC